05.09.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu tarafından, adı açıklanmayan Fazilet Partili bir milletvekiline atfedilen, "Depremin ana merkezi din düşmanı askeriyenin ana merkezi Gölcük Donanma Komutanlığı'nın altı. Dini yok etmeye çalışan komutanlar o gece İsrailli subay ve komutanlarla büyük bir eğlence partisi düzenleyerek zil zurna oluncaya kadar içmişler. Allah da onları cezalandırdı" şeklindeki sözler, o gecenin tanıklarından ünlü söz yazarı Sezen Cumhur Önal'ı çileden çıkardı.
"Bu aşağılık bir yalan. O gece Gölcük Orduevi'nde şans eseri hayatta kaldım, ama dostlarımı kaybettim. Bu sözler beni depremden daha çok etkiledi" diyen Önal, şunları söyledi:
"Her kim ise ilimden, irfandan nasibini almamış bu kişinin sözleri beni çok üzdü. Benim yedi ceddim hacı, Allah'a çok şükür çok iyi bir Müslümanım. Her sabah Atatürk'e ve şehitlere Fatiha okuyan bir Türk evladıyım. Deprem gecesi Gölcük Deniz Üssü'ndeydim. Donanma Komutanlığı'ndan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na atanan dostum Oramiral İlhami Erdil'in daveti üzerine Gölcük'teki törene katıldım. Saat 17.00'de devir - teslim töreni yapıldı. Daha sonra diğer davetlilerle birlikte, Marmara Salonu bahçesinde verilen kokteyl ile ve Ertuğrul Yüzme Havuzu bahçesinde verilen akşam yemeğinde bulundum. Yemek gece saat 24.00'e kadar devam etti."
"O akşamki davette hazır bulunan insanlardan biri olarak bu insafsız adamın basından öğrendiğim garip sözlerine cevap vermek istiyorum" diyen Önal, şöyle devam etti:
"O akşam Ertuğrul Yüzme Havuzu bahçesinde kimse zil zurna sarhoş olmadı. Nezaket ölçüleri içerisinde, askeri protokol adetleri ile sınırlı bir davetti bu. Kimin haddine, eski ve yeni Deniz Kuvvetleri komutanlarının olduğu bir yerde, böyle bir rezalete kim izin verebilir. Sayın İrfan Tınaz ve Vural Beyazıt gibi iki eski kuvvet komutanı da oradaydı. Gece basık bir hava vardı körfezde, aşırı nemli, sıcaktı. Yemekte Ulvi Kırımlı'nın akordiyonuyla uzak iklimlere gittik, sonra Ertuğrul Çayıroğlu'yla Adela, biri çaldı diğeri söyledi. Ertuğrul Çayıroğlu'nun tuşlarda gezinin parmaklarında, Adela'nın sesinde yaşama konan son nokta varmış da haberimiz yokmuş. Kim bilebilirdi ki, bunun yaşama verilen bir veda konseri olacağını, o gece depremde onları kaybettik. Kısacası, o akşam orada şarkıların güzelliğini yaşarken biz denizci dostlarımızın sevincini belli nezaket ölçüleri içerisinde paylaştık, içki şişelerinde değil."