SiyasetKaybolan Ünlü

Kaybolan Ünlü

02.06.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kaybolan Ünlü

Kaybolan Ünlü

Meclis Kulisi

MİLLETVEKİLLİĞİ aslında Hüseyin Ünlü'nün hakkı idi. Gençliğini geçirdiği Meclis koridorlarında sayısını unuttuğu hükümetler görmüş, ihtilal dönemi yaşamıştı. ANAP'ın kuruluşu ile geldiği ANAP Grup Müdürlüğü'nün üzerinden 14 yıl geçmişti.
Artık yavaş yavaş emekliliği düşünürken kendisine gönülden bağlı Grup çalışanlarının "senin hakkın" demelerine karşın, Meclis'te bir başka Ünlü'nün milletvekili olarak görev yapmasını tercih etti. İsmail Durak Ünlü, Hukuk Fakültesi Mezunu idi. En uygun aday yeğen Durak Ünlü idi. Adaylık başvurularının son günü bir milletvekilinden daha sonra taksit taksit ödenmek üzere borç bulduğu adaylık ücretini kendi eliyle yatırdı. Varını yoğunu ortaya koyarak baba memleketi Yozgat'tan, Lütfullah Kayalar'ın ardından ikinci sıra adayı yapıldı İsmail Durak Ünlü.
Amca Ünlü çalıştı çabaladı, kendi adına borç buldu. Propaganda çalışmalarına grup çalışanları da destek verdi hatır için. Ünlüler mutlu sona ulaştı. Artık yeğen Ünlü Meclis çatısı altında idi. Amca Ünlü'nün hatırına hem Komisyon üyelikleri hem de yurtdışı gezilerinde biraz kollandı.
Son zamanlarda yeğen Ünlü'de bir memnuniyetsizlik gözleniyordu ama Amca Ünlü'nün aklına getirmek istemediği, korktuğu, sonunda başına geldi. Geçen Cuma günü yeğen Ünlü'nün ANAP'tan istifa dilekçesi Meclis evrakına verildi. Amca Ünlü'nün dünya başına yıkıldı. Hemen telefona sarıldı, aradı sordu, ama hiçbir yerde yoktu. "Şimdi ben Genel Başkana, Lütfullah Bey'e ne derim" diyordu. İstifaya inanmak istemiyordu ama dilekçe ortaydı. Bir süre ortaya çıkıp istifa dilekçesini geri almasını bekledi ama yeğen Ünlü'den çıt çıkmıyordu.
Söylenti, İsmail Durak Ünlü'yü BBP'lilerin Ankara'dan uzaklaştırdığı idi. İki gün bekledi. Hala ses yok. İsmail Durak Ünlü hala aranıyor. Amca Ünlü'nün aramalarına Yozgat'taki Belediye Başkanları ve hasta yatağından kalkıp gelen Baba Ünlü de destek veriyor. Hüseyin Ünlü'den yeğen Ünlü'ye bir çağrı var. "Bana bir tek söz hakkı bırakmayan birine hakkımı helal etmem. Bu çatı ikimize dar gelir."

DYP lideri Tansu Çiller, geçenlerde analık ve bacılık sıfatlarının yanına Başbuğları Türkeş'in ölümüyle dağınık görünen bozkurtlara "şirin görünmek" amacıyla bir de "Asena"lık sıfatı ekledi. Dişi kurt anlamına gelen "ben sizin Asena'nızım" dedi.
ANAP'ın MHP kökenli milletvekili adayı Avni Çarsançaklı bu fırsatı kaçırmadı. Çiller'e derhal bir telgraf çekti. "Börteçine Asena'ya ulaşmak istiyor."
Telgrafına yanıt bekleyen Çarsancaklı, "şimdi Çiller, tarih danışmanlarını toplayıp Börteçine'yi soruyordur" diyor. Biz açıklayalım Büyük Larousse'de Börteçine, "Moğullar'ın Ergenekon'dan çıktıkları sırada başlarında bulunan hükümdar" olarak tanımlanıyor.

