04.06.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Japon İmparatoru Akihito tarafından kabul edilen TBMM Başkanı Bülent Arınç, yarım saatlik görüşmenin ardından Tokyo Camii'ni ziyaret etti. Arınç'a caminin tarihini anlatan imam Cemil Ayaz, 1917 Rus Devrimi'nden kaçan Kazan Türklerinin Japonya'ya yerleştiklerini ve burada bir camiyle okul yaptırdıklarını söyledi. Ayaz, deprem sonucu yıkılan caminin yerine Mimar Muharrem Hilmi Şenalp'in iki yılda inşa ettiği caminin 9 Haziran 2000'de ibadete açıldığını belirtti. DİPLOMATİK GAF Japonya'daki Müslümanlara hizmet veren camide bulunmaktan büyük sevinç duyduğunu belirten Arınç, bu sözlerin ardından, Şinto dinine mensup Japonların İslamı seçmeleri temennisinde bulunarak diplomatik gaf yaptı. Arınç şöyle konuştu: "Türkiye'ye bu kadar uzaklıkta bir ülkede bir cami görmekten mutluyum. Komünizm zulmünden kaçıp buraya gelenler, bir gün buraya bir cami yaptıracaklarını hayal edemezlerdi. Ama görüyoruz ki bu gerçek olmuş. Umarım Japonlar da İslamı tanıdıkça, bu camiye gelip ibadet edenleri gördükçe hak dinine intisap edeceklerdir (mensup olacaklardır)." 'RET KARARI DOĞRUYDU' Japonya Üst Meclisi'ndeki parti temsilcileriyle de bir araya gelen Arınç, yeniden yapılanma ve demokratikleşme sürecinde Japon askerlerinin Irak'a gelmesinden memnun olacaklarını söyledi. Toplantı sırasında Japonya ana muhalefet partisi Üst Meclis Grup Başkan Vekili de, "Tezkere sürecinde Türkiye'yi izledik. TBMM'nin ret kararı çok uygundur" dedi. Bu sözü alkışlayan Arınç'ın "oh" çekmesi de gülüşmelere neden oldu. Ulusal din Şinto Japonların ulusal dini Şinto, M.S. 5'inci yüzyılda budizme karşı eski Japon animist dini olarak kullanılmaya başlandı. 1868'de devlet dini haline getirilen Şinto, 2. Dünya Savaşı yenilgisinin ardından terk edildi. Halk, mezheplere bölünmüş geleneksel inançlarını yeniden benimsedi. Ancak Şinto, bu mezheplerden oluşan bir bütün kabul edildi. Bu dine göre tanrılar doğal güçlerin kişileştirilmiş şekilleri olarak görüldü. Ancak Budizmle temasları sonucu iki din de büyük değişikliğe uğradı. Budistler Şinto'nun dinsel uygulamalarını, iç aydınlanmaya ulaşmayı sağlayabilecek yollar olarak gördü. Bazı filozoflar da iki dinin, "aynı gerçeğin farklı ifade biçimleri" olduğunu savundu.