Erdoğan grup toplantısında konuştu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in yardım gemisine yaptığı saldırıyı sert dille eleştirdi ve "Dün yaşanan olaylar, insanlığın ortak medeniyeti ve kültürü açısından kara bir leke olmuştur. İnsanlık tarihi açısından büyük ayıp olarak kayda geçti. İnsani yardım gemilerine silahla saldırıda bulunmak, masumları katletmek insanlık açısından büyük bir sükuttur, alçakça bir pervasızlıktır" dedi.

Başbakan Erdoğan, Meclis’te AKP Grup toplantısında dün İskenderun’da yaşanan terör saldırısı ile İsrail’in Türk yardım gemilerine yaptığı saldırıları değerlendirdi.

Erdoğan, sözlerine dün yaşanan iki kanlı saldırıdan bahsederken, "Birincisi İskenderun’ daki askeri birliğimize yönelik terörist saldırıydı. Bu hain saldırıda 6 asker şehit oldu, 7 asker yaralandı" dedi.

Erdoğan İsrail saldırısını ise, "İkincisi Akdeniz sularında insanlık vicdanı tarihin en ağır yaralarından birisin aldı" diye konuştu.

-İSRAİL ZORBALIKLA KAN DÖKMÜŞTÜR-

İnsanlığın vicdanında süzülen yardım gemilerinin, silahla zorbalıkla engellendiğine dikkat çeken Erdoğan, "Yükü merhamet ve şefkat olan gemiler menzillerine varamadan kana bulandı. Bu sabaha doğru İsrail ordusuna ait silahlı unsurlar, 32 ülkeden 600 insanın içinde bulunduğu Gazze ye özgürlük filosun uluslararası sularda hukuksuz şekilde saldırdı. Masum insanların kanını döktü. Ölü ve yaralıların olduğu bu kanıl saldırıda, insani yardım gemilerine de el konuldu. Kadınların, çocukların, din adamlarının ve sivillerin bulunduğu gemilere yapılan saldırıyı lanetliyorum" dedi.

-HER TÜRLÜ LANETİ HAK ETMİŞTİR-

"İsrail her türlü laneti hak etmiştir" diyen Erdoğan, İsrail’e yönelik çok sert ifadeler kullandı. Erdoğan şöyle dedi:

"Burada İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere yaptığı kanlı katliam her türlü laneti hak etmiş katliamdır. Bu saldırı açıkça uluslararası hukuka yapılmıştır. İnsanlığın vicdanına, dünya barışına yapıldı. İnsanlığın vicdanına diyorum. Her milletten, her dinden insanlar sadece abluka altındaki, Gazze’ye insani yardım götürüyordu. Gemiler hareket etmeden önce bütün dünyaya yüklerini, niyetlerini açıkça deklare ettiler. Bu açık insani yardımın şahidi olarak dünyadan ve ülkemizden 60 gazeteci yardım filosuyla gemilere bindi. Uluslararası sularda, açık denizde mazlum insanları, yoksul insanlara, aç bırakılmış, evleri yıkılmış Filistinlilere yardım götüren 600 insana yapılan silahlı saldırının BM’nin temel felsefesine yapılmış bir saldırı olduğu açıktır. Gemiler insani amaçlı yardım malzemeleriyle yüklüydü. Uluslararası seyrüsefer kuralları çerçevesinden, kontrol edilmişlerdir. Aynı zamanda, yardım gönüllülerinden başka yolcu yoktu. Gemilere beyaz bayrak çekilmişti. Tüm bu şartlar rağmen, gemiler silahlı saldırıya maruz kaldı."

Olayın yaşandığı sırada Latin Amerika’da olduğunu hatırlatan Erdoğan, o süre içerisinde Türkiye ve bazı ülkelerle konuya ilişkin temaslarına değindi.

