SiyasetPerinçek savunması sırasında ağladı

Perinçek savunması sırasında ağladı

23.01.2009 - 12:59 | Son Güncellenme:

.

Perinçek savunması sırasında ağladı

"Ergenekon" davasının tutuklu sanıklarından İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, savunmasında, Diyarbakır’ın Bismil ilçesindeki bir köyde yıkılan Türk bayrağı direklerini, çimento alarak yerine diken köylüleri anlatırken göz yaşlarını tutamadı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada savunma yapan Perinçek, Tuncay Güney’in mülakatındaki suçlamaların, İP’in genel başkan ve diğer merkez organlarının kararları ile faaliyetleri olduğunu savundu.
İP’in genel başkanı dahil, organlarının karar ve faaliyetlerinin "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme", "hükümeti zorla ıskata teşebbüs", "hükümete karşı silahlı isyana tahrik" suçlarını oluşturduğuna karar vermenin Anayasa Mahkemesinin yetkisinde olduğunu savunan Perinçek, bu suçların aynı zamanda parti kapatma nedeni olduğunu kaydetti. Anayasa Mahkemesinin parti hakkında bir kapatma kararı olmadan bu suçlar açısından mahkemenin bir hüküm kuramayacağını iddia eden Perinçek, "Ben Deniz Feneri’nden, hırsızlıktan yargılanmıyorum. Ben parti kapatma nedenlerinden dolayı yargılanıyorum" dedi.
Perinçek, partisinin, "kuşatma neden ve nasıl yapılır?" açıklaması ile "milli hükümet amacı ve milli kuvvetlerin birliği siyasetinin" iddianamede suç olarak nitelendirildiğini savunarak, söz konusu açıklama ile milli kuvvetleri
birleştirme siyasetlerinin çok kez yayınlandığını, ancak hiçbir soruşturma geçirmediklerini anlattı. Perinçek, "Milli kuvvetler eşittir, ordu demek değildir" diye konuştu.

-LCD EKRANDAN GÖRÜNTÜLÜ SAVUNMA-
Doğu Perinçek, iddianamede suç unsuru olarak gösterilen partinin çalışmalarını, hazırlanan bir CD ile duruşma salonundaki LCD ekrandan göstererek, savunmasını sürdürdü.
Ekranda da yer alan partinin 22 Temmuz 2007 seçiminden önce ilan ettiği Milli Hükümet Bakanlar Kurulunun, seçimlere katılan bir parti olarak seçmenlerine sundukları Bakanlar Kurulu listesi olduğunu anlatan Perinçek, "Bunun neresi darbe. Seçime giren parti Türkiye’yi hangi kadroyla yöneteceğini, nasıl hükümet kuracağını gösteriyor" dedi. Yine görüntüleri sunulan partinin Diyarbakır mitinginin de suç kanıtı olarak iddianamede yer aldığını kaydeden Perinçek, "İddianame bizi bölücülükle suçlamaktadır. Bizim faaliyetlerimizin amacı Türkiye’yi birleştirmektir" diye
konuştu. Perinçek, partisinin 10 liderinin, terör örgütü PKK/Kongra-Gel’e karşı oldukları için "gladyo" tarafından öldürüldüğünü ileri sürdü.

-KÜRTÇE TV-
Perinçek, TRT’nin Kürtçe yayın yapan kanal açmasına da değinerek, "Kürtçe televizyona karşı değilim. Oyunlar, destanlar... Kürtçe anlatılsın ama Türkan Şoray’ın filmde Kürtçe konuşmasını onlar anlamaz. Şoray’ı Türkçe anlarlar.
Seyredilmeyecek o televizyon zaten" görüşünü dile getirdi.
Doğu Perinçek, Güneydoğu’da bulunan isimlerini saydığı birçok ilde 1990 yılından sonra muazzam bir kitle hareketi yarattıklarını söyledi. Perinçek’in sözünü ettiği illerde düzenledikleri mitinglerin görüntüleri de LCD ekrana
yansıtıldı.
Ekranda, Diyarbakır’ın Bismil İlçesi’nin Cumhuriyet köyündeki miting gösterilirken duygulanan Perinçek, burada yıkılan Türk bayrağı direklerini, yoksul köylünün aldıkları 30 torba çimentoyu taşlara doldurdukları kutulara döküp
diktiklerini kaydetti. Bu bölümü anlatırken gözyaşlarını tutamayan Perinçek, "Türk bayrağı yıkılmasın diye çimentoyla doldurmuş benim canım köylülerim... İP’in Batman’a, Siirt’e, Bismil’e Türk bayrağı getirmesi en büyük suç" diye konuştu.
Doğu Perinçek, "İddianamede bahsedilen yoğun disk, arama tutanaklarında bulunmuyor. Arama tutanaklarında belirtilmeyen bu yoğun disk, öyle anlaşılıyor ki, İstanbul Emniyetinde veya Ergenekon savcılığında üretilmiştir. Bunun da kanıtları vardır. Soruşturulması gereken budur. Nitekim bana emniyet sorgusunda sorulan soruda, Lobi belgesinin bulunduğu belirtilen sanıklar arasında benim ismim geçmemektedir" dedi.
Lobi belgesinin ilk olarak 2001’de Aksiyon dergisinde, 2006’da da bir internet sitesinde yayımlandığını öne süren Perinçek, "Benim evimde bu belge bulunmamıştır. Bulunsa da fark etmezdi, ama bulunmamıştır. Ben bu belgeyi Aslı
Aydıntaşbaş’tan almıştım. İncelenip bana bir rapor hazırlanması için bir arkadaşıma da vermiştim. Parti binasında olması gereken belgeyi bulamamışlar. Sonradan kendileri delil torbasına atmışlar" iddiasında bulundu.

