Siyaset‘Evet’ ile ‘Hayır’ 6. kez karşı karşıya

‘Evet’ ile ‘Hayır’ 6. kez karşı karşıya

27.07.2010 - 01:43 | Son Güncellenme:

Muhalefet ile iktidar partilerinin “evet” ve “hayır” kampanyaları ile geçmişte kalan5 referandum, Türk demokrasisinin geldiği nokta konusunda fikir verici nitelik taşıyor

‘Evet’ ile ‘Hayır’ 6. kez karşı karşıya

Seçmenlere belirli bir teklife “evet” ya da “hayır” deme seçeneğinin sunulduğu oylamalara referandum deniyor. Bu oylamalara halkın tamamı katılarak kendi kaderleriyle ilgili direkt olarak karar verebiliyor. Genelde anayasa değişikliği, yasaların kabulü veya çok önemli meselelerde halkın iradesini
belirlemek amacıyla referandum yapılıyor. Plebisit ise genel anlamda referandum ile eşanlamlı olmakla birlikte daha ziyade güvenoylaması anlamı taşıyor. Plebisit sözcüğü, özellikle Birinci Dünya Savaşı ertesinde bazı bölge ve ülkelerin kaderini belirlemek için yapılan halkoylamalarını ifade ediyor.

Haberin Devamı

Türk halkı, 1950 yılında başlayan demokrasi tarihi içinde bugüne kadar referandum nedeniyle 5 kez sandığa gitti. 12 Eylül’de anayasa değişikliği paketi için yapılaca referandum nedeniyle muhalefet ile iktidar partileri “evet” ve “hayır” kampanyalarını başlatırken, geçmişte kalan 5 referandum, Türk demokrasisinin gelişim çizgisi konusunda fikir verici nitelik taşıyor.
Türk demokrasisinde yer alan 5 referandumun kısa tarihi özetle şöyle:

1961 ANAYASASI:
27 Mayıs 1960’da bir grup örgütlü subay, Demokrat Parti (DP) yönetimine karşı darbe yaptı. Darbeden sonra 38 subaydan oluşan Milli Birlik Komitesi, ülke yönetimini üstlendi. Başbakan Adnan Menderes ve iki bakanı idam edildi. Oluşturulan Kurucu Meclis tarafından yeni bir anayasa hazırlandı.
Özgürlükçü niteliğiyle öne çıkan anayasa için hem cumhuriyet hem de demokrasi tarihinin ilk referandumu yapıldı. Milli Birlik Komitesi’nin anayasası için MHP’nin temelini oluşturan Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) de “evet” diyenler arasında yer aldı. DP’nin devamı niteliğinde olan Adalet Partisi (AP), “hayır” cephesindeydi. Ancak askeri darbe sonrasının fiili şartları, hayır kampanyasının açıktan yürütülmesinin önünde engeldi. Bu nedenle AP, örtülü propaganda yürüttü.
Referandum sonucunda yüzde 61.7’lik oranla “evet” cephesi kazandı ve anayasa kabul edildi. “Hayır” diyenlerin oranı yüzde 38.3’te kaldı.

Haberin Devamı

1982 ANAYASASI:
12 Eylül 1980’de, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesi, askeri hiyerarji içinde yönetime el koydu. Parlamento, hükümet ve siyasi partiler feshedildi. Yönetimi, Milli Güvenlik konseyi üstlendi. Normal siyasi hayata geçilmesini planlayan askeri yönetim, 1961 anayasasının özgürlükçü yanına tepki olarak yeni bir anayasa hazırlama niyetindeydi. Kurucu Meclis tarafından yeni bir anayasa hazırlandı.
“Evet” cephesinin kampanyasını dönemin MGK Başkanı Kenan Evren 24 Ekim 1982’de radyo ve televizyondan yayınlanan konuşmasıyla başlattı. Ancak, darbe koşulları içinde “hayır” cephesinin açıktan propaganda yapması imkansızdı. 7 Kasım 1982’de yapılan referandumla, 1982 anayasası yüzde 91.37 gibi büyük bir çoğunluğun oyuyla kabul edildi. Evren de, bu halkoylaması sonucunda Cumhurbaşkanı oldu.