Türkiye’nin dün yaptığı diplomasi trafiğini bir kez daha hatırlatan Erdoğan yaşanan diplomasi trafiğini şöyle anlattı:

"Uluslararası camiayla da irtibat kurdum, bu süreç devam ediyor. Bu çerçevede yapılması gerekenleri masaya yatırdık. Gereken adımları atmaya başladık. Türkiye Cumhuriyeti uluslararası hukuk ve diplomasinin bütün imkanlarını kullanıyor. Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi geri çağrıldı. Üç ortak askeri tatbikat iptal edildi. Dışişleri Bakanı BM Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı. BM Güvenlik Konseyi İsrail’i kınayan bir açıklama yaptı. Açıklamada soruşturma açılması, sivil ve yaralıların serbest bırakılması istendi. İsrail’deki milli takım maçları iptal edildi. NATO Konseyi olağanüstü toplantıya çağrıldı. İKÖ, Arap Birliği, AB ve ilgili tüm kuruluşlarla temaslarda bulunup göreve davet edildi."

İKÖ’nün Pazartesi günü toplanacağını da belirten Erdoğan, "Konvoyda bulunanların güvenliklerini sağlanması, yaralıların tedavisi için gerekenler yapılmaktadır. İsrail yaralıları biz gönderelim diyor. Biz kendi yaralılarımızı alacak irade ve güce sahibiz diyerek bu tekliflerini reddettik" diye konuştu.

-ALÇAKÇA BİR PERVASIZLIKTIR-

Olayın ardından İsrail’in haber ambargosunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Olayın yaşandığı ilk andan itibaren uluslararası toplumun bilgi almasını engelleyen İsrail’in dünya kamuoyunu doğru bilgilendirmesi ve işbirliğinden kaçınmamı gerekir" dedi.

Dünyanın, İsrail’in sergilediği tavrın ibretle izlendiğini savunan Erdoğan, İsrail Hükümetine çağrılar yaparken, sert ifadeler kullandı. Erdoğan şöyle dedi:

"İsrail Gazze’ye yönelik insanlık dışı ambargoyu derhal kaldırmalıdır. Filistin halkına gönderilen insani yardımların yerine ulaştırılmasına engel olmamalıdır. Biz ispanya ile birlikte medeniyetiler ittifakı çalışması yürütüyoruz. Amacımız farklı dinlerin, kültürlerin bir arada yaşayabileceklerin düşüncesini güçlendirmek, kin ve nefret yerine sevginin hakim olması için çaba göstermektir. Dün yaşanan olaylar, insanlığın ortak medeniyeti ve kültürü açısından kara bir leke olmuştur. İnsanlık tarihi açısından büyük ayıp olarak kayda geçti. İnsani yardım gemilerine silahla saldırıda bulunmak, masumları katletmek insanlık açısından büyük bir sükuttur, alçakça bir pervasızlıktır."

Savaşın da barışın da bir hukuku olduğunu kaydeden Erdoğan, "Savaşta, çocuklara saldırılmaz, savaşta kadınlara, yaşlılara saldırılmaz, savaşta sivillere, din adamlarına saldırılmaz, beyaz bayrak çekenlere, sağlık görevlilerine saldırılmaz. Savaşta değil, barışta bunlara saldıranlar ise sadece hukuku çiğnemekle kalmazlar, aynı zamanda insanlığı da ayaklar altına almış insanlıktan çıkmış olurlar" dedi.

Zorbaların, haydutların, korsanların bile belli hassasiyetlerinin olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Belli ahlak kurallarına uyarlar. Hiçbir ahlak kuralına uymayana bu sıfatları yakıştırmak bile iltifat olur" diye konuştu.

-KİMSE TÜRKİYE’NİN SABRINI TEST ETMEYE KALKMASIN-

Bu saldırı ile Dünya barışının çok büyük yaralar aldığını savunan Erdoğan, "İsrail Hükümeti’nin cüretkar, sorumsuz, pervasız, hak hukuk tanımayan insani erdemi ayaklar altına alan saldırısı mutlaka cezalandırılmalıdır" çağrısında bulundu. Erdoğan İsrail’e karşı sert sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yalan söylemeyi, işlediği suçtan yüzün kızarmayan yönetimden soruşturma beklemek yerine uluslararası camia bu olayı soruşturup hukuki karşılığını vermeli. Türkiye olarak bu işin peşini bırakmayacağız. Türkiye, yeni yetme köksüz bir devlet değildir. Bir kabile devleti hiç değildir. Kimse Türkiye ile aşık atmaya, sabrını dest etmeye kalkmasın. Türkiye’nin dostluğu ne kadar kıymetli ise, düşmanlığı da o kadar şiddetlidir. Türkiye’nin dostluğunu kaybetmek bile başlı başına bir bedeldir. Biz İsrail halkıyla Musevilerle tarihi dostluk ve işbirliği içinde olduk."

