Efsanevi lider Erdoğan’dır

TBMM Genel Kurulu’ndaki bütçe görüşmelerinde siyasi parti gruplarından sonra söz alan Davutoğlu konuşmasına “Bize yakışan üslupla söze başlarken haydi bismillah diyelim” diyerek başladı. Davutoğlu, özetle şu mesajları verdi:

UMARIM DERS ALIR: Meclis çalışmaları umarım nazik şekilde sürer ancak Kılıçdaroğlu’nun kendisine yakıştıramadığım ifadeleri oldu. Şöyle dedi; ‘bunlar bunlar bunlar…’ dedi. Bunlar dediği Türkiye Cumhuriyeti hükümeti. Ben kendisine ana muhalefeti lideri diyeceğim. Ümit ederim bir ders alır. Daha önemlisi ‘bunlar Türkiye’yi yönetemez’ dedi. Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye’yi kimin yöneteceğine millet karar verir. 1 Kasım’da verdi kararını.

EFSANEVİ LİDERDİR: Grup başkanvekiliniz döndü “AK Parti’nin lideri kim” diye sordu. Bu soru onun haddi değil. Ben izin vermezdim. İşte meydan burası Ak Parti siyasetinin 13 yıllık kurucu efsanevi lideri Recep Tayyip Erdoğan’dır. Ve ben 13 yıllık genel başkanlık görevinden sonra, kurucu liderlikten sonra, olağanüstü kongrede, ki biz de çok kongre olmaz, parti liderliğini kendisinden, ‘vefa kongresi’ adını verdiğim ilk olağanüstü kongremizde onurla, delegelerimizin tamamının oyunu alarak, partinin yeni lideri olarak seçildim. Ben partinin bütün delegelerinin oyları ile efsanevi liderden aldım liderliği, gelişimde kaset oyunları olmadı, olmayacak.

SİZ OYUN OYNAYIN: ‘Bunlar yönetemez’ deniyor. Sormak vakti? 2 ayda yaptıklarımız sayacağım. 10 Aralıkta ilan ettiğim 1 ay, 3 aylık 6 aylık programlar. 3 aylık sözleri 2 aylık sürede vaatlerin yüzde 82’si reformların yüzde 50’sini yaptık. 2 aydır CHP ne tartışıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün resmini bir odadan indi mi inmedi mi ona karar verecekler. Siz bırakın kurultay oyunları oynamaya devam edin biz de ülkeyi yönetmeye karar vereceğiz. Bu emanet elden ele taşınacak. Kimsede bir öncekine saygısızlık yapmayacak kimse de bir sonrakine devrederken gözü arkada kalmayacak.

MİLLETİN MALI: Nezakete zerafete yakıştıramıyorum. Cumhurbaşkanı yüzde 52 oy ile milletten destek aldı. Eleştirebilirsiniz, bu vakayı kimse örtbas edemez. Onlar saray biz külliye diyoruz. Külliye, milletin malıdır. Babamızdan miras gelmedi. Cumhurbaşkanı bir reis, kaptan oğlu ben bir esnaf oğluyum milletten güven ala ala bu yolları kat ettik. Cumhurbaşkanı kendisinden sonrakine devredecek. Siz 2014 seçimlerinden kendiniz cesaret edemediniz çatı aday işe yaramadı. Külliye tartışmaktansa cesaret gösterin meydana çıkın kazanın seçimi siz oturun orada. Meydana çıkmaktan niye korkutunuz. 64. Hükümet olarak önceliğimiz istikrarı geliştirmektir. Kılıçdaroğlu duyar da yönettiğimizi görür. Şimdi sayayım bazılarını; yüzde 82 vaat. Asgari ücret 1300 lira oldu. 1200 lira zam yaptık.

LİDERLİK DENMEZ: (Laf atılması üzerine) Kılıçdaroğlu kusura bakmayın. Siz çok ağır ifadelerle konuştunuz ben grubuma dün mesaj gönderdim. Kimse müdahale etmeyecek dedim. Siz konuşurken tek müdahale olmadı. Siyasi liderlik sözle olmaz, liderlik yaptığı insanlara sözünü geçirmekle olur. Yan tarafınızdaki arkadaşa söylüyorum. Siyasi liderlik sus deyince susabilmesidir. Nezaket içinde hareket edebilmesidir. Sözünü esirgemez. Ama bir başka genel başkan konuşurken nezaketsizlik yapılmasına izin verildiğinde buna liderlik denmez.

