Siyaset Olacakların sorumlusu Kuzey Irak yönetimi

Olacakların sorumlusu Kuzey Irak yönetimi

01.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimin ihtiras ve siyasi ikbal adına ateşle oynadığını belirten Başbakan Yıldırım, ‘Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi bundan sonraki olacak olayların yegane sorumlusudur’ ifadelerini kullandı

Olacakların sorumlusu  Kuzey Irak yönetimi

Başbakan Binali Yıldırım, Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimin ihtiras, siyasi ikbal adına ateşle oynadığını belirterek, “Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi bundan sonraki olacak olayların yegane sorumlusudur. Türkiye’nin güney sınırlarında bir yapay devlet oluşturma çabası Türkiye’nin milli güvenlik meselesidir. Türkiye milli güvenlik meselesi konu olduğunda her türlü hareketi ikili ve uluslararası anlaşmalardan doğan bütün haklarını kullanmakta tereddüt etmeyecektir. Bu bağlamda bölgeye yönelik bundan sonraki ilişkilerimiz Irak Merkezi hükümeti ile yürütülecektir” ifadelerini kullandı.

‘İnatla ve ihtirasla’

Başbakan Yıldırım dün Kocaeli’nde AK Parti olağan ilçe kongresinde konuştu. FETÖ davalarına değinen Yıldırım, mahkemelerde alay etmelerinin sanıklara hiçbir yarar getirmeyeceğini ifade ederken, “Ne yaparlarsa yapsınlar Türk adaleti, yargının, kanunların izin verdiği en ağır cezayı bunlara verecek. Mahkemelerde alay etmelerinin onlara hiçbir faydası yok. Onları, ağa babası Pensilvanya’daki terör başı da kurtaramaz” diye konuştu.

Kuzey Irak’ta yapılan referanduma değinen Yıldırım şöyle devam etti: “Orada yaşayan Kürt, Arap, Türkmen, Asuri, Ezidi gibi birçok etnik grup var. Bunlar Irak Merkezi Hükümeti’nden ayrılmak istiyorlar. Peki aralarında bir mutabakat var mı? Yok. Orada sadece Kürt kardeşlerimiz yaşamıyor. Daha bir çok etnik gruptan birlikte yaşayanlar var. Bunların fikri alınmadan bir inatla, ihtirasla, siyasi ikbal adına burada ateşle oynayan Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi bundan sonraki olacak olayların yegane sorumlusudur.

Türkiye’nin güney sınırlarında olabilecek bir statü değişikliği bir yapay devlet oluşturma çabası Türkiye’nin milli güvenlik meselesidir. Türkiye, milli güvenlik meselesi konu olduğunda her türlü hareketi ikili ve uluslararası anlaşmalardan doğan bütün haklarını kullanmakta asla tereddüt etmeyecektir. Bu bağlamda bölgeye yönelik bütün bundan sonraki ilişkilerimiz Irak Merkezi hükümeti ile yani Bağdat ile yürütülecektir. İran, Irak ve Türkiye olarak bölgede oynanan oyunları akamete uğratmak için bir koordinasyon içinde çalışıyoruz. Cumhurbaşkanımız önümüzdeki hafta İran’a gidecek. Sonrasında, Irak, İran, Türkiye ortak değerlendirme toplantımız olacak gereken ne ise yapılacak. Herkes şunu bilmeli, bu bölgede Türkiye’ye rağmen bir operasyon yapmak mümkün değildir. DEAŞ belasına gereken cevabı nasıl verdiyse şartlar ve zemin oluştuğunda aynı cevabı da kararlılıkla verecektir.”

105 milyar TL destek

Bölgenin çok kritik bir süreçten geçtiğinin altını çizen Yıldırım, şu görüşleri dile getirdi:

Haberin Devamı

“Bu zamanlarda ideoloji değil, vatan, millet sevgisi, birlik ve beraberlik şarttır. Bakın yarın Gazi Meclis’in açılışı olacak. Arzu ederiz, isteriz ki birlik ve bareberlik ruhu Gazi Meclis’imizden tüm Türkiye’ye yayılsın. 80 milyon vatandaşımız bu güzel havayı hissetsin. Ancak gelin görün ki, inşallah ben yanılırım, ana muhalefet yine orada bu duruma uymayan bir davranış içinde olacak. CHP Genel Başkanı bugünlerde meydanlara inmiş asgari ücretle ilgili konuşurken hükümeti suçluyor. CHP’li belediyelerde işe girenlerin aylıklarını, orada ne kadar yüksek ücret ödendiğini ballandırarak anlatıyor. Hangi CHP’li belediye soralım? Sayın Kılıçdaroğlu maaşlar ödenmediği için yakın zamanda Şişli’de çöp dağlarının sokaklara indiği belediyeye mi soralım?”

Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun kendilerini, “tarımda bir şey yapmadıkları” şeklinde itham ettiğini de anımsatarak bunun doğru olmadığını anlattı. AK Parti iktidarda değilken 2002’de tarımda yıllık desteğin bir milyar 800 milyon lira olduğunu hatırlatan Yıldırım, 2017’de bu rakamın 12 milyar 800 milyon liraya çıktığı ve 15 yılda toplamda 105 milyar lira doğrudan destek sağlandığı bilgisini verdi. Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

‘Kafa karıştırma’

“2002’de 3,8 milyar lira olan tarımsal ihracatımız 2016’da 16,5 milyara çıktı. 4 kattan daha fazla artıştan bahsediyorum. Başka bir iddia ortaya attılar. ‘Ekonomi kötüye gidiyor.’ Herhalde ana muhalefet partisi Türkiye’de yaşamıyor veya dünyada neler oluyor, bitiyor farkında değil. Yaptığı mitinglerde, ‘Hükümetin ekonomi politikası başarısız’ diyor. Bunu, SGK’yı iflas ettiren Kemal Bey söylüyor. Ancak yine de biz izah edelim. Belki bu sefer doğruları dinleme fırsatı olur. Türkiye 2017’de, ilk çeyrekte, iki çeyrekte yüzde 5’in üzerinde büyüyerek AB ülkelerinden, hani Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’yi şikayet ettiği ülkelerden iki kattan daha fazla büyüdü.

Dünyada, 2017’nin ilk yarısında ortaya koyduğu büyümeyle Türkiye, Çin ve Hindistan’tan sonra dünyada en yüksek büyüme oranını yakalayan ülke oldu. Kemal Bey, senin bunlardan haberin olmaz. Aç, oku, orada burada kulaktan duyma laflarla, yalan yanlış bilgilerle milletin kafasını karıştıracağını mı zannediyorsun?”

‘Zam makbul değil ama ihtiyaçtır’

“1,5 milyar insanın yaşadığı bir bölgeye hitap ediyorsunuz, yıllık 30 milyar dolar gelirin, gayri safi hasılanın oluştuğu bir bölgedeyiz. Bu bize büyük bir fırsat. Petrolümüz, doğalgazımız yok ama mukayeseli coğrafi üstülüğümüz var, mukayeseli insan kaynağı üstünlüğümüz var” diyen Yıldırım, Dünyada son 10 yılda yapılan 10 büyük projenin 5’inin Türkiye’de olduğuna işaret etti. Yıldırım, şöyle devam etti:

“Son günlerde kamuoyunda ‘Efendim işte zamlar oluyor, şunlar oluyor, bunlar oluyor.’ çeşitli şeyler var. Doğru. Zam yapmak, yani nasıl söyleyeyim, çok makbul bir şey değil ama ülkenin ihtiyaçları, gerçekleri ortadaysa bazı tedbirleri de kalıcı ferahlık için almak gerekiyor. Çünkü son bir yıldan itibaren savunma sanayinde çok ciddi gelişmeler sağladık, çok ciddi ihtiyaçlarımız var. Bu ihtiyaçlarımızı karşılamak için ilave kaynağa ihtiyacımız var.

Bunun bir kısmını kamuda tasarruf ederek, kamudaki bazı harcama önceliklerini yeniden gözden geçirerek sağlayacağız, bir kısmını da doğrusu tabii vergi artışı gibi yollarla karşılamış olacağız. 2018; 2015’te turizmdeki kayıplarımız, 2016’daki kayıplarımız, darbe dolayısıyla yaşadıklarımızın birikimidir. 2018, zor bir yıl olacak. O zorluktan hasar almadan çıkabilmek için bazı tedbirleri almak zorundaydık, bu tedbirleri alıyoruz ama 2019 ve sonrası için daha güçlü şekilde gireceğiz ve büyük hedeflere emin adımlarla yürüyeceğiz.”