-İSRAİL’İN YAKIN GEÇMİŞİ-

Meselenin sadece Türkiye ile İsrail arasında yaşanan bir mesele olmadığını kaydeden Erdoğan, meselenin, İsrail’in hak hukuk tanımayan mevcut yönetiminin insanlık dışı uygulamayla barışı tehdit eden yaklaşımından kaynaklandığını savundu.

"Türkiye her zaman barıştan yana olmuştur" diyen Erdoğan, İsrail’in yakın geçmişinden de örnekler verdi.

"İsrail, antisemitizm gibi gösterme aymazlığından vazgeçmelidir" çağrısı yapan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"İsrail’in Filistin, Suriye, Lübnan ilişkilerin normalleşmesi için çaba gösteren tek ülke Türkiye oldu. İsrail bölgedeki en önemli barış savunucularından birisini karşısına alacak tutumlar takınmaktadır. Yaptıkları haksızlıkları güvenlik gerekçesiyle, antisemitizm gibi gösterme aymazlığından vazgeçmelidir. Artık mızrak çuvala sığmamaktadır. Şiddetin politika haline getiren, kan akıtmaktan çekinmeyen bir yönetim anlayışı bulunuyor. İsrail yönetiminin hukuksuzluklarının örtülecek, görmezden gelinecek hali k almadı. Uluslararası toplumun yeter artık deme zamanı geldi. BM güvenlik konseyinin 100’ü aşkın verdiği kararları tanımayan İsrail’dir, öyleyse BM kınama kararıyla yetinmemeli, bunun da ardından durmalı. BM genel Sekreteri ile konuştum. Akşam 20:00’de Obama ile konuşacağım."

-ABD’YE GÖNDERME-

Erdoğan, İsrail’in saldırgan tutumunun arkasında, bir yerlerden aldığı güçle hareket ettiğini öne sürdü ve üstü kapalı ABD’ye de mesaj gönderdi. Erdoğan, "İsrail yönetiminin saldırgan tutumları şüphesiz ki bir yerlerden aldığı güçten kaynaklanıyor. Bu noktada Türkiye olarak bölgemizdeki hassasiyetlerimiz ortadadır" dedi.

-İSRAİL’E TEHDİT-

AKP Grup toplantısında İsrail saldırısını değerlendirirken zaman zaman öfkelenen Erdoğan, İsrail’i şu sözlerle yüklenmeye devam etti:

"Orta Doğu’da barışın zeminini yok etme gayreti içinde olan İsrail’i yaptıklarıyla bırakamayız. Her yaptığın yanına kardır diyemeyiz. Her şeyin bedeli var, bu yönetim bunun bedelini ödemek durumundadır. Yaşam hakkına saygı duymayan anlayışın hiçbir hakka değer vermesi mümkün değildir. İnsan yaşamına değer vermeyen anlayışın insan haklarına saygı duyması mümkün değildir. Dünyanın nefretini kazanarak, kendi halkının güvenliğini sağlayamazsın. Savunma kalkanlarını bir bir yok etmekte, ittifak noktaların kaybedip kendisini yalnızlaştırmaktadır."

-İSRAİL HALKINA ÇAĞRI-

Erdoğan yaşanan saldırıda İsrail Hükümeti’nin uyguladığı politikalara uluslararası toplumların müdahale etmesi gerektiğini belirtirken, İsrail halkına da "sağduyulu olma" çağrısında bulundu.

Erdoğan, "Musevilere yapılan ahlaksızlığa karşı, sesimizi yükselttik. İsrail halkını barış ve güvenlik içinde yaşamını sürdürmesi için katkıda bulunduk şimdi aynı insani tavrı sergileme sırası İsrail halkındadır. Yalanla, hileyle kan dökmekle, devlet terörü estirmekle, masumları katletmekle devlet yönettiğini zanneden pervasız politikacılar, İsrail halkına kötülük yapmaktadırlar" dedi.

-ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK-

İsrail’le hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağının altını çizen Başbakan Erdoğan, "Bugün yeni bir gün, milattır, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı aşikardır. Alenen cinayet işleyen, katliam yapan saldırgan devleti pişmanlık dilemeden, hesap vermeden insanlığa kendisini anlatması, uluslararası toplumun yüzüne bakması mümkün değildir" diye konuştu.