SINIRSIZ SÖZ HAKKI OLSUN: İç tüzüğü değiştirelim dedim. Etraf ateş çemberi iken engellemeler yüzünden bir madde geçebildi meclisten temel yasa ana odağını engelleme yerine yasa geçirmeye odaklanırsa torba yasa da olmaz. Engelleme olmasını istediğiniz kadar söz hakkı olsun. 14 yıl içinde tutmayacağımızı söz vermedik. Milletin kaynaklarlını seferber ettik. Bütçemizin anatomisine bakarsak eğitime ayırıyoruz. Kılıçdaroğlu, AR-GE yatırımlarından bahsetti. Biraz bahsedeyim, içi şenlensin. ARGE birimi 2 idi şimdi 63. Enerji bağımlılığı konusunda yüzde 50-80 dedi Kılıçdaroğlu, bu kadar geniş aralıkla konuşulmaz ki. 100 santral vardı 1183 santral yaptık.

İKİ AYRI KOMİSYON KURALIM: Anayasa konusunda ümitlenmiştim herhalde olacak dedim. Darbe hukukunu da temizleyelim dedi buyurun dedik. Daha ikinci toplantısında CHP çark etti. Başkanlık tartıştırmayız demek sansürcü zihniyettir. Gelin iki ayrı komisyon kuralım. Darbe hukununu da temizleyelim öyle temizleyelim ki kimse darbe diyemesin. Kılıçdaroğlu buraya geliyor Mısır darbesini savunuyor. Demokrasiyi iradeyi savunduk. Biz orada 27 Mayısta asılan Adnan Menderesi savunduk.

‘Yürekli bir adam çıkıp istifa ediyorum demedi’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’deki bütçe görüşmelerinde şunları kaydetti:

İKİ SORUYA CEVAP BEKLİYORUM: Ben, Davutoğlu’ndan iki soruya net cevap bekliyorum. Ben vergi ödüyorum, herkes ödüyor. Saray yapıyorsunuz, güzel. Ben vergisini ödeyen vatandaş olarak o sarayın maliyetini öğrenmek istiyorum. Buraya gelin ve o sarayın maliyetini anlatın.

250 BİN DOLARI SORDU: Şimdiki Cumhurbaşkanı, Libya’ya gitti, Kaddafi İnsan Hakları Üstün Hizmet Ödülü’nü verdi, ayrıca 250 bin dolar verdiler. “Bir şehit veya gazi derneğine vereceğim.” diyor. Bu paranın hangi derneğe, hangi vakfa bağışlandığını öğrenmek istiyorum.

358 şehidimiz oldu: Dinamitlenen barış var. Son sekiz ayda 358 şehidimiz oldu. Yönetim gücünü ve iradesini kaybetmiştir. Anayasa’nın 112. maddesi var, başlığı “Görev ve siyasi sorumluluk.” Bu kadar insan öldü, bunun siyasi sorumlusu kim? Bir iktidar eğer siyasi sorumluluğu üstlenmiyorsa, o iktidarın etik değerlerini yargılarım. Yüzlerce insan öldü, bir Allah’ın kulu çıkıp, bir yürekli adam şu kabineden çıkıp “Ya, lanet olsun, ben istifa ediyorum.” demedi, diyemedi. Böyle kabine mi olur arkadaşlar?

NASIL YÖNETECEKSİNİZ: Terör örgütü mahkemeler kurdular, bunlar seyretti. Hendekler kazdılar, bunlar seyretti. Bunun adı terör örgütlerine yardım ve yataklık yapmaktır. Yeri geldiğinde ‘bakanım’ diyorsunuz, kırmızı plakalı araçlara biniyorsunuz. Sizi onlar kandırdıysa, Allah aşkına bu ülkeyi nasıl yöneteceksiniz? A

VAHHABİ ZİHNİYETİNİN AT KOŞTURACAĞI ALAN DEĞİL: Bütün siyasi partilerin teröre karşı açık ve net tavır takınmaları lazım. Bir bela yetmedi ikinci belayı da bunlar getirdiler, IŞİD terörü de geldi. 70 ilden, IŞİD’e eleman devşiriliyor. Hükümetin aklını başına alması lazım. Burası Vahhabi zihniyetinin at koşturacağı bir alan değildir, İhvan anlayışının at koşturacağı bir alan değildir. Anadolu Müslümanlığı bizim neyimize yetmiyor? Hiçbir milletvekilinin bir teröristin taziye evine veya çadırına gitmesini de asla kabul etmiyoruz.

