Siyaset ‘Hükümet ifade özgürlüğünü kısıtlıyor’

‘Hükümet ifade özgürlüğünü kısıtlıyor’

12.03.2010 - 01:39 | Son Güncellenme:

ABD’nin İnsan Hakları Raporu açıklandı. Başbakan Erdoğan’ın gazetecilere karşı dava açmayı sürdürdüğü belirtilen raporun Türkiye bölümünde 34 gazetecinin sözlerinden dolayı gözaltına alındığı belirtildi

‘Hükümet ifade özgürlüğünü kısıtlıyor’

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2009 yılı İnsan Hakları Raporu’nun Türkiye bölümünde, hükümetin anayasal kısıtlamalar, bazı yasalar ve medya şirketlerine karşı vergi cezaları uygulama yoluyla ifade özgürlüğünü kısıtladığı savunuldu. Raporda, bazı üst düzey hükümet yetkililerinin “basını güçlü biçimde eleştiren açıklamaları” eleştirildi.
Raporda, yıl içinde 34 gazetecinin sözlerinden dolayı gözaltına alındığı, 29 yayının geçici olarak durdurulduğu ve 62 kitabın toplatıldığı yazıldı.

Sevimay’a soruşturma raporda
Milliyet’e verdiği röportaj sırasında “açılım”a ilişkin değerlendirmeleri nedeniyle Hülya Avşar’a ve röportajı yapan Devrim Sevimay’a açılan soruşturmaya değinilen raporda, savcıların medya özgürlüğünü kısıtlayan çeşitli yasalar kapsamında, yazar, gazeteci ve siyasi şahsiyetlere yönelik çok sayıda dava açtığı, ancak hâkimlerin bu suçlamaların çoğunu reddettiği belirtildi.
Ak Parti’nin bazı üyeleri ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gazeteci ve karikatüristlere karşı “dava açmayı sürdürdüğü” kaydedilen raporda, haber ajanslarına da sahip olan geniş medya şirketlerinin “kendi bünyelerinde çalışan gazetecilerin hükümeti eleştiren haberler yazması halinde iş imkânlarını kaybetmekten endişe ettikleri” kaydedidi.
Raporda, Maliye Bakanlığının Doğan Yayın Holding’e yönelik vergi cezasının bazı gözlemcilerin endişelerini artırdığı belirtildi ve “hükümetin bu cezaları muhalefeti susturmak için kullandığı” yönündeki tespitlerine yer verildi.
Raporda, 11 Mayıs itibariyle mahkemelerin 82 bin şikâyete bağlı olarak internet sitelerinin yasaklanmasına yönelik 2 bin 601 talimat verdiği, bunun geçen yıla göre büyük bir artışa işaret ettiği belirtildi. YouTube yasağına değinilen raporun “din özgürlüğü” bölümünde, Hıristiyan ve Yahudi karşıtı yayınlara değinilerek, TRT’nin “Ayrılık” dizisinden bahsedildi.
Raporda, “Kanunlar, yargı erkinin tatbik edilmesine ilişkin talimatlar ve tavsiyeler yayımlamasını yasaklıyor, ancak bazı zamanlarda hükümet kendisini eleştiren hâkimlere karşı resmi incelemeler başlattı” iddiasına yer verildi.
“Birey ve kamu şahsiyetlerinin telefonlarının yasa dışı dinlendiği şikâyetlerinde bulunulduğunun” da belirtildiği raporda, bazı gözlemcilerin, “telefonları dinlenen birçok yargıç ve savcının Ak Parti karşıtı olmaları nedeniyle dinlenildiğine” dair açıklamalarına yer verildi.
Güvenlik güçleri mensuplarının işkence, dayak ve kötü muamele vakalarının sürdüğü iddia edilen raporda, bu konuların mahkemelerde ele alındığı, ancak “nadir olarak mahkumiyet kararı verildiği”, bu görevlilerin mahkeme sırasında çalışmaya devam ettiği belirtildi.
Raporda, “kanunların keyfi gözaltıları yasakladığı, ancak hükümetin bu yasaklara bazı zamanlarda uymadığı” öne sürüldü. Mahkeme öncesi gözaltıların çok uzun sürdüğü, yıl boyunca savcıların önde gelen askeri şahsiyetler, işadamı ve basın mensuplarını “Ergenekon diye bilinen şebekenin elemanları” olarak “seçilmiş hükümeti devirme ve huzursuzluğu yayma planları” yaptıkları gerekçesiyle tutukladığı ifade edilen raporda, Genelkurmay Başkanlığı’nın genel anlamda “Ergenekon” soruşturmasında işbirliği yaptığı, ancak bazı ordu üyelerinin süreçlerle ilgili bireysel eleştirilerde bulunduğu belirtildi.

Yargının bağımsız kalması önemli
Bu arada, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Demokrasi, İnsan Hakları ve İşgücünden Sorumlu Bakan Yardımcısı Michael Posner, Türkiye’de yargının bağımsız ve güçlü kalmasının kendileri için önemli olduğunu söyledi.
Posner, raporla ilgili düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de yargının bağımsızlığına ilişkin endişesi olup olmadığına ilişkin soru üzerine, “Şüphesiz, yargının bağımsız ve güçlü kalması bizim için önemli, bu bizim için bir başlangıç noktası” ifadesini kullandı.