-ÖLDÜRMEYİ İYİ BİLİRLER-

"Öldürmeyi iyi bildiklerini yüzlerine söylediğimiz İsrailli yöneticiler, cinayeti, ne ölçüde iyi bildiklerini bir kez daha dünyaya gösterdiler" sözleriyle bir kez daha İsrail’e yüklenen Erdoğan, Türkiye’nin uluslararası hukukun verdiği tüm hakları ve imkanları kullanacağını ifade etti.

-TÜRKİYE’NİN DEĞİL DÜNYANIN SORUNUDUR-

Erdoğan yaşanan saldırının sadece Türkiye’nin sorunu olmadığını, tüm dünyanın sorunu olduğunu belirterek, "Bütün insanlığın dikkatin şu noktaya çekiyoruz. İsrail hiçbir gerekçe ile gayrı meşru kanlı baskını, meşru gösteremez, izah edemez. İsrail hiçbir mazeretle, gerekçeyle elindeki kanı temizleyemez. Akdeniz’deki kanlı saldırının ortaya çıkardığı sorun, iki ülkenin değil, bütün dünyanın sorunudur. Dünyanın insani değerleri önemseyen hiçbir ülkesinin uluslararası kuruluşu bu cinayete seyirci kalmayacağına inanıyorum" dedi.

-SESSİZ KALIRSANIZ SUÇ ORTAĞI OLURSUNUZ-

"İsrail’in kanlı saldırılarına kim göz yumarsa, saldırıları görmezden gelirse, bu kanlı saldırılarda onlar da suç ortağı olacaktır" sözleriyle tüm dünyayı bu olaya duyarlı olmaya çağıran Erdoğan, "Meselenin teröre karşı savuma olmadığı, terörle mücadele olmadığı, bir şehri, bir şehrin bütün insanlarını yok etmeye dönük katliam girişim olduğu bir kez daha ortaya çıktı" diye konuştu. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"O insanların üzerine bomba yağdıracaksınız, fosfor bombalarını deneyip, camileri bombalayacaksınız, çözüme bomba atacaksınız, BM ofisini hedef alacaksınız. Herkes göz yumabilir, görmezden gelebilir, sinsice destekleyebilir ama İsrail Türkiye’yi başkalarına benzetmek gibi bir hatanın içine düşmesin. Böyle bir hata işlemeye kalkmasın bedeli ağır olur. Açık denizde cinayet işleyen İsrail kanlı eylemiyle bütün dünyaya karşı yalnızlığı seçti, tecrit olmayı seçti. Herkes sussa, gözünü yumsa, sırtını dönse bile biz Türkiye olarak, Filistin’e, Filistin halkına sırtımızı dönmeyecek, gözümüzü yummayacağız. Milletimiz metin olmalıdır. Türkiye’ye yaraşır vakar içinde olmalıdır. Operasyonunu arkasında olduğun söyleyenleri, biz ne kadar hukuk dışlılığın arkasındaysanız, biz o kadar hukukun arkasındayız. Siz ne kadar kanlı operasyonun, saldırganlığın, terörün arkasındaysanız, barışın adaletin arkasındayız. Siz ne kadar sivillerin karşısındaysanız, biz o kadar sivillerin, Gazzeliler’in yanındayız, arkasındayız. Bu konumda olduğumuz için tarih boyunca onur duyduk."

BİR KARANLIK EL DEVREYE GİRİYOR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İskenderun’da yaşanan saldırıyı değerlendirirken, "Son dönemde Türkiye her açıdan demokratik standartlarını yükseltiyor. Her alanda önemli gelişmeler yaşanıyor. Ne zaman yükselişe geçse, demokratik standartlarını yükseltmeye başlasa, bir karanlık el devreye giriyor. Demokrasi dedikçe; birileri teröre sarılıyor, insan hakları dedikçe silaha sarılıyor. Hak, hukuk deyince birileri kan döküyor. Bunlar kim kazanıyor, kim kaybediyor. Bir Anayasa değişikliği yapılıyor, kararı aziz millet versin, diyoruz kirli oyunlar tezgah sürüyüp süreç sabote edilmeye çalışılıyor" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Meclis’te AKP Grup toplantısında yaptığı konuşmada, dün gece yarısı İskenderun deniz üs komutanlığına bağlı gerçekleşen saldırıya da değindi. 6 askerin şehit olduğu, 7 askerinde yaralandığı saldırıyı değerlendirirken, "Hain saldırıyı şiddetle lanetliyorum" dedi.

