Siyaset ‘Nefret söylemi ortak yaşama ciddi tehdittir’

‘Nefret söylemi ortak yaşama ciddi tehdittir’

17.04.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Başbakan Binali Yıldırım, İslam düşmanlığının yol açtığı nefret söyleminin, sosyal dışlanma, toplumlarda uyumu, çok kültürlülüğü ve ortak yaşamı ciddi olarak tehdit ettiğini belirterek, “İnsan hakları, demokratik değerler, İslamofobi yüzünden günden güne örselenmektedir. Hal böyleyken Avrupa’da yükselen aşırıcılık ve İslam karşıtlığının boyutları, eğer gerekli müdahaleler olmazsa daha da vahim bir boyuta ulaşacaktır” dedi.

‘Nefret söylemi ortak yaşama ciddi tehdittir’

Yıldırım, Dünya Müslüman Azınlıklar Zirvesi’ndeki konuşmasında, katılımcıları selamlayarak üç ayların tüm İslam coğrafyasına huzur, barış ve kardeşlik getirmesi temennisinde bulundu.

Haberin Devamı

‘Tanışıklığı artıralım’

Temel sorunların tespiti, çözüm önerileri ve işbirliği imkanlarının belirlenmesi konusunda katılımcılarla birlikte kafa yorulacağını dile getiren Yıldırım, “Birbirimizle tanışıklığımızı daha da artıracağız, ihmal edilmiş kardeşlik bağlarımızı yeniden ihya etme imkanı bulacağız. Din eğitimi, din hizmetleri alanında işbirliği tesis etmek veya var olan işbirliğini daha ileri seviyelere taşıma imkanına sahip olacağız” diye konuştu.

‘Küresel mesele’

Başbakan Yıldırım, azınlık sorununun küresel bir mesele olduğunu, Müslümanları da çok yakından, doğrudan ilgilendirdiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Bugün dünya Müslüman nüfusunun yaklaşık üçte biri yaşadığı ülkelerde azınlık muamelesi görmektedir. Müslüman azınlıkların yaşadığı en yakıcı sorun Batı’da yükselen İslam karşıtlığı, diğer adıyla İslamofobi ve azınlık düşmanlığı meselesidir. İslamofobi bir dinden ziyade insan hakları sorunudur. Müslümanlara karşı temelsiz korku, düşmanlık ve nefret söylemi İslamofobinin ırkçılık ve yabancı düşmanlığının çağdaş yansımalarından biridir. Bu tanımıyla İslamofobi tıpkı antisemitizm gibi tarihi, sosyolojik, siyasi dini birçok nedeni bünyesinde barındıran özel bir ırkçılık türü olarak ele alınmalı ve değerlendirilmelidir.”

Haberin Devamı

2016’da Avrupa’da 128 yabancı düşmanlığı motifli saldırı meydana geldiğini, bu yılın sadece ilk üç ayında ise 33 tane saldırının yaşandığını belirten Yıldırım, sorunun sadece Müslümanların değil bütün din ve inançlara mensup kişileri ilgilendirdiğini ve endişe verici olduğunu, buna karşı topyekün mücadele verilmesinin küresel anlamda mecburiyet haline geldiğini söyledi.

‘94 yıllık yönetim alışkanlığımızı değiştiriyoruz’

Başbakan Yıldırım, dün TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığı ile Marmara Üniversitesi tarafından düzenlenen “Referandumdan Bir Yıl Sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” panelinde de bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile herkese hak ettiğini veren bir yapı dizayn ettiklerini düşündüğünü belirten Yıldırım, şunları söyledi:
“Biz mükemmeli arasaydık, iyiyi bulamazdık. Mükemmel iyinin düşmanıdır. İyiyi bulmakla yetindik. İleride aksaklık olursa bundan sonra gelen babayiğitler de bunun gereğini yaparlar. Biz bir adım yaptık. 94 yıllık yönetim alışkanlığımızı, darbelerle vesayetlerle milletin gına getirdiği bir yönetim anlayışını değiştiriyoruz.”

Haberin Devamı

‘Tek adam demek değil’

İyi veya kötü iradenin tek olması gerektiğini savunan Yıldırım, “Bu tek adam anlamına gelmiyor. Milletin seçtiği irade, yegane millet adına karar veren olması lazım. Tabii ki kurumlar işini yapacak. Bürokrasi, yargı, kolluk işini yapacak ama milli iradenin temsilcisi tektir” dedi.

Sistem değişikliği sürecinde kendisini “Sen kendini yok eden bir sistem için kendini parçalarcasına çalışıyorsun. Bu ne biçim iştir” diye eleştirenler olduğunu söyleyen Yıldırım, “Benim cevabım çok basit, eğer ülkem kazanacaksa ben kaybetmeye hazırım. Bir Ali değil, Bin Ali feda olsun dedim. Bunu Meclis’te de söyledim, burada da tekrar ediyorum” diye konuştu.