-LOBİ BELGESİ, ÜSLUBUMLA BAĞDAŞMIYOR-
Her şeyden önce kendisinin "Lobi" kelimesini asla kullanmadığını belirten Perinçek, belgede geçen ve kullanmadığını belirttiği kelimelerin üzerinde tek tek durarak açıklamalarda bulundu.
Perinçek, "Bu belgenin içeriği, benim dünya görüşümle, bilimsel birikimimle ve kendine özgü üslubumla bağdaşmıyor ve en küçük benzerlik taşımıyor. Lobi belgesinde geçen ve ancak bilgisiz ve gösteriş meraklısı,
yeteneksiz yazarların kullandığı sözcüklere, benim yazılarımda rastlanmaz. Türkçe hataları da vahim boyutlardadır" dedi. Lobi belgesini kendisinin redakte ettiği iddiasının doğru olmadığını ve Tuncay Güney’in yalan söylediğini ileri süren Perinçek, belgeyi "pespaye ve iğrenç" olarak niteledi.
Doğu Perinçek, "Lobi belgesinde yazılanların alçakça fikirler olduğunu bir kez daha tespit ediyorum. Bunların faydalanılacak bir tarafı yoktur. Bir tek, düşman ne düşünüyor diye faydalanılabilinir" diye konuştu.

-"DERİN DEVLET İDDİASI DOĞRU DEĞİL-
Lobi belgesine ilişkin açıklamalarında Vural Savaş’ın yazı dizisine değinen Perinçek, Savaş’ın dünkü yazısında, Atatürk zamanında da "derin devletin var olduğunu" yazdığını, ancak bunun doğru olmadığını savunarak, "Bu, düşmanın uydurmasıdır. Vural Savaş’ı da bu konuda uyarıyorum" dedi. Perinçek, Ergenekon örgütünün belgelerinden olduğu belirtilen "fabrikatör" başlıklı yazının da, baştan sona Doğu Perinçek düşmanı olduğunu
ileri sürerek, şu ifadeleri kullandı: "Fabrikatör belgesi, Mehmet Eymür’ün Doğu Perinçek’e karşı yazdığı
Analiz kitabının bir bölümünden alınmıştır. Fabrikatör belgesinin bazı bölümleri ise Eymür’ün yine Perinçek’e karşı yazdığı ’Sentez’ adlı psikolojik savaş kitabından alınmadır. Perinçek’in önder kadrosu içinde yer aldığı bir örgütün
Perinçek’i her tür yalan ve iftirayla suçlayan, fabrikatör diye hedef alan bir belge yayımlamayacağı açıktır. Fabrikatör belgesi, Doğu Perinçek’in sözde Ergenekon terör örgütü suçlamasıyla ilgisi olmadığını kanıtlamaktadır. Bu belge,
Ergenekon tertibinin faillerini ele vermektedir. Tertipçilerin en geniş malzeme kaynağı, Mehmet Eymür’dür."
Eymür’ün görev verilmemesine rağmen başka istihbarat kuruluşları adına kendisini izlediğini öne süren Perinçek, "Eymür, Filistin’de 8 partili arkadaşımızı İsrail Deniz Kuvvetlerine öldürten katildir" iddiasında bulundu.
Perinçek, söz konusu belgenin tek başına bile bu örgütün Doğu Perinçek ve İP’e karşı kurulduğunu düşündürdüğünü savunarak, "Dün de anlattım, bütün belgeler Doğu Perinçek düşmanı. Siz şimdi bu belgeleri görüp beni yine tahliye
etmeyecek misiniz? Daha ne getireyim sayın mahkeme" diye konuştu.

-"BÖYLE SAÇMA ÖRGÜT OLUR MU?"-
Tutuklu sanık İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, savunmasını şöyle sürdürdü:
" Dergi, 22 Temmuz 2000, Ulusal Medya 2001, Cumhuriyet Gazetesi Reorganizasyon Çalışması. Bu belgeler, ’Ergenekon Örgütünün belgeleridir’ diye, dava dosyasına konmuş. İlhan Selçuk, Doğu Perinçek, Gürbüz Çapan, Ferit İlsever, hatta emekli Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu bu belgelerle suçlanıyor. Bu üç belgede göze çarpanları dört maddede özetleyebiliriz. Doğu Perinçek’e ve İlhan Selçuk’a karşı düşmanlık. Ulusal Kanal, Aydınlık ve Cumhuriyet gazetelerine düşmanlık. Cumhuriyet’i ele geçirme hedefi. Ulusal Kanal’a operasyon.
Veli Küçük, ’Doğu Perinçek’in elinden Ulusal TV’yi alın’ talimatı veriyor. Yine Cumhuriyet gazetesine o zamanki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun emriyle operasyon hazırlanıyor. Görüldüğü gibi İlhan
Selçuk ve Doğu Perinçek 2000 ve 2001 yıllarında sözde Ergenekon Örgütünün hedef aldığı kişiler. Aynı iddianameye göre, Selçuk ve Perinçek, sözde örgütün yayın ve tasarım bölümünü yönetiyorlar. Oysa sözde örgütün yayınları, yayın bölümü liderlerinin kuyusunu kazıyor. Böyle saçma örgüt olur mu?"

-DİĞER BELGELER-
Perinçek, "Masonik Bilderberg" belgesini, yazdığı bir kitapta kullanmak için arşivden aldığını belirterek, "Kaldı ki benim evimde bütün gizli örgütlerin belgeleri vardır. Bunları araştırmadan incelemeden bunlara karşı program
üretemem. Evimde bunların hepsi vardır, ama dokunmamışlar ya da iddianameye konulmamış" dedi.