Siyaset ‘Sahipsiz af’ veto yedi

‘Sahipsiz af’ veto yedi

16.12.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Sezer 35 bin mahkûmu cezaevinden çıkaran af yasasını "Hiç olmamış" diyerek iade etti

‘Sahipsiz af’ veto yedi

‘Sahipsiz af’ veto yedi

Cumhurbaşkanı Sezer 35 bin mahkûmu cezaevinden çıkaran af yasasını "Hiç olmamış" diyerek iade etti

SERPİL ÇEVİKCAN ERSAN ATAR Ankara

‘Sahipsiz af’ veto yedi
Aylardır büyük tartışma yaratan ve kamuoyunda "Af yasası" olarak nitelendirilen Şartla Salıverilme Yasası Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edildi.
Sezer yasayı; "hukuk devleti, eşitlik ilkesi ve adalete aykırı" buldu. Yasanın "toplum huzurunu sağlamaya yönelik olmadığını, toplum vicdanını incitecek nitelikte" olduğunu vurgulayan Sezer, Meclis'in af yetkisini hukuksal değerden yoksun düşüncelerle kullandığını kaydetti. Sezer, yasanın toplum düzenini bozacağını ve adalete olan güveni sarsacağını belirtti.
Sezer, TBMM'ye gönderdiği 6 sayfalık veto gerekçesinde şu noktalara itiraz etti:

Hatalarınız var
10 yıllık indirimden geri kalan cezaların yeniden şartla salıverilmeye tabi tutulmasını eleştiren Sezer, gerekçesinin önemli bir bölümünü 1991 affına ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarına ayırdı ve alıntılar yaptı. Bu kararlarda yasa koyucuya kimi suçları işleyenler için "şartla salıverme" veya "erteleme" adı altında düzenlemeler yapma yetkisinin verildiğini belirten Sezer, aynı süreli ceza alan iki hükümlüden birinin sırf suçunun türü nedeniyle af kapsamına alınıp diğerinin alınmamasının eşitsizliğe neden olduğunu vurguladı.

Affet, ama incitme
Sezer, Meclis'in af yetkisini kullanırken suçtan zarar görenlerin incitilmemesi gerektiğini şu ifadelerle anlattı: "Yetki kullanılırken, Cumhuriyet'in nitelikleri arasında sayılan 'toplumun huzuru', 'adalet anlayışı' ve 'hukuk devleti' kavramlarının ve herkesin yasalar önünde eşit olup, kimseye ayrıcalık tanınamayacağı ilkesinin gözden uzak tutulmaması, affın, adil ve dengeli sonuçlar vermesine, suçtan zarar görenlerin olabildiğince incitilmemesine ve yapılan düzenlemenin Anayasa'ya uygun olmasına özen gösterilmesi gerekmektedir."

BÜYÜK ÇELİŞKİLER VAR
Sezer, Abdullah Öcalan benzeri kişilerin cezalandırıldığı Türk Ceza Yasası'nın 125. maddesi gibi hükümleri yasa kapsamı dışında tutulurken, ülke bütünlüğüne karşı propaganda yürütenlerin kapsam içine alınmasını da şöyle eleştirdi: "Yasanın 1. maddesinin 5. fıkrasının (a) bendinde, Anayasa'nın 14. maddesi kapsamında olması nedeniyle affedilmeyecek suç niteliğinde olan TCY'nin 125 -157, 161, 162, 168, 171 ve 172. maddeleri ayrık tutulmuştur. Ancak, Terörle Mücadele Yasası'nın, Cumhuriyet'in niteliklerini, siyasal, sosyal ve ekonomik düzenini değiştirmeyi, devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünü bozmayı amaçlayan örgütleri kuranların, yönetenlerin ve devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef alan propaganda yapanların cezalandırılmasını öngören kuralları ayrıklık kapsamına alınmamıştır."

İDAMA AF, 7 GÜNE CEZA
Sezer, Türk hukuk sistemine ilk kez getirilen "davaların ertelenmesi"nin koşullarının belirlenmemesi nedeniyle bir taraftan yargıya büyük yük getirilirken, uygulamada eşitsizlikler doğabileceğine işaret etti.

BİRKAÇ GÜN İÇİN Mİ?
Yasada, firarilerin yasadan yararlanmak için bir ay içinde ilgili makamlara başvurularının zorunlu tutulduğunu belirten Sezer, bu durumun "belki de beraat edebilecek kişinin, bir ay içinde başvurmadığı için yasadan yararlanamamasına neden olacağını" kaydetti. Sezer, "Geçmişte birkaç günlük cezayı gerektiren bir suçtan dolayı şartla salıverme ya da af hükümlerinden yararlananların, bu yasa hükümlerinden yararlanamamaları hukuka uygun düşmemektedir" dedi.

ASKER - SİVİL EŞİTSİZLİĞİ
"Yasada kapsam dışında bırakılanlar yönünden nasıl bir ölçüt kullanıldığı ya da değerlendirme yapıldığı saptanamamıştır" diyen Sezer, "Yapılan incelemede, ceza süresi, hukuksal yarar, ihlal edilen değer ve konu yönünden bir sıralama ya da tercih ölçütüne rastlanılamamıştır. Böylece, yasada hukuk devleti ve eşitlik ilkesine aykırı düzenlemelere yer verilmiştir" görüşünü dile getirdi.

‘ADALETİ ZEDELER’
Sezer gerekçesinin son bölümünde hükümet ve yasa koyucuya şu sert uyarılarda bulundu: "Yasa, Anayasa'nın eşitlik ilkesine, hukuka, adalete, toplum huzurunu sağlamaya yönelik değildir ve toplum vicdanını incitecek içeriktedir. Cezaevlerinin mevcudunun azaltılması gibi hukuksal değerden yoksun düşüncelerle af yetkisinin kullanılması, toplumda adalete ve yasalara duyulan güveni azaltır. Böyle bir yasanın yayımlanması 'devletin temeli adalettir' inancını yok edecek, toplum düzenini bozacak ve yurttaşların adalete olan güvenini sarsacaktır."

Şimdi ne olacak?
Virgülü değişmeden gelirse onaylanır
Veto gerekçesi koalisyonda değerlendirildikten sonra yeni bir yasa yapılabilecek ve yasa çıkarma süreci yeniden işleyecek. Buna göre, metnin üzerinde bir virgülün bile yeri değiştirilirse, yeni bir yasa olduğu için Cumhurbaşkanı'nın yeniden veto etme hakkı olacak.
Meclis veto edilen metni olduğu gibi Köşk'e gönderirse, Sezer bu yasayı onaylamak zorunda kalacak ve Anayasa Mahkemesi'ne yürütmeyi durdurma ve iptal başvurusunda bulunabilecek. Sonuçlanması aylarca sürecek iptal başvurusu, "Bayramdan önce af" umutlarını önemli ölçüde tüketiyor. Hükümetin, Cumhurbaşkanı'nın görüşlerini dikkate alarak yeni bir yasayı bayramdan önce yetiştirmesinin de kolay olmayacağına işaret ediliyor.



SİYASET