Siyaset Özden: Yargıya yetki verin

Özden: Yargıya yetki verin

24.12.1996 - 00:00 | Son Güncellenme:

Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Türkiye'deki tıkanıklığın `demokrasiyi özümseyememekten' kaynaklandığını belirtirken, "yargı kararları dinlenmiyor, yasama ve yargı birbirine dokunulmayacak şekilde yetkilendirilsin" dedi

Özden: Yargıya yetki verin

ANAYASA Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Susurluk kazasıyla ortaya çıkan karanlık ilişkiler ve Türkiye'nin içinde bulunduğu sıkıntıların nasıl aşılacağı konusundaki çözüm önerilerini Milliyet'e anlattı.
Özden, içinde bulunulan sıkıntıların "demokrasiyi yeterince özümlememekten" kaynaklandığını belirterek "Bunu aşmanın bir tek yolu var. Hukuk devletinin bütün gereklerini yerine getirmek" dedi.
Özden, çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
* Anayasa'dan başlamak üzere yasamanın ve yargının görev alanları kuvvetler ayrılığı ilkesinin gerekleri gözetilerek birbirine dokunulmayacak şekilde güçlendirilip düzenlenmeli.
* Yalnız yargının değil, Türkiye'nin bu sıkıntılardan kurtulması için demokrasiye ağırlık veren seçim yasalarıyla yasama organının daha nitelikli olmasını sağlayacak düzenlemeler gerçekleştirilmeli. Sorun nicelik sayısı değildir, 550 sayısı değildir. Az da olsa daha yararlı olabilir.
* Siyasi Partiler Yasası mutlaka bu doğrultuda gözden geçirilmelidir. Ceza yasalarıyla hukuk yasalarındaki yaptırımlar çağdaş düzenlemelerle yargı kararlarına kimsenin karşı çıkmayacağı bir biçimde yeniden kurallara bağlanmalı.
* Yargı, hızlı, ucuz ve doğru sonuçlanacak bir biçimde yetkilendirilmeli.
* Dokunulmazlık kötüye kullanılan bir kurum olmaktan çıkarılmalı, sınırlanmalı ya da yeniden düzenlenmelidir.

Özden, Türkiye'nin kimilerinin savunduğu karanlık ilişkileri aydınlatmak için İtalyan Savcı Di Pietro gibi savcılara ihtiyacının olmadığını belirterek "Yargı yetkilendirilirse Türk yargıcının ve savcısının bırakınız Avrupa'yı ABD'den daha fazla yetkin olacağı görülecektir" dedi. Özden sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün yargı kararları dinlenmiyor. İki örnek vereceğim. Anayasa Mahkemesi 1963'te Kira Yasası'nın iki maddesini iptal etti, yasama organına altı ay süre verdi. Yıl 1996, aradan 33 yıl geçti, ancak çıkarılamadı. Bir Anayasa Mahkemesi kararı böyle. İkincisi geçen günlerde bir hukuk devletinde duyulmasını istemediğimiz sözler duyduk. Anayasa Mahkemesi kamu mallarının satımıyla ilgili kararı iptal etti. Bu yayınlandı. En yetkili ağızdan `Bu bizi bağlamaz' denildi. Anayasa'nın 153. maddesinin son fıkrası ortada. Yasama, yürütme yargı organlarının tüzel kişiliklerini bağlar. Peki bir devlet adamı Anayasa'nın kesin hükmüne karşın nasıl `Beni bağlamaz' der?
Siyaset adamlarının bu sözlerinin Anayasa'yı tanımama anlamına geldiğini sanmıyorum. Yine de Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı sonrası bu sözü söylemeleri yanlış.
Yine türban adı altında üniversitede başörtüsü uygulamasının dinsel amaçlarla yaygınlaştırmasına, bir hukuk devletinde Anayasa Mahkemesi uygulanması için olanak bulunmadığını iki kez açıkladı. Durum böyleyken siyaset adamları nasıl Meclis'te bunu tartışıyor. Anayasa'ya göre bağlayıcılığı olan Anayasa Mahkemesi'nin kararı Meclis'te tartışılıyorsa tabii ki sorunlar büyür."

Özden, askere yapılan zam kadar Anayasa Mahkemesi üyelerine de zam istediği haberlerin de gerçeği yansıtmadığını belirterek şu görüşleri savundu:
"Ben zam istemedim. Asker - sivil hiçkimsenin aldığını, alacağını hiç karışmam. Ben 1980 öncesinde olduğu gibi kendi yasamızla başkan ve üye eşitsizliğini ortadan kaldırmak amacıyla uyum yasaları kapsamında üç ay önce bir düzenleme yapılmasını gündeme getirdim. 1974'e kadar kendi kuruluş yasamızla aylıklarımız belirleniyordu. İstediğimiz bu. Hiç kimseyle gizli görüşme yaparak ayrıcalık istemedim, zam talebim olmadı. Refüze de edilmedik. asker - sivil kimsenin bizden fazla almasına da karşı çıkmadık. Bu haberlerin kimler tarafından ne amaçla gündeme getirildiğini biliyorum."