Erdoğan, terör örgütünün bir kez daha alçak ve kanlı yüzünü ortaya koyduğunu dile getirerek, "Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü, huzur ve güvenliğini hedef alan saldırı daha öncekiler gibi akim kalacaktır. Kanlı saldırılardan medet uman terör örgütün kirli oyunları hayata geçemeyecektir. Milletimiz tarafından lanetlenecektir" diye konuştu. Erdoğan şöyle konuştu:

"Biz analar ağlamasın, akan kan dursun diyerek demokratik açılım, milli birlik ve kardeşlik projesini bir sürece soktuk, takvime bağladık. Son dönemde Türkiye her açıdan demokratik standartlarını yükseltiyor. Her alanda önemli gelişmeler yaşanıyor. Ne zaman yükselişe geçse, demokratik standartlarını yükseltmeye başlasa, bir karanlık el devreye giriyor. Demokrasi dedikçe; birileri teröre sarılıyor, insan hakları dedikçe silaha sarılıyor. Hak, hukuk deyince birileri kan döküyor. Bunlar; kim kazanıyor, kim kaybediyor. Bir Anayasa değişikliği yapılıyor, kararı aziz millet versin diyoruz, kirli oyunlar tezgah sürüyüp süreç sabote edilmeye çalışılıyor.

Millet bu karanlık oyunları çok iyi anlamalı. Demokratikleşmeyi aynı kararlılıkla sürdüreceğiz, güvenliği de demokratikleşmeyi de eş zamanlı olarak, sürdüreceğiz. Türkiye doğru bildiği yolda, ilerlemeye devam edecektir."

Erdoğan, konuşmasında Latin Amerika’ya yaptığı geziyi anlattı, atılan adımlar hakkında bilgi verdi.

-İZLENİMLER-

Başbakan Erdoğan, grup toplantısına katılmadan önce Başbakanlık Merkez Bina’da bazı bakanlar ile bir araya geldi.

Meclis’e gelirken, Grup salonundan önce Başbakanlık makam odasına geçti. Burada Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik ile bir süre görüştü.

Erdoğan’ın, grup toplantısında yapacağı konuşmayı daha sonra değiştirdiği de öğrenildi.

Erdoğan konuşmak için AKP Grup salonuna inmeye hazırlanırken, o sırada grup toplantısından çıkan BDP’li milletvekilleriyle karşılaştı. BDP’li milletvekilleriyle tek tek tokalaşan Erdoğan, milletvekillerinin hatırını da sordu.

-FİLİSTİN VE İRAN BÜYÜKELÇİLERİ GRUP TOPLANTISINDA-

Başbakan Erdoğan Meclis’e gelmeden saatler önce İran ve Filistin’in Türkiye Büyükelçileri de AKP Grup salonunda Başbakan Erdoğan’ı beklediler. Erdoğan’ın Grup konuşması sık sık alkışlarla kesildi. Erdoğan’ın özellikle İsrail’e yönelik sözleri ve "Gazze’nin hep yanında olacağız" sözleri ayakta alkışlandı. Bu sırada Filistin ve İran Büyükelçileri’nin de, Erdoğan’ın konuşmasını ayakta alkışladıkları gözlendi. Bu sırada bazı milletvekillerinin ağladığı gözlenirken, Erdoğan’ın da duygusal anlar yaşadığı dikkatleri çekti.

-KILIÇDAROĞLU İLE KARŞI KARŞIYA ?

Başbakan Erdoğan’ın grup konuşması, CHP grubu ile aynı saatlerde gerçekleşti. Erdoğan, Grup konuşmasının ardından Meclis’ten ayrılırken, o sırada CHP Grup toplantısından çıkan Kılıçdaroğlu ile karşı karşıya geldiler. Ancak her iki lider de milletvekilleri tarafından uyarılınca birbirlerini görmezden geldiler. Erdoğan, milletvekilleriyle sohbet etmeyi tercih ederken, Kılıçdaroğlu ise yönünü değiştirerek grup odasına çıktı.