İade pazarlığı çetin geçecek

       ABDULLAH Öcalan'ın İtalya'da tutuklanmasının ardından başlayan ve sonucu merakla beklenen sürecin "uzun ve sancılı" olacağı, bu konuda gerçekçi bir yaklaşım izleyen Türkiye tarafından peşinen kabulleniliyor.
Terörün kökünün kurutulmasında tarihi bir adım olarak kabul edilen bu gelişmenin ardından yaşanması muhtemel siyasi ve diplomatik sıkıntılar, Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in bizzat kullandığı ifadeyle "Bir tek vatandaşımızın bile kanının akmasından" daha önemli görülmüyor.
İtalya Adalet Bakanlığı Müsteşarı'nın iki gün önce kullandığı ve Ankara'yı öfkelendiren "Öcalan'ın iadesi söz konusu olamaz" ifadesinin ardından önceki gün Dışişleri Bakanı Lamberto Dini'nin "İade talebini hem hukuki hem siyasi hem de insani açıdan değerlendireceğiz" demeci Türk yetkililerce "çetin bir pazarlık ve insan hakları içerikli baskı sürecinin habercisi" olarak değerlendirilmekte. Geçen cumartesi bu konudaki tahminleri doğrular nitelikte, ancak ihtiyatlı bir kararlılıkla açıklama yapan Roma Büyükelçimiz İnal Batu'nun da vurguladığı gibi "asıl süreç şimdi başlıyor."
Pazar günü Roma'ya gelen Dışişleri Bakanı İsmail Cem de, bu olumsuz yanıt olasılığına hazır bir havada görünürken yine de sorunun "Türkiye açısından en önemli boyutunun uluslararası alanda son birkaç hafta içinde kazanılan ve PKK liderinin yerinden yurdundan edilmesinde gösterilen başarılar" ile "terör başının etkinliğinin ortadan kaldırılarak bu mücadelede önemli bir mesafe katedilmiş olması" olduğunu vurguladı. Cem, Milliyet'in bu konudaki bir sorusunu yanıtlarken, "Bakın" diyordu, "Bundan sonra ne olur, ne yaparlar, Türkiye'ye karşı nasıl davranılır göreceğiz ama haklı bir zemindeyiz. Geçmişte de bu sorunlarla başettik, yine ederiz". Dışişleri Bakanı, Öcalan'ın Avrupa'ya taşınmasının "sorunun uluslararası hale getirmek açısından PKK'ya yarayıp yaramadığı" sorusuna da şu karşılığı veriyordu:
"Benim için bir tek insanımızın daha ölmemesini sağlamak her şeyin üzerindedir. Üstelik Suriye'den çıkmasını ve Rusya'da da barınamamasını sağlamış olmamız yabana atılmaması gereken bir mesafedir."
Dünkü İtalyan basını da söz birliği etmişçesine manşetlerine Öcalan'ın siyasi sığınma olasılığını çıkarırken İtalya'nın "Hem karmaşık siyasi dengeler üzerine kurulu iç politikasını, hem de Avrupa ve diğer uluslararası forumlardaki ilişkilerinin" bu kararı etkilemesine kesin gözüyle bakıldığını yazıyordu.
Roma cadde ve sokaklarındaki PKK'lıların cılız gösterilerinin çok ötesinde, iki ülke basınının manşetlerindeki heyecanın perde arkasını işte bu karmaşık, çetin, sorunlu ve tarihi karar sürecinin izleri var. Ama Türkiye'nin başta dışişleri ve hükümet olmak üzere bu sürece en azından şimdilik olağanüstü soğukkanlı ve gerçekçi yaklaştığına kuşku yok.