Siyaset Fatih çağ açarken biz yan gelip yatacak mıyız?

Fatih çağ açarken biz yan gelip yatacak mıyız?

10.02.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Seçilme yaşının 18’e indirilmesi maddesine yapılan eleştirileri yanıtlayan Erdoğan, “Bazıları ‘Çoluk çocuğa mı bırakacağız ülkeyi’ diyor. Benim ecdadım Fatih 21 yaşında bir çağ kapatıp bir çağ açıyor, biz yan gelip yatacak mıyız?” diye sordu

Fatih çağ açarken biz yan gelip  yatacak mıyız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, referanduma gidecek anayasa değişikliğindeki 18 yaşındakilerin de milletvekili seçilebileceğine yönelik maddeyi eleştiren muhalefete tepki göstererek, “Gençlerin içinde olmadığı hiçbir projenin hiçbir faaliyetin toplumlar için kalıcı kazanıma dönüşmesi mümkün değildir. Bazıları ‘çoluk çocuğa mı bırakacağız bu ülkeyi’ gibi ifadeler kullanıyor. Bunlar tarih de bilmiyorlar bunlar dünyayı da tanımıyorlar. Benim ecdadım Fatih 21 yaşında bir çağ kapatıp bir çağ açıyor, biz yan gelip yatacak mıyız? Gence ufku nasıl vereceğiz, işte böyle vereceğiz” dedi.
Erdoğan, dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri Töreni’nde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
EN ZAYIF HALKA EĞİTİM VE KÜLTÜR: Ülkemizin geçtiğimiz 14 yılda yaşadığı büyük dönüşümün en zayıf halkalarını ne yazık ki eğitim ve kültür oluşturuyor. Bu konularda hayal ettiğim düzeylere ulaşamamış olmamızdan dolayı fevkalade müteessirim. Bu bir özeleştiridir ama gerçektir. Cumhurbaşkanı olarak bu konuda sorumluluk sahibi tüm kurumlarımıza yanlarında olduğumu, çalışmalarında kendilerine her türlü desteği vereceğimi ilan ediyorum. Gençlerin sahip çıkmadığı, içinde olmadığı hiçbir projenin hiçbir faaliyetin toplumlar için kalıcı kazanıma dönüşmesi mümkün değildir.
ÇOLUK ÇOCUĞA MI BIRAKACAĞIZ DİYORLAR: Bu anlayışla anayasa değişikliğinde seçilme yaşını önce 30’dan 25’e şimdi de 25’ten 18’e indiriyoruz. Bazıları, ‘çoluk çocuğa mı bırakacağız bu ülkeyi’ gibi ifadeler kullanıyor. Bunlar tarih de bilmiyorlar bunlar dünyayı da tanımıyorlar. Şu anda dünyanın 57 ülkesinde seçme seçilme yaşı 18’dir. 25, 26, 27 yaşında Dışişleri Bakanı olanları tanıyorum. Benim ecdadım Fatih 21 yaşında bir çağ kapatıp bir çağ açıyor biz yan gelip yatacak mıyız. Gence ufku nasıl vereceğiz işte böyle vereceğiz. Biz hiçbir zaman 18 yaşı bir lüks olarak görmüyoruz.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ SAVUNDU: 18 yaşındaki gençlerin böyle bir sorumluluğun altına giremeyeceğini iddia edenlere en güzel cevabı gençlerimizin kendileri bizzat verecektir. Kendi geçmişimize baktığımızda 18 yaş civarında değil ülkemizi tüm dünyayı değiştirecek enerjiyi, heyecanı, azmi bulduğumuzu hatırlıyorum. Aynı ideallerin bugünkü gençlerimizde de olduğunu da çok iyi biliyorum. Bu gençleri şöyle veya böyle kenara köşeye atanlara sesleniyorum 15 Temmuz gecesi tankların altına yatan gençleri siz bir kenara koyamazsınız. İnşallah gençlerimizin seçme ve seçilme konusundaki elde ettikleri bu imkanı kültür, sanat, edebiyat ve bilim alanlarında çok daha büyük eserler ortaya koyma gayretiyle bütünleştireceklerine inanıyorum.

