Siyaset Kalıcı misilleme için iki yol var

Kalıcı misilleme için iki yol var

27.04.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Biden’ın açıklamasına mütekabiliyet çerçevesinde yanıt verilecek. TBMM’nin bildiri dışında misilleme için iki yolu daha var. 1-TBMM, hak ihlali incelemesi yapabilir 2- Batı ülkelerinin geçmişlerini araştırabilir.

Kalıcı misilleme için iki yol var

 

ÖNDER YILMAZ Ankara - TBMM’nin, ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olaylarına ilişkin “soykırım” ifadesini kullanması ve bazı ülke parlamentolarından çıkan aleyhte kararlara karşı, mütekabiliyet esası çerçevesinde kalıcı misillemeye gidebileceği tespit edildi.

Haberin Devamı

TBMM Yasama Uzmanı ve aynı zamanda Avukat olan Kadir Aktaş’ın yaptığı çalışmada, yabancı parlamentolarda alınan Türkiye aleyhine kararlar ve Biden gibi liderlerin açıklamalarına karşı Meclis’in iki önemli hamlede bulunabileceği belirtildi. Çalışmada, son dönemde ABD, Fransa, İtalya parlamentolarının aldığı sözde soykırım kararları ve ülke liderlerinin yaptığı açıklamalara vurgu yapılarak, “bu ülke parlamentolarındaki görüşme ve karar alma süreçleriyle ülke politikalarına ve uygulamalarına zemin hazırlayacak zihinsel ve fikirsel alt yapının oluştuğu ve başta siyasiler olmak üzere bu alt yapının ülke elitleri nezdinde yaygınlaştığı hatta, tüm ülke halkı nezdinde bir kabule, tabuya dönüştürüldüğü söylenebilir” denildi.

Haberin Devamı

‘Etkisiz siyaset’

Bu çeşit politik ilkesel kararların yarın ülkemiz aleyhine ulusal ve uluslararası başka eylemlere zemin hazırlamasının öngörülebilir bir gelişme olabileceği değerlendirmesi yapılan çalışmada, “Buna mukabil Türk parlamentosunda söz konusu politik karar ve süreçleri karşılayacak yeterlilikte, özellikle ülke dışında etki doğuracak bir siyaset üretilememiş, yükselen sesler hissedilir noktaya taşınamamıştır” ifadelerine yer verildi.

Çalışmada, bugüne kadar yapılan pek çok görüşmenin ya bir karara ve iradeye bağlanmadan yapıldığı ya da Meclis komisyonunun teknik bir çalışmasına dayanmayan, görüşmesiz bildiri ve oylama ile yetinilerek tepkisel kararlar alındığı bildirildi.

Hangi usul?

Çalışmada, TBMM’nin önündeki iki yola ilişkin hangi usulle ilerleyebileceği de ele alındı. Bu çerçevede TBMM İçtüzüğü’nün 115 ve 120. maddelerine dayanılarak, vatandaşlar veya milletvekillerince dilekçeli başvuru yapılabileceği, başvurularla ilgili hazırlanacak komisyon raporunun Genel Kurul’da yapılacak görüşme ve oylama ile TBMM’nin iradesine dönüştürülebileceği belirtildi. İkinci usulün “kanun çıkarma” olduğu, üçüncüsünün de Meclis araştırması üzerine oylamayla karar çıkartmak gibi TBMM İçtüzüğü’nde bulunmayan ve teamülü olmayan “eylemli içtüzük” uygulaması olduğu vurgulandı.

Haberin Devamı

Etkili hamlenin püf noktaları

TBMM’nin inisiyatif alarak hangi usul ve gündemle sonuca ulaşacağının büyük önem taşıdığı kaydedilen çalışmada, Meclis’in bu konuda hamle yapması için başvurabileceği iki yol şöyle anlatıldı:

HAK İHLALİ İNCELEMESİ: Söz konusu kararlarla, Türk vatandaşlarının fikir hürriyeti gibi temel haklarının ihlal edilip edilmediği, nefret suçuna maruz kalıp kalmadığı, mülkiyet hakkı, çalışma hakkı gibi temel hakların ihlali için zemin oluşturulup oluşturulmadığı incelenip, alınan kararların kınanması ve Türk vatandaşlarının maruz kalacakları hak ihlallerinin uluslararası alanda icra makamlarınca takibinin yapılması gündemiyle çalışma yürütülebilir. Söz konusu gündem doğrudan Türk vatandaşlarının hak ihlallerine ilişkin olduğu için Türk Parlamentosunun görev alanı içinde yasama faaliyetinin konusunu oluşturması tabiidir.

GEÇMİŞLERİ ARAŞTIRILMALI: Diğer yol ise mütekabiliyet hukuku çerçevesinde, başka ülke parlamentolarının hukuka aykırı kararlarıyla orantılı o ülkelerin tarihsel süreçlerindeki bir takım yaşanmışlıklarına ilişkin (Cezayir, Ruanda, Libya, Habeşistan, atom bombası, Kızılderili vs. konularda) inceleme yapılıp, karar alınabilir. Başka ülkelerin yaşanmışlıklarının tarihsel değerlendirilmesi yasama faaliyetinin konusunu oluşturmamakla birlikte uluslararası mütekabiliyet hukuku çerçevesinde TBMM’nin -tarihsel bir olgunun değerlendirilmesine dair- yeni bir görevinin doğduğu pek tabi söylenebilir.”