‘Kadınlar kalkan görevi görüyor’

Konuşmasına dedesi Hacı Mehmet Bahattin Ulusoy’un kurduğu Ulusoy Holding’de babası Cemal Ulusoy’un vefatının ardından aktif bir şekilde görev almak zorunda kaldığını anlatarak başlayan Demirören, “Daha 21 yaşında üstlendiğim sorumluluk bir yandan şirketin işlerini düzenlemeyi gerekli kılarken diğer yandan küçük kardeşlerimin haklarını da koruyacak şekilde davranma sorumluluğunu omuzlarıma yükledi” dedi.

‘Sorunlar yumuşuyor’

Demirören “Zamanla kadın olmanın getirdiği nezaket, anaçlık, sağduyu, özveri ve aileyi toparlama vasıflarının iş hayatında başarıyı yakalamanın en önemli araçları olduğunu gözlemledim. Bu süreç benim, tıpkı aile hayatında olduğu gibi aile şirketlerinde de kadının bağlayıcı, toparlayıcı, şirketi bir arada tutacak, birlik ve beraberliği sağlayacak bir misyon üstlendiğini görmemi sağladı. Bu nokta sadece o şirket için değil aynı zamanda ülkemizin ekonomisi için de çok önemli” ifadelerini kullandı.

Demirören, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizin aile şirketlerinin güçlü yönleri ve geliştirilmesi gereken ana başlıklarına bir göz atmak gerekiyor. Çünkü hep birlikte göreceğiz ki bu güçlü yönlerin de geliştirilmesi gereken ana başlıkların da altında bir kadının imzası olduğunda hedeflere daha barışçıl, daha rasyonel bir şekilde ulaşılabiliyor. Ailelerin, şirketlerini kendi aile itibarları ile özdeşleştirerek, şirketin başarısını özel hayatlarının dahi önünde tutması, başarıyı ve büyümeyi de birlikte getirmektedir. Bu ortamı sağlayan da aile şirketindeki kadınlardır. Onları yapıcı tutumları bu süreçlerin problemsiz işleyebilmesini sağlamaktadır. Aile şirketleri kurumsallaşmaya çalışırken, kurumsallaşmış dünya devi şirketlerin dünyaya “biz bir aileyiz” mesajı veriyor olması, aile şirketlerinin doğru yönetildiğinde diğer firmalara göre daha güçlü olabileceğini göstermektedir. Kuşkusuz bir aileyi var eden de o ailedeki kadının rolüdür. Çünkü kadının aynı zamanda annelik misyonu şirketlerin varlığının devamı içinde adeta bir koruma kalkanı görevi sağlamaktadır. Nitekim nesiller arası geçişlerin yönetimi, ailenin kalabalıklaşması ile yetki ve görev dağılımı, aile büyüğünün yönetimi devretmesi ile ortaya çıkabilecek sorunlar, hep bu rolün ve misyonun varlığı ile daha yumuşak çözülebilmektedir.

‘Kadınsız olmuyor’

Ortak irade, ortak değerler, ortak yasalar, ortak projeler ve ortak kurumlar üzerinde bir anlaşma zemini kadınlar ve onların binlerce yıllık bilgelikleri olmadan olmuyor. Çünkü küçük veya büyük her aile şirketinin başarısı önce aile içindeki uyumdan başlıyor ve o noktada kadının rolü etkin bir şekilde ortaya çıkıyor.”