SiyasetDemirel beni neden öptü?

Demirel beni neden öptü?

23.04.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Demirel beni neden öptü?

Demirel beni neden öptü

CUMHURBAŞKANI Sayın Demirel, basın toplantısının sonunda sorulara geçti. İkinci sıra için parmak kaldırdım - hemen yakınındaydım - "Buyrun Sayın Otyam" der demez başladım:
"Sayın Cumhurbaşkanım, son basın toplantınıza bundan yirmi yıl önce katılmıştım. Cumhurbaşkanı olarak basın toplantınıza ilk defa katılıyorum. Antalya'mıza hoşgeldiniz ve iyi yolculuklar diliyorum. Zamanında ağır eleştiri yazılarıma tarifsiz bir hoşgörüyle baktığınızı da unutmadım. Şimdi yöneteceğim birkaç soruya da aynı hoşgörüyle bakacağınıza eminim. Birinci sorum şu: Buna neden böylesine gereksinim duyuyorsunuz?
Biliyoruz ki, Cumhurbaşkanı tarafsızdır, bize böyle bellettiler. Siz ki, beğensek de beğenmesek de son anayasamızı başucunuzdan, cebinizden, elinizden, yüreğinizden eksik etmezsiniz. Son zamanlarda görüyoruz ki, Cumhurbaşkanı tarafsızdır kaidesini resmen ve alenen ihlal etmektesiniz. Hele dün gece bir televizyon söyleşinizde sanırım yedi kez "Cumhuriyetin etrafından birleşiniz" dediniz, bugün de iki üç kez yinelediniz ve bu haykırışınızla inanıyorum ki milyonlarca yurttaşımızın gönüllerine su serptiniz, umut verdiniz.
Cumhuriyete karşı ya da cumhuriyet dışı bir birleşme, bir çaba var, illa cumhuriyet etrafında birleşiniz diye mi haykırıyorsunuz? İkinci sorum da bu.
Türkiye'de çok güzel oluşumlar yaşandığını, ama yazılı ve görsel basının bunlara gerekli ilgiyi göstermediğinden yakındınız. Buna katılmamak elde değil. Bir GAP, bir Kahramanmaraş, diyelim ki bir Denizli, bir Gaziantep mucizelerine bile bakmak yeterlidir bu konuda. Bu güzellikler, bu yüceliklere karşın, aynı ülkede öylesine çirkin, öylesine çağdışı ve akıl dışı, yasadışı, cumhuriyet rejimi dışı olaylar yaşanıyor ki, o basın bunların derdine düşmüş, öteki güzelliklere bakamaz olmuştur. Cumhuriyet ve rejimin geleceğinin derdini ön plana almıştır.
Sayın Cumhurbaşkanım, İçişleri Bakanı'nın çirkin deyimiyle "Ermeni dölü" Apo, doğuda karakollarımızı basmaktadır, ama bu ülkenin İçişleri Bakanı da kendi bakanlığının Emniyet Genel Müdürü'nün makamını basmaktadır sabaha karşı, Apo'dan farkı nedir?
Atatürk'ün ve yandaşlarının kurduğu bu ülke, şeyhler, dervişler Türkiyesi'ne dönüştürülmüştür. 73 yıl öncesinin karşı devrimcileri bugün iktidar olmuşlardır. Sizin umut veren, yürek serinleten sözlerinizle bu durum çelişmiyor mu? Bir sorum da budur."

Rahmetli Cumhurbaşkanı Özal, durmadan dinlenmeden, insanlarımıza "Allah'ın ipine asılın" diyordu, sayın Demirel de aynı şekilde "Cumhuriyet'in ipine asılın" diyor. Eh, koskoca Cumhurbaşkanı elbet bir bildiği vardır, vardır ama, bunu makamı gereği apaçık söylemiyor da lafı dolandırıyor, evet, muhakkak bir bildiği vardı, yanıtında, halkımı uyarıyorum, dedi, görevim budur dedi, ama yine de bir bildiği vardır.

Sayın Cumhurbaşkanı Demirel, yirmi yıl öncesinin Demirel'i... Demirel son aylarda bir umut oldu, denge unsuru... Erzurum'da patlayan Paşa'yı TSK'ya havale etti, ardından ekledi, `İçindekilerini dökmüştür' dedi. Halka `Sakin olun, rejimden, parlamentodan umudunuzu kesmeyin' dedi. `Susurluk olayını kimse kapatamaz' dedi, Emniyet Genel Müdürü'nün yargıya başvurumunun sonucu için daha vaktin olduğunu anımsattı, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı aşırı sözleri yanlış bulduğunu yineledi, "Devleti ve rejimi sarsacak tartışmaları yararlı bulmuyorum" dedi ve elinde Anayasa kitabı durmadan sayfa çevirip maddeler okudu, kimsenin bunun dışına çıkmaması gerektiğini vurguladı, vurguladı.
İşte, Demirel, eğriye eğri, doğruya doğru bir çizgide... Bir denge unsuru, kaç yılın Demirel'i bu, tüm sıkıştırmalara rağmen en ufak bir açık vermedi. Ah, O'nun bildiklerinin binde birini bir bilebilsem acaba bu canı felek tutabilir mi? Ama o, devletin başı, kahvedeki Ahmet Ağa değil ki...
Ve yineledi:
"Vatandaşlarımı Cumhuriyet etrafında birleşmeye çağırıyorum."
Hadi biz bu öğüdü tutalım, ya başka şey etrafında birleşenleri ne yapacağız? Bunun yanıtı yoktu.
Basın toplantısının bitiminde, onca meslektaşım arasında boynuma sarılıp öpüp veda etti ve kulağıma bazı sözler fısıldadı, bunu açıklamaya yetkili değilim. Evet, Sayın Cumhurbaşkanı sadece beni öptü?
Bilmeyecek ne var, bayram olduğu için.