Siyaset Doğan: Erdoğan'la tartışmanın nereye kadar gideceği bana bağlı değil

Doğan: Erdoğan'la tartışmanın nereye kadar gideceği bana bağlı değil

17.09.2008 - 15:16 | Son Güncellenme:

.

Doğan: Erdoğanla tartışmanın nereye kadar gideceği bana bağlı değil

Doğan Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, Deniz Feneri davasının ardından, Başbakan Tayyip Erdoğan'la yaşanan tartışmaların nereye kadar süreceğinin kendisine bağlı olmadığını, bunu hükümetin demokrasiye bağlılığının belirleyeceğini söyledi.
Eylül başında Deniz Feneri davası ile ilgili Doğan Grubu gazetelerinde çıkan haberlerde AKP'nin de adının geçmesi üzerine Erdoğan, Doğan medya grubunun bu haberleri grubun menfaatleri için yayımlattığı konusunda suçlamalarda bulunmuştu.
Doğan, Reuters'la yaptığı söyleşisinde bu konudaki bir soru üzerine, "Nereye kadar gideceği benim elimde değil, ben bilmiyorum. Benim yönümden siyasi iktidarın demokrasiye bağlılığı bunun nereye kadar gideceğini gösterecektir" dedi ve ekledi:
"Hukukun içerisinde kaldığımız sürece benim için şu anda da bir problem yok. Ben yine yarın hükümet güzel bir şey yapsa, yine 'güzel yaptı' diye yazacağım, yine Avrupa Birliği girişimlerini destekleyeceğim, yine bütçe girişimlerine destek olacağım, yine Kıbrıs konusunda destek olacağım ama siyaseten haksızlık, yolsuzluk olan şeyleri çekinmeden yazacağım."
Yolsuzluklar konusunda tolerans göstermeyeceğinin altını çizen Doğan, "Bu konuda beni önlemek için önüme çıkacak hiç bir engelden korkmayacağım, şövalyelik etmiyorum yanlış anlaşılmasın. Benim işim bu..." dedi.

"ERDOĞAN'IN SALDIRISI TALİHSİZLİK"
Başbakan Erdoğan'ın arka arkaya kendilerine "atak" yapmasının nedenini anlayamadığını vurgulayan Doğan, "Ben Başbakan'ın bu şekilde saldırmasından çok mutlu değilim. Rahatsızım da. Ama bu şekilde saldırmasını da Başbakan adına da bir talihsizlik görüyorum. Hatta biraz da tersinden giderek hiç olmayan şeyleri 'benden şunları istedi, bunları istedi yapmadım diye yayın yapıyor' demesini de bir talihsizlik olarak görüyorum. Başbakan'ın bize bu şekilde saldırmasını hayretle karşıladım" dedi.
Deniz Feneri davasını "ahlaksızlığın en büyüğü" olarak tanımlayan Doğan, "Ben bekliyordum ki Başbakan da benim gibi basınla yan yan yana gelerek onları teşhir etsin, yalanlasın, bizimle beraber hareket etsin. Ama Başbakan bunu yapmadı... Halbuki 'hep beraber bu yolsuzluğu bulalım' demesi gerekirken anlayamadığım şekilde suçladı" diye konuştu.
Ana muhalefet partisi liderine ne kadar yakınsa AKP'ye o kadar yakın olduğunu vurgulayan Doğan, "Benim işim siyaset değil yayıncılık, Başbakan üzüntü verecek şekilde bizim üzerimize geldi. Sonuç olarak diyorum ki Türkiye hukuk devleti, ben hukuka güveniyorum. Eğer Türkiye'de demokrasi olacaksa hem siyasi partiler, hem de bağımsız yayın organları olacak" dedi ve şöyle devam etti:
"Başbakan da bizi bir rakip, bir düşman gibi değil demokrasinin bir unsuru olarak görmek kabul etmek durumundadır. Bana göre Başbakan bizlerle övünmeli iftihar etmeli, 'benim ülkemde bağımsız medya var, istediğini yazar' demeli. Bir ülkenin başbakanının parti kongrelerinde medya patronunu aşağılayarak, korkutarak iftira etmesi demokrasi adına talihsizlik. Başbakan'ın Türkiye'de yaşayan bütün Türk vatandaşları gibi benim de haklarımı kabul etmek zorunda. Bana göre Tayyip bey de bir demokrasi ürünü, biz de demokrasi ürünüyüz."
Doğan ayrıca yayınlanan haberler konusunda kendisinin bir denetimi olmadığını ve yayın ilkeleri doğrultusunda grubun çalıştığının altını çizdi ve haberi tatildeyken Bodrum'da okuduğunu söyledi.

YATIRIMCI ZARAR GÖRÜYOR
Hükümetin Doğan Grubu'nun üzerine gelmesinin ardından grup şirketlerindeki küçük yatırımcının zarar gördüğüne dikkat çeken Doğan şunları söyledi:
"Doğan Grubu 24,000 adam çalıştırıyor. Binlerce küçük yatırımcısı var Avrupa'dan Amerika'ya kadar. Hükümetin bu şekilde üzerime gelmesi sermaye piyasalarında benim hisselerimi baskı altında tuttu. Hisse senetlerim ciddi değer kaybetti, yani genelde normal kayıpların ötesinde değer kaybetti. Buna küçük yatırımcılar adına üzülüyorum. Ama diyorum ki... şirketlerimizin yapısı gayet sağlamdır iyi yönettiğimizi düşünüyorum. Bu geçecektir ama bir yılda mı iki yılda mı onu bilmiyorum, fakat grubuma ve şirketlerime güveniyorum. Ben Rusya'dan Amerika'ya kadar ortağı olan bir yayın grubuyum... Uluslararası standartlarda yönetmeye çalışıyoruz. Gayet şeffafız. Belki bu baskılar bizi daha temkinli olmaya itecek."
Doğan ayrıca "Bizim peşin verilmiş bir hükmümüz ve siyasi iktidara karşı bir husumetimiz yok" dedi.
Doğan Yayın Holding ve Doğan Holding hisseleri hükümetle yaşanan tartışmanın yarattığı tedirginliğin ardından sert düşüş kaydetti.
Doğan Yayın hisseleri tartışmaların şiddetlendiği 8 Eylül haftasında sert düşüş yaşarken hisseler 5 Eylül'deki 2 YTL kapanışının ardından bugün ilk seansta 1,52 YTL'ye geriledi ve yüzde 24 değer kaybetti. Doğan Holding ise aynı tarihler arasında yüzde 1,74 YTL'den 1,51 YTL'ye geriledi ve yüzde 13,2 değer kaybetti.
Doğan, Petrol Ofisi Ceyhan'da rafineri lisansı alamaması konusunda da "Önüme bir takım zorluklar çıkarıyorlar ama onların hepsini hukuk yoluyla çözeceğime inanıyorum" dedi.