Haberin Devamı

SİYASİ YASAKLAR:
Türkiye, 1983 yılında seçimlerin yapılmasıyla yeniden demokratik hayata döndü. Seçimlerin galibi ANAP Genel Başkanı Turgut Özal’dı. Özal, eski liderlerin tasfiyesi nedeniyle rakipsiz bir ortamda başbakan olarak siyaset yapıyordu. Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan ve Alpaslan Türkeş gibi önemli siyasi liderler yasaklıydı. Ancak bu isimlerin çoğu, kurulan yeni partileri, emanetçiler eliyle yönetiyordu. Bu fiili duruma son vermek için kamuoyu baskısı sonucu, 6 Eylül 1987’de referandum yapıldı. Özal ve partisi ANAP, “hayır” cephesindeydi. Sonuç son derece kritikti. Geçerli 23 milyon 347 bin 856 oydan 11 milyon 711 bin 461’i “evet”; 11 milyon 636 bin 395’i “hayır” çıktı. “Evet” cephesi, yüzde 50’inin çok az üzerinde bir oyla kılpayı referandumu kazandı. Böylece siyasi yasaklar kritik bir oy oranıyla kalkmış oldu.

Haberin Devamı

ÖZAL’A GÜVENOYU:
Yerel seçimler 26 mart 1989 tarihinde yapılacaktı. Ancak dönemin Başbakanı Turgut Özal, kendi siyasi hesapları çerçevesinde seçimi 13 Kasım 1988 tarihinde yapmak istiyordu. Seçimlerin öne alınması konusundaki anayasa değişikliği için 25 Eylül 1988’de halkoylamasına gidildi.
Özal’ın karşısında artık Demirel gibi etkili bir siyasi rakip vardı. Muhalefet; kampanya sürecinde referandumu, Özal’a karşı bir güvenoylamasına dönüştürdü. Özal’ın “evet” cephesi ancak yüzde 35 oy alabildi. Muhalefetin “hayır” cephesi ise yüzde 65’lik oranla referandumu kazandı. Referandum sonuçları, ilginç bir demokratik tabloyu da ortaya koymuştu.
Özal, yüzde 36’lık oy oranıyla parlamentoda yüzde 65’lik çoğunluğa sahipti. Bu çoğunluk ile istediği gibi anayasa değişikliği yapmak istemişti. Ancak referandumda, yüzde 35’lik destek bulurken, halkın yüzde 65’i kendisine hayır demişti. Bu referandum, halkın parlamentoda çoğunluğa sahip iktidar partisini frenlemesi özelliğiyle Türk siyasi tarihinde yerini aldı.

Haberin Devamı

ÇANKAYA KRİZİ:
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresi 16 Mayıs 2007 tarihinde dolmuştu. Bundan sonra yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi süreccinde kriz çıktı. Anayasa Mahkemesi’nin Meclis’in toplantı yeter sayısı için üçte iki çoğunluk (367) şartı olmasına ilişkin kararı nedeniyle Abdullah Gül’ün adaylığı askıda kaldı. Meclis’te birinci tur geçilemiyordu. Ak Parti iktidarı, bu süreçte yeni bir anayasa paketi hazırladı.
Bu krizin ardından 22 Temmuz 2007’de erken genel seçim yapıldı. Ak Parti’nin aldığı yüksek oy sonucu cumhurbaşkanlığı krizi aşıldı. Abdullah Gül, cumhurbaşkanı seçildi. Ancak, seçim öncesinde 21 Ekim 2007’de referandum yapılması yönündeki süreç başlatılmıştı.
Çankaya krizi çözülmüş olduğu için bu referanduma, heyecansız bir ortamda gidildi. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi, yasama yılının 4 yıla indirilmesi, Meclis’in toplantı yeter sayısının 184 olması gibi anayasa değişiklikleri yüzde 68.95 oy oranıyla kabul edildi. Bu referandumda, “hayır” cephesi ise yüzde 31.05 oy oranında kaldı.