30 terörist öldürüldü
Son 24 saatte 30 teröristin etkisiz hale getirildiğine dikkati çeken Yıldırım, şöyle konuştu: “Bunlar tabii güç kaybedince bu sefer her türlü alçaklığı yapıyorlar. Sivillere, askere, polise, korucularımıza saldırıyorlar ama Allah’a şükür şunu rahatlıkla söyleyebilirim; terörle mücadele konusunda bugün inisiyatif tamamen devlettedir ve terör örgütleri, özellikle de PKK, Kuzey Irak ve Suriye’de yaşanan gelişmelerden medet ummaktadır.”

‘Üst gelir grubu’

Yıldırım, 15 yıldır Türkiye, Kocaeli ve İzmit için çalıştıklarını, milli geliri 230 milyar dolardan 840 milyar dolara çıkardıklarını kaydederek, “2018’te milli gelirimiz 4 trilyon lira olacak, 4 trilyon lirayı da geçecek. Türkiye 2020 yılından itibaren kişi başı milli gelirle birlikte üst gelir grubuna çıkan ülkeler arasında yerini alacak. 13 bin doların üzerinde milli gelirle artık orta gelir tuzağından da kurtulacak ülkeler arasında yerini alacak” dedi.

İlişkiler gelişmeli

Avrupa ile Türkiye’nin ilişkilerinin gelişmesinin şart olduğunu bellirten Yıldırım, “Bu bölgedeki istikrarsızlığın bedelini biz ödüyoruz. Eğer biz burada umursamaz olsak, değerlerimize sahip çıkmasak, bu sorun onların sorunu haline gelecek. Dolayısıyla Avrupa’nın güvenliği Türkiye’den başlıyor. O yüzden de Avrupa, konuya bu açıdan bakmalı ve bundan sonraki süreçte kısa vadeli siyasal hesapları bir kenara bırakıp, uzun vadeli, bölge barışı, bölgenin güvenliği, bölgenin gelişmesi için Türkiye ile daha yakın iş birliğini geliştirmelidir” diye konuştu.

‘Değiştiğini bilmiyor’

Yıldırım, Kılıçdaroğlu’nun dış politikayı da beğenmediğini aktararak, “Eğer iktidar olursa herkesi kucaklayacak, barışacakmış. Bunu söylerken Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü referans gösteriyor. Gazi Mustafa Kemal bir milli mücadele arkasından büyük bir kahramanlık, saygınlık kazandı. Senin gibi yabancı gazetelere, televizyonlara memleketini şikayet ederek o konuma gelmedi. Seçimlere şimdiden yatırım yapmak amacıyla bu lafları ediyorsun. ‘Terörü 4 yılda bitireceğim’ diyor. Kılıçdaroğlu hala Anayasa’nın değiştiğini, artık seçimlerin 5 yılda bir yapılacağını bile bilmiyor. 4 yılı tutturmuş, aynı ezberini tekrar ediyor. Nasıl bitirecekmiş? Yanında taşıdığın FETÖ’cülere, PKK sevicilerine, DHKP/C destekçilerine rica mı edeceksin?” ifadelerini kullandı.

Devleti yönetmenin liyakat, ciddiyet ve basiret istediğini belirten Yıldırım, bunlarda bunların hiçbirinin olmadığını savundu.

13’üncü büyük ekonomi

Yıldırım, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda da 15 Temmuz sonrası ekonominin daraldığına, küçüldüğüne değinirken şunları söyledi: “Bunun üzerine bir de ABD başkanlık seçimi ve dünyadaki belirsizlik eklenince aslında biz 2017’ye çok iyi girmedik. Bir de referandum meselemiz vardı. Bütün bu zorlukların üstesinden geldik ve 2017’nin birinci çeyreğinden itibaren tekrar büyüme yaşamaya başladık. Şu anda geldiğimiz nokta itibarıyla dünyada büyümede 3’üncü sıradayız, Avrupa’nın 2 katı büyüyoruz. IMF’nin en son yaptığı araştırmaya göre Türkiye, satın alma gücü paritesine göre dünyanın 13. büyük ekonomisi. Avrupa’da 6’ncıydık 5’inciliğe yükseldik, İspanya arkamıza düştü. Türkiye her bakımdan büyüyor, gelişiyor. Siz öyle kulak asmayın, moral bozmaya çalışanlara, felaket tellallığı yapanlara aldırış etmeyin, işinizi büyütün, daha çok çalışın.”