Siyaset Lobi şirketleri de kandırdı diyecek

Lobi şirketleri de kandırdı diyecek

18.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ile ilişkileri düzeltmek için lobi şirketlerine yaklaşık 77 milyon dolar ödediğini ileri süren Kılıçdaoğlu, “Peki sağlandı mı bir barış, ilişkiler düzeldi mi, hayır. Ne diyecek, ‘Lobi şirketleri de beni kandırdı’ diyecek” dedi...

Lobi şirketleri de kandırdı diyecek

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP grup toplantısında yaptığı konuşmasına, “Bütün dualarımız Deniz Bey’le birlikte. İnşallah kısa sürede sağlığına kavuşur ve aramıza gelir. O’nu özledik” diyerek başladı. Partisinin İstanbul Milletvekili Enis Berbereoğlu’na olmayan bir suçtan ceza kesildiğini, “casusluk” iddiasıyla karşı karşıya kaldığını, 25 yıl hapsi bir üst mahkemenin bozduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, buna rağmen hâlâ hapiste olduğuna işaret etti. Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:
ÖNCE SEN AĞZINI BİR YIKA: ‘Ne ezen, ne ezilen, insanca, hakça bir düzen’ diyen rahmetli Bülent Ecevit’tir. Milli olmaya özen göstermiştir. Her zaman ve her ortamda ülkenin çıkarlarını savunmuştur. Ama siz ülkenin cumhurbaşkanlığı koltuğunda otururken Ecevit’in yaşlılığını ve hastalığını istismar ederek, Ecevit’e dil uzatırsanız sana deriz ki ‘Dur arkadaş burada, önce sen ağzını bir yıka, ondan sonra Ecevit’i ağzına al.’ Bir fotoğraftan yola çıkıp onu eleştiriyorsunuz. İnsanda biraz vicdan, ahlak, tutarlılık olur, insanda biraz insan olma duygusu olur. Askerin başına çuval geçirilirken bu beyefendi neredeydi acaba? Gazeteciler soruyor, ‘Askerin başına çuval geçirildi, nota verecek misiniz? ‘Müzik notasından mı söz ediyorsunuz?’ dedi. Korktu dilini dahi kullanamadı. Ama Ecevit’e gelince, kapı gibi dil var... Diyor ki ‘Nasıl olsa kimse Ecevit’in hakkını savunmaz, en iyisi bindir Allah bindir, üstüne git.’ Yok öyle.
HERKES KANDIRIYOR: Bu kişi çok sık aldatıldığını ve kandırıldığını söyler. Barzani, FETÖ, PKK, İŞİD, El-Nusra kandırdı, herkes kandırıyor. Amerika ile ilişkileri düzeltmek için dünyanın parasını verdiler oradaki lobi şirketlerine. Hepsini kuruşu kuruşuna çıkardık. Lobi şirketlerine beyefendinin Amerika ile ilişkileri düzeltmek için ödediği paranın miktarını söylüyorum, 76 milyon 965 bin 507 dolar. Peki sağlandı mı bir barış, ilişkiler düzeldi mi? Hayır. Ne diyecek? ‘Lobi şirketleri de beni kandırdı’ diyecek. Peki sen 77 milyon doları cebinden mi ödedin? Hayır. Fakir, fukaranın parasını ödedin. ‘Beni kandırdı’ diyecek.
FATURAYI GARİBANA ÇIKARIYORSUN: Dün dört şehidimiz geldi. Çıktım dedim ki ‘Evet İdlib’e gidilecek’. Niçin? Mecbur bıraktılar. Onlar stratejiyi ürettiler, bunlar da o stratejinin gereği olarak İdlib’e gitmek zorunda kaldılar. Gitmeli mi? ‘Evet gitmeli’ dedim. ‘Ama gelen her şehidin sorumlusu bu sarayda oturan zattır’ dedim. ‘Vay efendim beş dakika önce şunu söyledin, beş dakika sonra bunu söyledin’. Ben ne söylediğimi gayet iyi biliyorum. Ortadoğu bataklığına Türkiye’yi soktun, şimdi faturayı bu ülkenin garibanına, fakir fukaranın çocuğunu çıkarıyorsun dedim.
GÜCÜN VARSA FAİZLERİ SIFIR YAP: 15 yılda Türkiye’nin bir avuç yabancıya ödediği faiz miktarı 144 milyar 892 milyon dolar. Faize karşı olduğunu söylüyorsun, elinde her türlü yetki var. Çıkar bir KHK de ki ‘Faizi sıfır yaptım’. Gücün var mı? Var. Niye yapmıyorsun? Çünkü sen faizcilerin adamısın.

‘Besmelesiz eti saraya götürsünler’

Et deyince aklımıza kasap geliyor. Sırbistan’dan 5 bin ton et alacaklar. Sırbistan deyince de bizim aklımıza Sırp kasabı geliyor. Katleden bir Sırp; Miloseviç. Şimdi hapiste. Gidiyorsun onunla tokalaşıyorsun, 5 bin ton lop et alıyorsun. Bir sefer bunlar besmelesiz kesildi. Bu lop etin nereye gitmesi lazım? Saraya gitmesi lazım. Onların yemesi lazım. Niye saraya gitmesi lazım? Adam kul hakkı yemeye alışmış, besmelesiz et yese ne olur, yemese ne olur? Millete yedirmesinler, saraya götürsünler.

Silva ile görüştü

Kılıçdaroğlu, resmi temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye gelen Portekiz Dışişleri Bakanı Augusto Santos Silva ile parti genel merkezindeki makamında görüştü. Görüşme sonrası bir açıklama yapan Silva, “Bu görüşme, hem hükümetin hem de ana muhalefetin fikirlerini öğrenmek açısından AB ülkesi olarak bizim için çok önemli, çünkü dış politika, devlet politikasıdır. Siyasi entellektüeller tarafından ortaya konan fikir birliğinin nasıl oluşturulduğunu görmek oldukça önemli” dedi.