Erdoğan’dan “güvenli bölge” çıkışı: Sabrımız sınırsız değildir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin Suriye’de kurulması planlanan güvenli bölge konusunda Türkiye’nin önüne somut olarak koyduğu tatmin edici bir plan olmadığını söyleyerek, “Sayın Trump ile bu konularda verimli ve ümit verici görüşmeler yaptık, yapıyoruz. Ancak alt düzeydeki diplomatik ve askeri görüşmelerde aynı verimi elde edemiyoruz. Anlaşmalarımıza elbette sadığız, sözümüz sözdür; ama sabrımız da sınırsız değildir. Münbiç’teki teröristler birkaç hafta içinde buradan çıkarılmazsa bizim bekleme süremiz sona erer. Fırat’ın doğusunda Türkiye’nin desteğiyle bölge halkının kendi yönetimini tesisi birkaç ay içinde sağlanmazsa bekleme süremiz yine sona erer” dedi. Erdoğan, dün AK Parti grup toplantısında, özetle şunları söyledi:

MUZ CUMHURİYETİ DEĞİLİZ: Türkiye’ye sınırları içinde ve dışında besleyip büyüttükleri terör örgütleri vasıtasıyla diz çöktürmeye çalışanlara meydanın boş olmadığını gösterdik. Terör örgütlerinin yetmediği yerde, toplumu kamplaştırmaktan ekonomiyi çökertmeye kadar her yolu deneyenlere, ülkemizin öyle sandıkları gibi bir muz cumhuriyeti olmadığını da gösterdik.

SURİYE MESELESİ HAYATİ: Dünyada ve bölgemizde tarihi bir dönüşümün işaretleriyle her gün yüzleşiyoruz. Suriye, bu büyük dönüşümün en kritik yeridir. Şayet Suriye sahasındaki planlar hayata geçirilebilirse bu büyük dönüşümün yeni hedeflerine de sıra gelecektir. Bunlardan birinin de Türkiye olduğu şüphesiz bir gerçektir. Bunun için Suriye meselesini hayati bir yere oturtuyoruz. Meseleyi ülkemizdeki Suriyelilerden ibaret görecek kadar kör veya idraksiz olanlara zaten sözümüz yok ama bu gerçeği göre göre Türkiye’yi bu yeni emperyalist düzene boyun eğdirmeye çalışanlar, taammüden ülkeye düşmanlık yapıyorlar. Suriye davasının Türkiye davası olduğunu bilmeyecek kadar ülkesine yabancılaşmış olanlara sadece, ‘yazıklar olsun’ diyoruz.

HİÇBİR KESİME ÖNYARGILI DEĞİLİZ: Suriye’de DAEŞ’e ve PKK-YPG’ye karşı çıkmamızın tek sebebi, bunların terör örgütleri olmasıdır. Bunun dışında biz Suriye halkının gerçek temsilcisi olan hiçbir kesime karşı önyargılı değiliz hepsiyle yakın diyalog içindeyiz. Meşruiyeti olan Suriyeli muhaliflerin hepsiyle oturup görüşüyor kendilerine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ülkemizdeki teröristlerin bize karşı tehdit düzeyi neyse Suriye’deki teröristlerin de aynıdır. Güvenliğimizi sağlamanın tek yolu, Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de terör örgütlerinin varlığını tamamen yok etmektir.

TÜRKİYE’NİN KONTROLÜNDE GÜVENLİ BÖLGE: Fırat’ın doğusu ve Münbiç, Suriye gündemimizin en önemli konularıdır. Türkiye’nin kontrolünde, diğer ülkelerin sadece lojistik destek verdiği bir güvenli bölge modeli dışındaki hiçbir teklifi kabul edemeyiz. Güya uluslararası güçler tarafından kurulan hiçbir güvenli bölgenin başarılı olmadığı, kalıcı huzur getirmediği ortadayken aynı formülün bize dayatılmasında kasıt ararız. Şimdilik ABD’nin bize verdiği sözlerin yerine getirilmesini bekliyoruz. Münbiç’teki teröristlerin buradan çıkarılması yıllardır konuşulan ama bir türlü ilerleme sağlanamayan bir konuydu. Münbiç meselesi ortada bırakıldıkça rejimin bu bölgeye yönelik hevesleri de kabarıyor. Halbuki Münbiç’in ihtiyacı ve talebi ne ABD’nin kollamasındaki teröristlerdir ne de rejimin zulmüdür. Bu bölgenin halkı, Türkiye’nin güvencesinde kendi geleceklerine kendileri sahip çıkmak istiyor.

TATMİN EDİCİ BİR PLAN YOK: Askeri hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Şayet ABD, bize verdiği sözleri tutup bölgeyi teröristlerden temizlemez ve Türkiye’nin kontrolünde bir güvenli bölgenin tesisine katkı sağlamazsa kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Sayın Trump ile bu konularda verimli ve ümit verici görüşmeler yaptık, yapıyoruz. Ancak alt düzeydeki diplomatik ve askeri görüşmelerde aynı verimi elde edemiyoruz. Şu ana kadar somut olarak önümüze konulan tatmin edici bir plan yok. Anlaşmalarımıza elbette sadığız, sözümüz sözdür; ama sabrımız da sınırsız değildir.

