Görüşmeler kendi mecrasında sürüyor

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, çözüm sürecinin krize girdiği ve görüşmelerin bittiği iddialarına ilişkin, “Görüşmeler, diyaloglar kendi mecrasında yürüyor” değerlendirmesi yaptı. HDP’nin 6-7 Ekim Kobani olaylarından büyük darbe aldığını savunan Atalay, 1 Kasım çağrısının da “öncekini telafi edici stratejik bir adım” olduğunu ifade etti.
Atalay, Ak Parti kampını takip eden gazete ve televizyon muhabirleri ile dün sabah kahvaltıda bir araya geldi. Kampta format değişikliği olduğunu ifade eden Atalay, “Çözüm süreci”, “Ekonomi” ve “dış politika” başlıklı 3 ayrı toplantı yapıldığını hatırlatarak, “Maksat hâsıl oldu” dedi.

Paket Başbakanlık’ta
Atalay, çözüm sürecine ilişkin bölge milletvekillerinin güvenliğin artırılması talebi olduğunu ifade ederek, “Yasal düzenlemelerle ilgili de molotof olsun maske takılması olsun bunlarla ilgili yeni düzenlemelere olumlu bakıyor grubumuz ve çabuklaştırılması talebi var” dedi. Atalay, paketin Başbakanlık’ta olduğunu da söyledi. Atalay, çözüm sürecinin bittiği ve sorunlu bir döneme girildiğine ilişkin değerlendirmelerin sorulması üzerine, “Çözüm süreci kendi mecrasında yürüyor. Görüşmeleri diyalogları ile kendi mecrasında yürüyor. Bu tür süreçler her ülkede böyle düz çizgi olarak yürümez. Zaman zaman sorunlar kırılmalar olabilir. Kolay şeyler değil. Zor konularda bunları normal karşılamak lazım” dedi.

‘HDP’ye darbe vurdu’
HDP’nin “Kobani düşerse çözüm süreci biter” ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Sabrın da bir sınırı var” sözlerinin hatırlatılması üzerine Atalay, şunları söyledi:
“6-7 Ekim olayları kendilerine darbe vurdu en büyük darbeyi onlar yedi. Dünkü tekrar çağrıları biraz da öncekini telafi edicici startejik olarak değerlendirebilir. Genel başkanı ve HDP, demokrasi bakış açısından büyük darbe yedi telafi edemezler. Burada kim yanlış yaparsa kim çözüm süreci ile ilgili olumsuzluklar getirirse en büyük darbeyi onlar yer. Çözüm süreci bu tür söylemlerle dalgalanmalarla çözüm sürecine bir şey olmadan yürür ama devlet olarak kararlılığımız var.”