09.09.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:
DYP Lideri Tansu Çiller'in çıkınını sergilerken İzmir'de saldırıya uğrayan, Manisa Emniyet Müdürlüğü'ne astığı "Bu işyerinde işkence vardır" ve TBMM'de açtığı "Deyyus - u Ekber dışarı" pankartlarıyla büyük tartışmalar yaratan CHP İzmir Milletvekili Sabri Ergül'ün hayatı eylem.
Takipçiliğiyle birçok işkence ve yolsuzluk davasını kamuoyunun gündemine getiren Ergül'ün 1965'te, İzmir'e demirleyen 6. Filo'nun askerleriyle de tartıştığı ortaya çıktı. 68'li olmakla övünen Ergül, "O günlerde pek çok eyleme katıldım. Hep siyasetin içinde oldum. Ama hiç illegal çalışmadım. Şiddeti hiç tasvip etmem, etmedim de" diye konuştu.
Ankara Hukuk Fakültesi'ne 1964'te giren Ergül, Öğrenci Derneği ve Türkiye Milli Talebe Cemiyeti başkanlığı yaptı. 68 kuşağının içinde pek çok eyleme katılan Ergül, 32 yıldır da CHP saflarında. 1972 - 1975 yılları arasında CHP Gençlik Kolları Genel Başkanlığı yapan Ergül, 1980'e kadar CHP'de merkez yönetiminde görev aldı. 80 sonrası SODEP, SHP ve CHP'de çeşitli görevlerde bulunan ve 1994'den bu yana da milletvekilliği yapan Ergül, siyaset anlayışını, protesto eylemlerini ve aldığı tehditleri Milliyet'e anlattı.
Siyaseti bir eylem alanı olarak gördüğünü belirten Ergül şunları söyledi:
"Ben kavgacı bir adam değilim. Ama benim yüzümden çok kavga çıktı. Kavga çıkacak diye bir milletvekili susarsa, toplum da susar. Susmanız demek kabullenmeniz demektir. Milletvekili bile susarsa ortamı şirretlere ve şiddet yanlılarına bırakırsınız. Siyaset sadece salonlarda değil, sokaklarda ve caddelerde de yapılır. Siyaset bir eylemdir ve ben de bir eylem adamıyım."
Eylemleri hafızalardan silinmeyen Ergül, orijinal eylemler yapmasını da şöyle açıkladı:
"Biz 1974'de de CHP için son derece orijinal bir kampanya ve sloganlar ürettik. Türkiye'nin her yerini gezdim, Türk insanını çok iyi tanıyorum. Türk insanı gördüğü şeye daha çok inanır. Köpek davası deyince rahmetli Adnan Menderes, yeğen deyince akla Yahya Demirel gelir. Çıkın deyince de Çillerler akla gelecek. Çillerler'in çıkını yaptırınca 14 kiloluk, televizyon büyüklüğünde bir şey ortaya çıktı. Bunu halk asla unutmayacak. Manisa Emniyet Müdürlüğü'ne astığım `Bu işyerinde işkence vardır' pankartını da unutmayacak."
Çıkarı zedelenenlerden tehdit aldığını belirten Ergül "Korkmuyor musunuz" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
"Korkmak, tedirgin olmak da sevinmek, neşelenmek gibi insana mahsus duygular. Ben de bir insanım. Bazen ben de tedirgin oluyorum. Devlet koruyor, arkadaşlarım koruyor, ama en önemlisi yurttaşlarım sahip çıkıyor. Sokakta sizi gören insanlar sizi kucaklayıp, `Devam et, yolsuzlukların çetelerin üzerine git' diyor. Bu destek ve görevinizi yapmış olmanın verdiği mutluluk en büyük güç oluyor. Korkmanız görevinizi yapmanıza engel değildir. Sadece Allah'a bir can borcumuz var o kadar.
Bir de eğer bir ülkede milletvekilleri korktuğu için görevini yapamaz duruma geldiyse o ülke bitmiş demektir. Çok şükür ki Türkiye o durumda değil. Boğazına kadar pisliğe batmış olsa da Türkiye'nin geleceğinden umutluyum. Ben her şeye yetişemiyorum, ama onbinlerce namuslu memur, polis var. Gördüklerini, yaşadıklarını bana bildiriyorlar. Türkiye'nin her yerinden bilgi ve belge yağıyor."