Beş dalda özel ödül

Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri bu yıl beş dalda verildi. Tiyatro ödülüne hak kazanan Kenan Işık’ın komada olması nedeniyle ödülünü eşi Beril Işık aldı. Erdoğan, törende şiir sevgisinin milletimizin adeta genlerinde olduğunu belirterek, “Hani ‘her Türk asker doğar’ diye bir söz var ya onun doğrusu ‘her Türk şair doğar’ olmalıdır. Bu arada söylenmedi ama yanılmıyorsam 7-8 çocuğu var. Kaç taneydi Cahit Bey? 7 çocuk, 5 torun 12. Biz tabii, ‘en az 3’ demiştik. Biz tabanı belirledik ama Cahit üstad maşallah tavana doğru yürüdü” dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı ise bakanlığın en prestijli ödüllerinin 1979’dan beri verildiğini belirterek, “Bu ödüller yaşarken kıymet bilmenin, vefanın ve kadirşinaslığın nişanesidir” dedi.

‘Işık’ı ziyaret etmediğim için kendimi suçlu hissediyorum’

2016 Özel ödüllerini takdim edeceğimiz musiki alanında Nesrin Sipahi Hanım’ı çocukluk yıllarımızdan itibaren dinlememiz hasebiyle bugün adeta hayat hikayemizi burada çok daha canlı şekilde gündeme getirmiş oldu. Şiir ve çeviri dalında Cahit Koytak Beyefendi’yi, tiyatro alanında geçirdiği ağır rahatsızlık sebebiyle halen tedavisi süren Kenan Işık Beyefendi’yi ki biraz da kendimi suçlu hissediyorum. Çünkü yurtdışı tedaviden sonra evinde ziyaret edemediğimden dolayı bu noktada kendimi suçlu hissediyorum. İnşallah bu törenden sonra kendisini evinde ziyaret imkanı bulacağım. Edebiyatta Mehmet Doğan kardeşimizi, kurum olarak İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’ni ve onu ülkemize kazandıran medarı iftiharımızı, Prof. Dr. Fuat Sezgin Hocamızı tebrik ediyorum.
VAR OLAN DEĞERLERE SAHİP ÇIKMALIYIZ: Türkiye’nin her alanda yeni değerler yetiştirmesinin ancak var olan değerlerine sahip çıkmasıyla mümkün olduğuna inanıyorum. Sanatla, kültürle, bilimle insanların dünyasında açılan pencereler bizi yeni dünyalara davet ederken geçmişten geleceğe bir bağ da kurar. İnsanlığın mirası her neslin üzerine koyduğu yeni değerlerle, yeni ürünlerle gelişir, büyür, tekamül eder. Bize düşen bu ortak mirasa mümkün olan en büyük katkıyı yapmaktır. Ecdadımız bunu yapmış. İnsanlığın bugün sahip olduğu birikimin temeline baktığımızda hep ecdadımızı görürüz. Unutmamalıyız ki kültür ve sanatı küçümseyen toplumlar kaybetmeye mahkumdur. Bugün batı medeniyeti sadece teknolojik ve bilimsel üstünlüğüyle değil aynı zamanda kültür ve sanat üretimindeki rolüyle de dünyayı yönlendirmektedir.
GERİDE KALIRSAK BİRİLERİ ÖNÜMÜZDEDİR: Şayet medeniyetimizin ışığını yeniden yükselteceksek bunun yolu her alanda gayret göstermekten, üretmekten, eser ortaya koymaktan geçiyor. Medeniyet tek taraflı, tek yönlü değildir. Her alanda değer üretmezseniz her alanda iddia ortaya koymasanız hedeflediğiniz gelişmeyi gösteremezsiniz. Siz geride kaldığınızda önünüzde birileri mutlaka var demektir. Sadece aldık ne yazık ki sadece takip ettik. Kendimiz bir şey üretmedik, kendimiz örnek olmadık. Elbette istisnalar vardır ama maalesef genel görüntü budur. Bugün bölgesinde ve dünyada iddia sahibi olan bir ülke bir toplum haline gelme mücadelesi verirken işte bu ilişkiye de yeniden kurmak mecburiyetindeyiz.
MİLLİ SEFERBERLİKLE SİLAHI KASTETMEDİM: Bir yandan geleneksel sanatlarımıza sahip çıkma ve ihya etme diğer yandan bunları çok daha ileriye taşıma konusunda seferberlik ruhuyla çalışmalıyız. Onun için milli seferberlik diyorum. Yoksa eline silahı al, sokaklara dökül, böyle bir şeyi hiçbir zaman kast etmedim. Tek kast ettiğim işte bu.