Rekabet kurulu kararlarını uygulamada AB'den Türkiye'ye tam not

2008 Yılı AB Komisyonu İlerleme Raporu’nun Rekabet Politikası bölümünde, Türkiye’nin rekabet kurallarını etkili biçimde uyguladığı ifade edilirken, Rekabet Kurumu’nun idari kapasitesi ve operasyonel bağımsızlığının da tatmin edici olduğu belirlendi.
Raporda, Rekabet Kanunu’nun, rekabet ihlalleri için uygulanan para cezalarını düzenleyen hükümlerde daha fazla açıklık ve hukuki kesinlik sağlayacak biçimde değiştirildiği belirtilerek, yatay işbirliği anlaşmaları, de minimis ve telekomünikasyon ile posta hizmetlerine yönelik sektörel grup muafiyetlerine ilişkin kuralların da aktarılması gerektiği kaydedildi.

BANKACILIK YASASI’NDAKİ YÜZDE 20 SINIRI BANKA ÖZELLEŞTİRMELERİNİ SINIRLAR
Bankacılık Yasası ile bankacılık sektöründe yüzde 20’nin altında pazar payına neden olan birleşme ve devralmaların Rekabet Kurumu’nun kontrolü dışında bırakıldığı anımsatılan raporda, bunun muafiyet ve birleşme kontrolü kurallarının bankacılık sektöründe uygulanmasını sınırladığı ifade edildi. Raporda, bu muafiyet nedeniyle, Rekabet Kurumu’nun rekabeti teşvike yönelik çabaları, kamu bankalarına ilişkin gelecekteki özelleştirmeler bakımından sınırlı olabileceği uyarısında bulunuldu.

VERİLEN CEZALAR YÜZDE 50 AZALDI

Kurumun yeterli seviyede idari ve operasyonel bağımsızlığa sahip olduğuna işaret edilen rapora, şöyle denildi:
“Kurum tarafından verilen para cezaları yüzde 50 azaldı. 2006 yılında 27 milyon 2 bin139 YTL olan para cezaları, 2007 yılında 13 milyon 641 bin 633 YTL’ye düşmüştür. Kurum, ayrıca, 2008 yılının ilk yarısında aktif olarak faaliyet göstermiştir. Rekabete aykırı davranışlarla ilgili 65 vakada ve 109 birleşme bildiriminde karar almıştır. Temyize götürülen rekabet davalarını ele alabilmesi için Danıştay’ın idari kapasitesinin halen geliştirilmesi gerekiyor. Öte yandan 2007’de Danıştay’da özel bir dairenin kurulmasının rekabetle ilgili kararların denetimini hızlandırması bekleniyor.

DEVLET YARDIMLARINDA İLERLEME KAYDEDİLMEDİ

Kamu teşebbüsleri ve münhasır ile özel haklara sahip teşebbüslerle ilgili kuralların uyumlaştırılmasında bir gelişme olmadığı belirtilen raporda, devlet yardımları alanında da ilerleme kaydedilmediğinin altı çizildi. Ayrıca Türkiye’nin şeffaflık taahhütlerinin gerektirdiği şekilde devlet yardımı envanteri hazırlamadığı ve devlet yardımı programlarıyla ilgili rapor sunmadığı kaydedilen raporda, kamu kurumları ve kamu teşebbüsleri arasındaki ilişkilerin şeffaflığını sağlayan kuralların bulunmadığı ifade edildi.
Çelik sektöründeki devlet yardımlarıyla ilgili olarak ilerleme kaydedildiği vurgulanan raporda, 2008’de yeni bilgilerin verilmesiyle Komisyon’un 2001 yılından bugüne kadar verilen devlet yardımları ile ilgili daha iyi bir anlayışa sahip olduğu belirtildi.
Türkiye’nin, ulusal yeniden yapılandırma programını devlet yardımı yönleri ve Türk çelik endüstrisi için piyasa analizi ve tahminleri açısından gözden geçirdiği ifade edilen raporda, buna karşın bazı kapasite gelişmeleri, son yıllarda verilen bazı devlet yardımları ve Türk otoritelerinin çelik sektörüne gelecekte verilecek devlet yardımlarıyla ilgili konumları hakkında bilgi vermesi gerektiği belirtildi.

REKABET KURUMU YÜKSEK UYUM SEVİYESİNE ULAŞTI
Raporun sonuç bölümünde ise şu değerlendirmelere yer verildi:
“Birleşmeler de dahil olmak üzere anti tröst alanında yüksek bir uyum seviyesine ulaşılmıştır. Rekabet Kurumu’nun idari kapasitesi ve operasyonel bağımsızlığı tatmin edicidir. Kurum, rekabet kurallarını etkili bir şekilde uygulamaktadır. Devlet yardımları alanında uyum sağlanmamıştır. Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKTÇ) Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında verilen uzun dönemli taahhüt paralelinde, Türkiye’nin çelik sektöründe AB devlet yardımı disiplinini uygulaması gerekiyor. Bu fasıl bağlamında uyum tamamlanmamıştır.ö