Siyaset İşi askere havale etmek çok kolay

İşi askere havale etmek çok kolay

11.09.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çevre ve Orman Bakanı Pepe, Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Cömert'in 'Orman yangınlarıyla mücadeleyi bize bırakın' sözleri hakkında 'Yangınlar ulusal felaket. Ortak davamız' diyor

İşi askere havale etmek çok kolay

BAKAN PEPE, ORG. CÖMERT'İN TEKLİFİNİ DEĞERLENDİRDİ: OSMAN PEPE: Türkiye ve benzeri iklim koşullarına sahip olan ülkelerde orman yangınları maalesef kaçınılmaz bir gerçek. Bir kısmı insan ihmaliyle, bir kısmı da insan unsuru olmadan çıkıyor. Kaş'taki yangın, yıldırım düşmesi sonucu çıktı. Ama şu da bir realite; ülkemizdeki çıkan yangınların yüzde 95'i insan ihmaline dayalı ya da insan kastı yani insan kaynaklıdır. DERYA SAZAK:Ağustos ayında çıkan yangınlarda 2 bin hektarın üzerinde orman alanı kaybettik. Bu tür felaketlerin gelecekte en az zararla atlatılması için ne yapmak gerekiyor? Yanan bölgeler bu yıl ağaçlandırılacak Kuşku uyandırmaması mümkün değil. Elimizde çok kesin belge olmadan netice ilan etmek doğru değil. Bu kolaycı bir anlayış olur. Soruşturmalar sürüyor. Sabotaj ihtimali? Söz konusu olamaz. Yasaların ilgili maddeleri yanan alanları, aynı yıl içerisinde ağaçlandırma mecburiyeti getiriyor. Bunların hepsini bu sene ağaçlandıracağız. Geçen altmış yılda 1.5 milyon hektar orman yanmış, karşılığında 3 milyon 750 bin hektar ağaçlandırma yapılmış. Bunu ifade etmek, Türk ormancısına karşı bir vefayı yerine getirmiş olmak demektir. Bu Osman Pepe'nin, AKP'nin dönemi değil. Orman teşkilatındaki bütün arkadaşlarımız, eski bakanlarımız ağaçlandırma yapmışlar. Bu FAO'nun kayıtlarında Türkiye'nin başarısı olarak geçiyor. Bu yıl ağustos yaktı kavurdu. İnsanlarımızın ihmalleri de var. Yer açma kastı olamaz mı? Evet ama 33 yıldır ormancılık yapan bürokratlarıma soruyorum, "Yangınlarında mahkûm olmuş kaç kişi gördünüz?" diye... "İki elin parmakları kadar yok!" Bazı yerlerin delileri var. Bu suçları cezai ehliyeti olmadığı için delilerin üzerine atıyorlar. Böyle durumlarda kamu davası açılıyor mu? Hayır. Vatandaş bilinçli olursa sorunun üstesinden gelebiliriz. İzmir Bölge Müdürümüz bu yıl çıkan 1300 yangının 1100'ünün tarlalardan çıktığını söylüyor. Bu işin bir mafyası var mı? Çeteleşme... Tunçtan heykelleri olurdu Tarım alanından kaynaklanıyor. Enteresan olan şey şu, 40 - 50 km hızla esen rüzgâr olduğu zaman yangının önünde durmak mümkün değil. "Eyvah! Türkiye'nin ormanları yandı bitti kül oldu" gibi bir yaklaşım ormancılara haksızlık olur. Balıkesir'e helikopterle gittim. Dağ başlarında ağaçlandırma yapmışlar. Bu arkadaşlarımız dağlarda yapmış oldukları orman çalışmalarının üçte birini şehirlerin kenarlarında yapsalardı şehirlerin girişlerinde tunçtan heykelleri olurdu. Büyük fedakârlık gösteriyorlar. Ölümü göze alıyorlar. Selçuk'taki yangının nedeni? Türkiye'de orman yangınları ile mücadelede şu anda 10 bin işçi, mühendis, teknisyen, 650 arozöz, iş makineleri, belediyelerin arozözleri, DSİ, Karayolları hepsi işin içine giriyor. Havada; 20 su atan helikopter, 6 lojistik destek sağlayan helikopter ve Türk Hava Kurumu'ndan kiraladığımız 5 uçak ile Türk Hava Kuvvetleri'ne ait C - 130 uçakları var. Ağustosta Gürcistan'a giden C-130'lar teknik arıza yaptı. 