SiyasetMilli Birlik Komitesi’ne 3’er 4’er silahla girerdik

Milli Birlik Komitesi’ne 3’er 4’er silahla girerdik

12.06.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesinde kurulan 1960 Darbesi ve 12 Mart 1971 Muhtırası Alt Komisyonu, dün Manisa’da yaşayan, 1960 darbesinin canlı tanığı, Milli Birlik Komitesi (MBK) üyesi ve Alparslan Türkeş’in sağ kolu olan Ahmet Er’i dinledi.

Milli Birlik Komitesi’ne 3’er 4’er silahla girerdik

14’ler grubu içinde bulunan Er, kendisini 2.5 saat dinleyen komisyona, darbeci olmadıklarını, “emrivaki sonucu karışmak zorunda kaldıklarını” belirtti. O dönem şartları içinde başka çıkış yollarının bulunmadığını dile getiren Er, “Darbe yapmadık, darbe yapanlardan memleketi korumak ve Menderes’i korumak için darbecilerin içinde bulunduk. Daha sonra 14’ler grubu olarak Türkeş’le birlikte yurtdışına gönderildik. Yurtdışında da Milli Birlik Komitesi’ni yanlış yapmaması için uyardık” dedi.
Türkeş’in, Menderes’in idam edilmemesi için gönderdiği mektupları da komisyon üyelerine gösteren Er, “Askeri lisede başladık bu işe. Türkeş hocamızdı. Numan Esin, Muzaffer Özdağ, bu memleketin halini konuşmaya başladık. Darbe yapılacağı zaman da darbecilerin içine girdik. Biz yurtdışına gönderilmemiş olsaydık Menderes’i idam ettirmezdik. Darbenin ardından Demokrat Partililere kötü muameleler yapıldı. Türkeş’le birlikte ‘darbenin iktidarı CHP’ye vermek için yapılmadığı’nı savunduk” diye konuştu.
Er, 1960 darbesinde dış etkilerin, özellikle Amerikan’ın rolü olup olmadığı konusunda, “Kesinlikle yoktu. 14’ler grubu olarak ABD’yle ilişkimiz yoktu ancak Milli Birlik Komitesi’ndeki diğer grupları bilmem” karşılığını verdi.

‘Çok parçalı yapı vardı’
MBK içinde kendi güvenliklerini bile sağlayamadıklarını dile getiren Er, “Belimizde üçer, dörder silahla girerdik. Herkes birbirine karşı kendini ve kendi grubunu korumak için toplantılara silahla girerdi. Çok parçalı yapı vardı. Biz onları onlar bizi tasfiye etmek istiyordu, çok grup vardı. Biz 14 kişiydik, Türkeş’le diğer grupları tasfiye etmeyi düşündük” dedi.
Er, Said-i Nursi’nin mezar yeri konusunda ise, Türkeş’in, İçişleri Bakanlığı’nın belgelerinde bu bilginin yer aldığını kendisine anlattığını kaydetti.