HESAP VERMEKTEN KAÇAN SİYASET FAYDA GETİRMEZ: Eğer iş bu noktaya gelmişse bunun nedeni 17-25 Aralık olayları üzerine parlamentonun yeterince gitmemesidir. Tüyü bitmemiş, fakir fukara, garip gurebanın ödediği her kuruş... Parlamento bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık oldu. Hangi vicdan kabul eder 750 milyarlık saati? Siz akladınız onları. Türk siyasal tarihinde bu kara bir lekedir. Keşke hep beraber üzerine gitseydik, onlar da aklansaydı. Niye korkuyorlar?

Açılışta terör atışması

TBMM’deki bütçe görüşmeleri atışmalarla başladı. AK Parti grubu adına Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker ve Grup Başkanvekili Naci Bostancı kürsüye geldi. Eker konuşmasında, “Palmira Şehrini yakan zihniyet ile Kurşunlu Camii’ni yakan zihniyetin aslında akraba olduğunu biliyoruz. Ölümden beslenen, nekrofil düşünceye sahip zihniyetin bir gün Mezapotamya’da bir gün Türkiye’nin Güneydoğusunda veya Ankara’da yaptığı eylemler aslında Türkiye’nin barış çabasını çözüm çabasını engellemeye dönüktür” dedi. Bostancı ise CHP ve HDP’yi hedef aldı. Bostancı’nın CHP’nin elitlerinin AK Parti’nin başarılarını konuştuğunu ama eleştirilerini millete duyurduğunu anlatırken “şikayet kutusu” benzetmesi yapması Başbakan’ı güldürdü.
Çözüm sürecinin yanlış olmadığını vurgulayan Bostancı, HDP’yi eleştirirken ise şunları söyledi:

HDP’ye sert tepki
“7 Haziran’dan sonra terör örgütü ve uzantıları Türkiye’de fiili durum yatıp özerk alanlar ilan edebiliriz, hendekler açabiliriz, böylesi bir ortamda Türkiye Cumhuriyeti devleti de bir oldu bittiyle karşılaşır zannıyla harekete geçti. Ama öyle olmadı. O çukurları açanlar, arkasına çocukları dikenler ülkedeki kederin ve acının faili oldular. Örgüt kendini çukura soktu, yetmedi meşru siyasetin temsilcileri de kendilerini ve Türkiye’yi o çukura sokmak istiyorlar. O çukura Türkiye girmeyecek.”
HDP’lilere “29 kişinin kanına girmiş kişinin taziyesine gidiliyor. Böyle nasıl Türkiyelileşeceksiniz?” diye seslenen Bostancı, sözlerini şöyle tamamladı: “HDP çukur siyasetine destek vererek, aslında metaforik olarak kucakladığı patlayıcılarla demokratik siyaset zeminine karşı bir intihar teşebbüsünde bulunuyor. Böyle giderse HDP’nin taziyesine gidecek kimse kalmayacak.”
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Bostancı’ya “AKP hükümeti bodrumda hastaneye nakil bekleyen yaralıları katlediyor. Kendinizin nasıl Türkiye Partisi olma yolundan ayrıldığınızı görün” karşılığını verdi.
Bostancı ise, “Hangi devlet birilerinin keyfe keder özerlik ilan ediyor, ayrı yönetim kuruyorum iddiasına rıza gösterir? Kendisine ateş açan, polisi askeri şehit edenin gereğini yapar” diye konuştu.

‘Yüzleşmek için aynaya bakın’

Bütçe görüşmelerinde MHP grubu adına konuşmayı kısa süre önce ameliyat olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yerine MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural yaptı.

Dolmabahçe Sarayı’nda manifesto yayınlanan AKP ve HDP’nin bugün “dokunulmazlıkların kaldırılması” konusunda karşı karşıya geldiğini belirten Vural, “Dün kucaklaştıkları dostlarının, bugün bir teröristin cenazesini ziyaret ettiği ortaya çıkmış olduğu için dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyor olmalarından mutluluk duyarız. Yüce Meclis’te böyle bir zihniyetin ve yapının yeri olamaz.