6'sı birden devre dışı kaldı. O anda istediğiniz uçağı kiralayacak yer yok. Kamu İhale Kanunu orman yangınını olağanüstü bir durum olarak görmüyor. Bu uçakların arızalanacağını ne bileyim! Bu uçakların yerine 4 tane helikopter aldık. Önceki sene THK'dan 15 uçak kiraladık. THK uçak veremedi. Neden? Pilot yok onları uçuracak. Seneye kritik noktalara 25 tane helikopter 10 tane uçak konuşlandıracağız. Şartlar uygunsa satın almayı tercih ederiz. Önümüzdeki dönem uçaksız kalmayacağız. Bakanlık hangi teknik olanaklara sahip? Sadece Silahlı Kuvvetler'e bırakılamaz Yangınlar ulusal felaket. Sadece Orman Bakanlığı ve TSK'nın sorunu değil. Hepimizin ortak davası. İşi askere havale edip, kurtulayım demek çok kolay. Ama bu kadar kolay değil. Bakan olarak bunu söylemem. Org Cömert'le ve öteki yetkililerle her zaman işbirliği yaparız. Ama yangınlarla mücadele sadece söndürme filosuna sahip olmaktan ibaret değil. Sadece Silahlı Kuvvetler'e de bırakılamaz. Bu uçaklar tüm afetlerde ambulans işlevi de görecek. Yetkilerim açısından kıskançlık içinde olmam. Ancak merkezi planlama şart. Askeri helikopter ve uçak kullanınca askeri üslere ineceksiniz. Oysa sivil havaalanlarını kullanmak zorundayız. Komutanımız, yabancı pilotların adres bulmakta zorlandığını söylemiş. Doğrudur ama hepsinde Türk görevliler var, yabancıyı tek başına uçurmayız. Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Faruk Cömert, Başbakan'a, 'Orman yangınlarıyla mücadeleyi bize bırakın' demiş. Yetki devrine ne diyorsunuz? Çevreye 35 milyar euro "Bakan istifa" diye yazdınız, Demokrat Parti döneminden bir örnek vereyim, Hasan Saka hemşerim, CHP'den Başbakanlık yaptı. Muhalefet "Çekil çekil" diyor. O da "Daha bu sabah çekildim (tartıldım) 80 kilo geliyorum" diyor. Yangınlar sırasında çok eleştirildiniz, istifanız istendi... Suçlu şirket ortaya çıktı, sorumlu olanlar hakkında dava açıldı ve yargılanıyorlar. Eskiden elimiz kolumuz bağlıydı. Meclis'ten geçen yasa bu açıdan önemli. Türkiye'nin AB üyelik sürecinde çevreye yapacağı yatırımların toplamı 30 - 35 milyar euro. Bunun yüzde 10-15'ini AB'den hibe alabileceğiz.Geri kalanını hükümet, özel sektör karşılayacak. Türkiye gayri safi hasılasından binde sekiz ayırırsa bu yatırımları yapabilir. Türkiye şu anda çevre ile ilgili çok ciddi yatırımlar yapıyor. Sadece İstanbul Belediyesi'nin yaptığı yatırımlar 1 milyar dolar. 470 belediye eylem planlarını sundu. Çevre kanunuyla birlikte yeni bir dönemin başladığını herkes biliyor. Trakya'da sanayinin yapılaşabileceği alanları sınırladık, herkes her istediği yere fabrika kuramayacak. İnsanlar tarım deposu ruhsatıyla tarım alanları üzerine fabrika yaptılar. AB müzakere sürecinde Türkiye'nin en fazla zorlanacağı alanlardan birisi sanayi tesislerini çevreye uyumlu hale getirmek olacak. Meclis'ten geçen yasa bakanlığınıza yeni yetkiler tanıdı, cezalar artırıldı. Buna rağmen Tuzla'da ortaya çıkan varil skandalını yaşadık. Halbuki tarım alanları üzerine fabrika kurulamaz. Ama 2500'in üzerinde böyle fabrika var. Bununla alakalı TOBB, İSO ve diğer sektör temsilcileriyle eylem planı hazırladık. Dilovası'nda havanın içerisinden kanserojen maddeleri limitlerimiz altına indirecek yatırımlar yapıyoruz. 