HANGİ ÜLKE NE ZAMAN KULLANDI?
Referandumun kökü eski Roma’ya dayanıyor
* Referandumun kökenleri Eski Roma döneminde M.Ö. 4’üncü yüzyıla kadar dayanıyor. Eski Roma’da belirli yasalar “pleb”(plebiscite) adı verilen çoğunluğu çiftçi ve zenaat erbablarından da oluşan, sonradan vatandaşlık hakkını alan geniş kitlelerin oylamasına sunularak çıkartılıyordu. Plebisit kelimesi de buradan geliyor. “Referandum” sözcüsü ise “meclise sunulması gereken” anlamı taşıyor.
* Modern anlamda referandum Orta Çağ’da İsviçre kantonlarında ortaya çıktı. Referandumun günümüzdeki şeklinin ilk örneği 1848’de İsviçre’nin Schwyz ve Zug kantonlarında uygulandı.
* Referandum ilk kez İsviçre’de bir federal anayasaya girdi. Federal Anayasa’ya 1874’te eklenen madde tüm federal yasaların 30 bin İsveç vatandaşının ya da 26 kantondan sekizinin talebi olması halinde halk oylamasına sunulmasını öngörüyor.

‘Evet’ ile ‘Hayır’ 6. kez karşı karşıya

İtalya ilk kez boşanma için referanduma gitti
* Kanada’da referandum ilk kez 1898 yılında eyaletlerde kabul edildi. İlk referandum 29 Eylül 1898’de Quebec’de alkolün ithalatının, fabrikasyonunun ve bütün Kanada Federasyonu’nda şişelenmiş alkolün satışının yasaklanması üzerine yapıldı. Seçmenlerin yüzde 44’ünün katıldığı referandumda yüzde 51’inin “evet” oyu kullanmasına rağmen Kanada parlamentosunun yasama kolu eyaletlerin bireysel olarak karar almaları gerekçesiyle referandumu iptal etti.
* İtalya’da ilk referandum 1974 yılında boşanma hakkı üzerine yapıldı. 12 Mayıs 1974’te gerçekleşen referandumda seçmenlere, üç yıl önce yasalaşarak modern İtalya tarihinde ilk defa boşanmaya izin veren kanunu iptal etmek isteyip istemedikleri soruldu. Seçmenlerin yüzde 87.7’sinin katıldığı referandumdan yasanın devamı yönünde yüzde 59.3 oranında “evet” oyu çıktı.
* İngiltere’de bugüne kadar dokuz referandum gerçekleşti. İlk referandum 1973 yılında yapıldı. Kuzey İrlanda’nın İngiltere’ye bağlı kalıp kalmaması ile ilgili referundumda ulusalcıların boykotu nedeniyle katılım yalnızca yüzde 58.1 oldu. Ancak K. irlanda’da yapılan referandumdan yüzde 98.9 oyla İngiltere’de kalma kararı çıktı.
* Fransa’da ilk referundum 1793 yılında Fransız Anayasası’nın kabul edilmesi için yapıldı. Referandumun resmi sonucu 99.41 oyla evet oldu. Ancak katılım yalnızca yüzde 25.89’du.
* İran’da ilk referundam 1963 yılında yapıldı. Halk ağalık sistemini de kaldıran toprak reformunu yüzde 91.4 oyla kabul etti. Ancak Şah, toprak reformunu uygulamada başarılı olamayınca İslam Devrimi’ne giden süreç hızlandı.

İran referandumla İslam Cumhuriyeti oldu
Dünya tarihinin en ilginiç referandumlardan biri islam Devrimi’nden sonra İran’da yaşandı. 1979’da İslam Devrimi monarşiyi devirdiğinde ülkenin gelecekteki yönetim şeklini belirlemek için referanduma gitti.
Seçmenlere, İslam Cumhuriyeti’ne “evet” ya da “hayır” demelerini isteyen basit bir soru soruldu. Katılımın yüzde 92 olduğu referandumda seçmenlerin yüzde 98.2’si “evet” dedi. Bunun üzerine Ayetullah Humeyni, 1 Nisan 1979’da İran İslam Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ilan etti.
2-3 Aralık’ta yapılan başka bir ulusal referandumla da seçmenler teokratik bir anayasayı ve Ayetullah Humeyni’nin ülkenin dini lideri olmasını yine yüzde 98’lik bir oranla onayladı.
İran İslam Cumhuriyeti’nin ilk ve tek referandumu ise 1989 yılında yapıldı. Anayasanın bazı maddelerinin değiştirildiği referundumda ülkenin dini liderinin çoğunluk tarafından desteklenmesi mecburiyeti ve başbakanlık makamı kaldırıldı. İran Ulusal Güvenlik Konseyi de bu referandumla kuruldu. Referunduma katılım yüzde 89.5 oldu. Halk değişiklikleri yüzde 97 oyla kabul etti.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler