Genel Kurul’da ‘Elçi’ tartışması

TBMM Genel Kurulu’nda 64. Hükümet Programı’nın görüşmelerine geçilmeden önce muhalefet ve iktidar partisi arasında uzun süre gerilim yaşandı. Birleşimi yöneten TBMM Başkanı İsmail Kahraman, “Diyarbakır’da meydana gelen müessif saldırı olayında hayatlarını kaybeden Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi ve şehit polisimize Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyorum. Ülkemizin istikrarını hedef alan bu saldırıları lanetliyor, bu ve benzeri saldırılara millet olarak boyun eğmeyeceğimizin altını bir kez daha çizmek istiyorum” dedi. Kahraman’ın HDP’nin grup önerisi görüşüleceğini açıklaması üzerine CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, milletvekillerine gündem dışı konuşma hakkının verilmesini istedi. Elçi’nin bir kısım medya ve sosyal ağlarda hedef gösterildiğini savunan Özel, “Bu konuda Meclis tarafından çok önemsediğimiz şekilde araştırma komisyonlarının kurulması ve bu konuya Meclis’in çok ciddi şekilde üzerine gitmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

‘Gündemimiz yoğun’

Kahraman, gündem yoğun olduğu için milletvekillerine gündem dışı konuşma hakkı verilmeyeceğini kaydetti. Muhalefetin ısrarı üzerine Kahraman, “İç tüzüğe, anayasaya, mevzuata uygun yönetim yürüteceğiz ve verdiğimiz sözü hep tutacağız ve tarafsız olacağız; yolun başındayız, yürüyelim, birbirimizi göreceğiz” dedikten sonra usul tartışmasını açtı. Ak Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, “Elçi bölgede, Türkiye’de barışı sembolize eden bir insan olarak yükselmişti. Bütün fikirlerine katılmak elbette mümkün değil, Türkiye’de hiç kimsenin bütün fikirlerine katılmayabilirsiniz ama Tahir Elçi bir hukuk insanı olarak, bir barış insanı olarak yükselen birisiydi. Mutlak surette, bu işin arkasında ne varsa açığa çıkarılmalı” diye konuştu. Bostancı’nın, “Hendeklerin kapatılmasını talep ediyor Tahir Elçi, barışı istiyor” sözlerine HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, “Onun can güvenliğini sağlamakla yükümlüsünüz. Baro başkanı katlediliyor söylediğiniz şeye bakın, ayıptır” diye tepki gösterdi.

‘Derin tuzaklar’

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Dört Ayaklı Minare’ye yapılan saldırı ve tahribatı dile getirmek için yaptığı basın toplantısı sırasında uğradığı saldırı sonucunda hayatını kaybeden Elçi’ye ve polisimize Allah’tan rahmet diliyorum. Bu saldırının gerçekten ülkemiz üzerinde oynanan derin oyun ve tuzakların bulunduğu bir dönem içerisinde yapıldığını dikkate alarak ülkemizin birlik ve bütünlüğünü koruyacak ve bunun arkasındaki amaçları ve emelleri ortaya çıkaracak şekilde açıklığa kavuşturulması bizim de talebimizdir” dedi. Usul tartışmasında konuşan Ak Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın, “İsterdim ki her grup başkanvekilimiz, öldürülen çok kıymetli baro başkanıyla ilgili taziyelerini iletsinler ancak sadece baro başkanıyla ilgili değil, onu korumak için orada olan polis için de taziyelerini iletsinler” sözleri tepki aldı. HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım’ın “Olayı, çarpıtıyorsun” sözlerine sinirlenen Turan, “Galiba yeni vekilsiniz, bağırarak olmaz, burası hendek kazılacak yer değil, burası dağ başı değil” karşılığını verdi.

CHP’li Veli Ağbaba, “Dünyanın neresinde olursa olsun bir ülkede, bir ülkenin önemli bir kentinde bir baro başkanı öldürülüyorsa ve sokak ortasında katlediliyorsa bu önemli bir olaydır ve bunu herkesin tartışması lazım, başta iktidar partisinin tartışması lazım” sözleri CHP’lilerden alkış aldı. Ağbaba, özetle şunları kaydetti:

‘Üçü de barış istedi’

“Başbakan seçim propagandasında Türkiye’ye beyaz Torosların geleceğini söyledi, bugün beyaz Toroslar gelmeye başladı. Genel Başkanımızın talimatıyla komisyon kurduk. Suruç’a gittik, orada rapor hazırladık ve açıkladık, dedik ki: ‘Suruç’ta işlenen bu cinayetler, IŞİD’in yetiştirdiği ve AKP’nin görmezden gelerek yetiştirdiği, AKP’nin koruduğu IŞİD katilleri tarafından işlenmiştir’ dedik. 22 canlı bomba olabileceğini söyledik. Genel Başkanımız sizin Genel Başkanınıza iletti, maalesef tedbir almadınız, ölenleri suçlamaya çalıştınız. Suruç’taki Ankara’daki eylemin hem de Elçi’nin öldürülmesindeki eylemin üç ortak özelliği var; üçü de barış istiyor.”

‘Daha önemli konu yok’

Yeniden söz alan Baluken, şunları söyledi: “Eğer Diyarbakır’ın sokaklarında insanlar ölüyorsa bu parlamentonun bundan daha önemli gündemi olamaz. Aylardır bir psikolojik kampanyadan sonra bir suikast timi tarafından, bir keskin nişancı tarafından eğer sokak ortasında katlediliyorsa bundan daha önemli bir gündem olamaz. Hükümet programı aylardır Silvan, Nusaybin, Cizre, Silopi sokaklarında. 12 Eylül döneminde bile uygulanmayan, günlerce süren sokağa çıkma yasaklarını Hükûmet programı olarak zaten biliyoruz. Türkiye’deki siyasi cinayetlerle ilgili AKP Hükûmeti sınıfta kalmıştır.”