2014'lerde AB'ye girebileceğimizi düşünüyoruz. Yeni Çevre Kanunu diyor ki, herkes 6 ay içerisinde iş planını bakanlığa sunmak zorunda. Sunmazsanız cezai yaptırım var. Bu kanunu çıkarmasaydık bu planları çıkaramazdık, ne varillerin üzerine gidebilirdik, ne de bu gemiyi Türk karasularına girmeden geri gönderebilirdik. 2500 fabrika tarım alanında Son olayda kararlılığımızı ortaya koyduk. Artık Türkiye'ye tehlikeli atık taşıyan gemiler söküm için gelemeyecek. Nereye giderse gitsin... Gemi söküm tesisleri boş mu kalacaklar? Kalmazlar. Atıksız gemileri söksünler ya da başka bir iş kolunda söküm gerçekleştirsinler. Türkiye'nin denizinin, çevresinin ve imajının bozulmasını istemem. Ama maalesef uluslararası anlaşmalar birtakım haklar veriyor. Hollanda Çevre Bakanı "Türk kamuoyundan özür dilerim" dedi. Bize beyan ettiklerinden daha fazla asbest olduğunu kabul etti. "Bu gemiyi burada söktürelim, fazla olanı götürelim" dedi. Yapmayacağını bildiğim için dedim ki, "Gemiyi götürün, 1 tondan fazlasını bertaraf edin bize beyan ettiğiniz 1 ton gemiyi gönderin, parçalayalım." Bunun üzerine "Tesisleriniz boş kalır" dedi. Boş kalırsa kalsın... Avrupa'nın çöplüğü olmayız. Aliağa'daki asbestli geminin girişi son anda önlendi. Avrupa Türkiye'yi 'atık çöplüğü' olarak görüyor. Meryemana Evi'ndeki 'ilahi mucize'yi nasıl yorumluyorsunuz? Manastırın birkaç metre yakınında yangın sönüyor. Gece 23'te bölgedeydim. Sultaniye'de arkadaşlarımız nasıl tedbir aldılarsa, Meryemana Evi'nin etrafını da öyle çembere alıyorlar. Oluşturdukları hatta helikopterlerle ve arozözlerle su sıkıyorlar. Meryemana Evi'nin çok yakınına geldi ama yanmadı. Yani mucizeyi oradaki ormancıların çalışması yarattı. Eğer mucize varsa arkadaşlarımın çalışması mucizevi çalışmadır. Niye? Bu arkadaşlar Sultaniye köyünü de yakmadılar. O zaman dedim ki, "'Sultaniye'de de bir yatır varmış, desenize siz, Sultaniye'yi de bu yatır kurtardı."' Bizimkilere ne oldu? Adamın anasından emdiği süt burnundan geliyor. Maskesiz nefes almanız mümkün değil. Maske bile bir süre sonra sizi kurtarmıyor. Gece 02.30'da Vali ile Meryemana Evi'ne çıktık. Olağanüstü gayret göstererek yangını söndürmüşlerdi. O sırada birini akrep sokmuş. Alevlerden çıkamıyorlar. Telsizle tedavi uygulandı. Selçuk'taki 'mucize'yi orman işçileri yarattı Tabii ki. İkramiye sözünüz hâlâ geçerli mi? Baykal'a teşekkür Elbette değil. 93 şehit vermişiz. Yaşamayan bu işi anlamaz. Deniz Baykal Kaş'taki yangına seçim bölgesi olduğu için ana muhalefet lideri olarak gitti. Böyle zamanlarda bir muhalefet kolaycılığı vardır, "Nerede bu hükümet yandı gitti memleket" diye bağıranlar çıkar. Baykal bunu yapmadı. Orman işçilerinin fedakârca çalıştığını görüp "Arkadaşlarımız gerekli olan şeyleri yapıyorlar" dedi. Kendisine teşekkür ediyorum. Bu yaz Portekiz, Fransa ve İtalya'da da yangın çıktı. Uçakları bizden fazla, ulusal gelirleri Türkiye'nin 5 - 10 katı. Buna rağmen yangınlarda kaybetmiş oldukları alan çok fazla. Sadece uçak ve helikopter yetmez. Yürek lazım. Sonuçta, 'Orman yanar Türk bakar' yargısı doğru değil öyle mi?