‘Nasıl cezalandırılacak’
Cumhurbaşkanı’nın bu çıkışı, ümit ederiz ki bilinen ikircikli tavrının yeni bir örneği değildir. Peki, AKP kadrolarının kırk bin kişinin katili olmuş mahkum bir elebaşının dirisine yaptıkları hürmeti ve hücresinde gösterdikleri muhabbeti, teröristleri devlet töreniyle karşılamalarını nasıl cezalandırmak gerekecektir?” ifadelerini kullandı.
Vural, PKK teröristlerinin silah ve patlayıcıları evlere yerleştirirken, binlerce hendek kazılırken, hükümetin “üç maymunu” oynadığını dile getirerek, “açılım denilen yıkımı sürdürmekte kararlı olan AKP hükümetidir, bakanlarıdır. Peki, bu muazzam yığınak bölgeye yapılırken valinin, kaymakamın, polisin, jandarmanın MİT’in olduğu yerde olmayan neydi? Olmayan şey, hükümetti, arkadaşlarım, hükümet. Olmayan milli bir iktidar, dik duruş, onurlu bakın ve inançtı” dedi. Anayasa değişikliği çalışmalarına da değinen Vural, Cumhurbaşkanı’nın 12 Eylül diktatörünün yetkilerini içeren Devlet Başkanlığını istediğini, bunun akılla, ahlakla, siyasetle izah etmenin mümkün olmadığını kaydetti.
Konuşması Necip Fazıl Kısakürek’in “aynalar” şiirini okuyarak bitirirken, “Bugün yaşadığımız acılar ve sorunlar AKP’nin 14 yıllık serencamıdır. Bunlarla yüzleşmek için aynaya bakabilmeleri halinde üstadın bu dizeleri sizi tarif etmeye yetecektir” dedi.

Ak Parti ve CHP HDP’yi dinlemedi

TBMM Genel Kurulu’ndaki 2016 Yılı Bütçe Tasarısı görüşmelerinde renkli anlar yaşandı:

TBMM Başkanı İsmail Kahraman birleşimi açtığında parti liderlerinin salonda bulunmaması dikkati çekti. Genel Kurul’a, Başbakan Ahmet Davutoğlu 15.57’de, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu 16.05’te geldi. Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu salona girdiğinde Maliye Bakanı Naci Ağbal, 2016 bütçesine ilişkin konuşma yapıyordu.

Ayakta alkışlandı
Baykal, 17.39’da Genel Kurul’a geldi ve birkaç milletvekiliyle tokalaştı. Baykal, CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar ile yan yana oturdu. Baykal, salondan ayrılmayarak Kılıçdaroğlu’nun yaptığı konuşmayı dinledi.

Kılıçdaroğlu kürsüye gelirken partili milletvekillerince ayakta alkışlandı. Kılıçdaroğlu konuşurken Başbakan Davutoğlu’nun dinleyip sık sık notlar aldığı görüldü.

Richard Sennet’in, sürekli amirinden şikayet eden ve sosyal ilişkilerini bu şikayet üzerine kuran bir sekreteri anlattığı “Ret Bağları” denemesini anımsatan Ak Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, CHP’nin tavrını da buna benzetti. Bostancı CHP ile “Saray” dediği Cumhurbaşkanı arasında ret bağları ilişkisi olduğunu söylerken, Kılıçdaroğlu’nun gülümsediği görüldü.

HDP’li vekillerin konuşmasını Başbakan Davutoğlu ve CHP lideri Kılıçdaroğlu dinlemedi.

Davutoğlu’nun “Efsanevi kurucu lideri Recep Tayyip Erdoğan’dır” sözüyle birlikte Bakanlar Kurulu sıraları dahil tüm AK Partili vekiller ayağa kalkarak coşkulu bir şekilde alkışladı. Ak Partililer Davutoğlu’nun konuşmasını üç kez ayakta alkışladı.

Kılıçdaroğlu gülümsedi
Davutoğlu’nun Ar-Ge düzenlemelerinden bahsederken “Sayın Kılıçdaroğlu’na bir rakam söyleyeyim de içi şenlensin” ile “Saatiniz bir yerde durmuş ama tarihin saati durmuyor akıyor” sözlerine Kılıçdaroğlu tebessüm ederek karşılık verdi.

Davutoğlu, konuşmasını tamamlayıp kürsüden ayrılırken de Bakanlar Kurulu ve AK Parti’li milletvekilleri ayağa kalkarak alkışladı.

Davutoğlu’nun konuşması muhalefetten eleştiri aldı. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, CHP Grubu’nun Davutoğlu’nun saygıyla dinlediğini ancak Davutoğlu’nun CHP’ye düşmanlık duyduğunu söyledi. Gök, “CHP’yi aklından bir türlü çıkartamaması, belleğinde, kafasında CHP’li asla düşünmeden bir adım atamaması CHP’den ne kadar korktuğunu gösteriyor” sözlerine AK Parti’li vekiller ile Davutoğlu kahkaha atarak karşılık verdi.

HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken’in, kürsüye geldiği sırada Davutoğlu, Genel Kurul salonundan ayrıldı. Bunun üzerine Baluken, “Kürsüden hakaret edip cevapları duyma tahammülü göstermeyen Davutoğlu’na da bu yakışırdı. Bu Başbakan’ı her izlediğimde ses tonuyla Cüneyt Arkın’ın Dünyayı Kurtadan Adam filmini hatırlıyorum” dedi.