BEKLEME SÜRESİ SONA ERER: Münbiç’teki teröristler birkaç hafta içinde buradan çıkarılmazsa bizim bekleme süremiz sona erer. Fırat’ın doğusunda Türkiye’nin desteğiyle bölge halkının kendi yönetimini tesisi birkaç ay içinde sağlanmazsa bekleme süremiz yine sona erer. Bu durumda Türkiye, muhataplarına verdiği sözleri tutmuş, ancak karşılığını bulamamış olacaktır. Yani kendi planlarımızı hayata geçirme hakkımız doğacaktır. Meselenin uluslararası işbirliği ile çözümü herkes için ideal olan yoldur, biz bu yolu sonuna kadar zorluyoruz. Ancak bıçak kemiğe dayandığında yapacağımız işler için ne kimseden izin almak ne de kimseye hesap vermek mecburiyetinde değiliz, bu böyle biline. Yaptırım listesi dahil hiçbir tehdit bizi bu yoldan çeviremez. Suriye politikamızda milletimize ilan ettiğimiz taahhütlerimizi ne pahasına olursa olsun yerine getireceğiz. Zira bölgedeki tüm aşiretler, sürekli “Ne zaman geliyorsunuz?” diye soruyorlar.

Başını Erdoğan’ın göğsüne yasladı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Kuzum Teyze” diye seslendiği 67 yaşındaki Esma Hanım, dün AK Parti grubundaydı. Erdoğan salondan ayrılırken önünü kesen ve bir süre konuşan Esma Hanım, daha sonra başını Erdoğan’ın göğsüne yaslayarak özlem giderdi.

‘Yan daire komşusu ölüyor haberi yok’

Cumhurbaşkanı Erdoğan dikey yapılanmaya yönelik eleştirilerini grup toplantısında da sürdürdü. Erdoğan şunları söyledi: “50 kat, 60 kat, bu tür binalarda, soruyorum, yaşayanların birbirinden haberi var mı? Komşuluk hukuku diye bir şey var mı? İnanın yan dairedeki ölüyor, haberleri yok. Komşularımız Müşerref teyze, Suat teyze, ben kirlendiğim zaman onlar beni alır, yıkar, giydirir, anneme teslim ederdi. Komşuluk böyleydi. Çocuklar arasındaki hukuk da böyleydi. Ama şimdi bu dev rezidanslarda veya dev binalarda, çocukların birbiriyle hukuku diye bir şey var mı? Hayır. Hepsi birer kibir abidesi.

KÜÇÜK ARMUTLU REZALET: Bizim dünyamızda kibrin, büyüklenmenin, efelenmenin, grupçuluğun, hizipçiliğin, arsızlığın, hırsızlığın, yolsuzluğun, israfın, haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin yeri olmadığını bizzat kendi yaşantımızla milletimize göstereceğiz. Şu anda büyükşehirlerimizin, bu noktada devasa ihtiyaçlarının olduğu çok açık. İzmir’de Karabağlar için “Burası çok güzel bir yer” diyebilir miyiz? Burada bir kentsel dönüşüme ihtiyaç yok mu? Ama bugüne kadar gelenler, buna çanak tuttular ve şu hale göz yumdular. İstanbul’umuzda da Küçük Armutlu rezalet, berbat. Tabii bu tür yerlerde bir de terör yaygınlaşıyor. Bunlara fırsat veremeyiz.

Erdoğan-Bahçeli bugün görüşecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığının resmileşmesinin ardından istifa etme kararına ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, bu konudaki yol haritasını, bir boyutuyla Yıldırım’ın ifade ettiğini belirtti. Erdoğan, söz konusu sürecin başlamasıyla ilgili olarak, daha sonra yapılması gereken ne ise partisi, grubu olarak muhakkak yapacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhur İttifakı olarak Sayın Bahçeli’nin de ifade ettiği gibi müşterek atmamız gereken adımları da atacağız” dedi. Erdoğan, “TBMM Başkan adayının isminin netleştirilip netleştirilmediğine” ilişkin bir soru üzerine “Şu anda paylaşamayız” dedi. Erdoğan’a, 19 Şubat öncesinde MHP Genel Başkanı Bahçeli ile görüşüp görüşmeyeceği, ittifak yapılan illerin artıp artmayacağı, Kars ve Iğdır’da ittifak yapılacağına dair iddialar da soruldu. Erdoğan “İller üzerinde durmayayım. Büyük ihtimalle yarın (bugün) görüşmemiz olacak” dedi.

Akkal’a rozet taktı

Erdoğan, toplantı öncesinde, İYİ Parti’den istifa edip AK Parti’ye geçen Manisa Milletvekili Tamer Akkal’a
parti rozetini taktı.