İZMİR örneği; DYP Lideri ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in kamuoyunda artık Batı'ya dönük çağdaş siyasi lider olarak algılanmadığını tescil etti.
Refah Partisi ile ortaklık kuran ve tepkilere rağmen koalisyonda direnen Çiller'e, bu politik tutumununun neden olduğu bedelin boyutları hakkındaki ipucunu, yaşadığı İzmir örneği verdi. 1995 seçimlerinde İzmir'den 7 milletvekili çıkaran Çiller'in yanında bugün yalnızca tabanı olmadığı belirtilen Devlet Bakanı Ufuk Söylemez kaldı.
Çiller, Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne girişinin ilanından sonra "Beni en iyi siz anlarsınız" diyerek, ilk mitingini İzmir'de düzenlemişti. Bu mitingde; Türk bayrağı ile DYP flamaları ve Avrupa Birliği bayrağı yanyana yer almıştı. Çiller, 1995 seçimlerinde de, İzmir'den 7 milletvekili çıkarttı. DYP listesiden İzmir'de; Rifat Serdaroğlu, Mehmet Köstepen, Gencay Gürün, Turhan Arınç, Hasan Denizkurdu, Işılay Saygın ve Ufuk Söylemez milletvekili seçildi. Çiller, izmir'den iki ismi Ufuk söylemez ile Işılay Saygın'ı kabineye aldı.
Refahyol'un kuruluş aşamasında, Rifat Serdaroğlu, Mehmet Köstepen ve Gencay Gürün, DYP'den koptu. Serdaroğlu, DTP'nin kurucuları arasında yer aldı. Köstepen ise geri dönme çabalarına rağmen "Ben DYP'liyim. Ama, RP ile ortaklık sürdüğü sürece DYP'ye geri dönmem" diyerek tavrını sürdürdü. Gürün de, bağımsız kalmayı tercih etti. Işılay Saygın, RP ile ortaklığa tepki gösterek, bakanlıktan istifa etti.
Yalım Erez ile birlikte hareket eden Hasan Denizkurdu ise gensoruya evet dedi. Gensoruya evet diyen bir isim de aynı zamanda DYP GİK üyesi olan Turhan Arınç oldu. Bu milletvekillerinin itifa eğilimi içinde oldukları ileri sürülüyor.
Böylece, Ufuk Söylemez'in dışındaki 6 İzmir milletvekili seçmenlerinin de baskısıyla Çiller'den uzaklaştı.

DİYANET İşleri Başkanlığı'ndan sorumlu DYP'li Devlet Bakanı Nevzat Ercan, Başbakan Necmettin Erbakan'ın son Hac ibadetini yerine getiriş tarzını Allah'a havale etti.
Ercan, ANAP İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın milletvekilleri ve Başbakan Erbakan'ın son Hac ziyaretini içeren önergesini yanıtladı. Ercan, Diyanet İşleri Başkanlığı organizasyonu ile Hacca giden 60 milletvekilinin kişi başına 963 dolar ödediklerini ve Suudi Arabistan Hükümeti'nce karşılanan herhangi bir masrafları olmadığını belirtti. Ercan, bu milletvekillerinin sadece diplomatik pasaport taşımaları nedeniyle her hacı adayından tahsil edilen maktu ücretten muaf tutulduklarını bildirdi.
Akarcalı'nın, "Başbakan ve mahiyetinin masraflarının ne kadarı Suudi Kraliyet Ailesi'nce karşılanmıştır?" sorusunu, "Başbakan ve mahiyeti ile ilgili bilgiler Diyanet İşleri Başkanlığı'nda mevcut değildir" diye yanıtlayan Ercan, "Dinimizce resmi sıfatla ve başkasının parasıyla (devlet katkısı dahil) Hac kabul olur mu?" sorusuna ise şu karşılığı verdi:
"Hac dini bir ibarettir. Bu ibadeti herhangi bir yoldan ifa eden, bu farziyeti yerine getirmiş olmaktadır. İbaretlerin kabul edilmesi ve makul olma derecesini ise ancak Allah bilmektedir."

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler