SiyasetSOHBET ODASI

SOHBET ODASI

22.04.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Semra Özal’ın, rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili ortaya attığı iddialar hakkında fikrini sorduğumuz Hüsnü Doğan şunları söyledi: Orta Asya gezisinden çok bitkin döndü. ‘Yarın gel bitirelim işi’ dedi. Ölmeseydi ertesi gün parti kuracaktı. Ama bu iddialar doğru mu değil mi bilemem...

SOHBET ODASI

SOHBET ODASI

‘Yarın işi bitirelim’ dedi, o gün öldü...
Semra Özal’ın, rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili ortaya attığı iddialar hakkında fikrini sorduğumuz Hüsnü Doğan şunları söyledi: Orta Asya gezisinden çok bitkin döndü. ‘Yarın gel bitirelim işi’ dedi. Ölmeseydi ertesi gün parti kuracaktı. Ama bu iddialar doğru mu değil mi bilemem...

DERYA SAZAK

1983’te Özal başbakan olduğunda siz bir odaya çekilip günlerce kararname yazmıştınız, o sırada yapılan reformların hızını anımsıyoruz, yarın iktidar olsanız Türkiye’nin düzlüğe çıkması için gereksinim duyacağınız zaman nedir?
Güçlü bir iktidar 2 yıl içinde meselelerin bir kısmını çözer, geriye kalanların da çözülebilir olduğunu gösterir.

Siyasette günümüzün yeni aktörleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Herkese başarılar dilerim. Siyasette değişim şart. Eğer bazıları kendilerinde güç görüyorlarsa bu dediğim formüllere - iki turlu seçim - ışık tutarlar, Türkiye’nin önünü açarlar. Çözüm üretmeyenin şansı olamaz. Biz iktidara gelirsek şunları amaçlayacağız: Ekonomi, dürüst yönetim ve demokratikleşme.

Zaman onu haklı çıkardı
Yolsuzluklarla nasıl mücadele edeceksiniz?
Havuzdaki pisliklerle uğraşmak yerine havuza temiz su vermeliyiz.

Siz Turgut Bey’le son görüşenlerden biriydiniz ve parti kurma hazırlığı yapıyordunuz. Kuracağınız parti Özal’ın geç açılmış mirası mı olacak?
Özal’a yakın çalışmış biriyim ama kimse kimsenin siyasi mirasçısı olmaz.

ANAP da Özal ailesiyle barıştı, Ahmet Özal partiye girdi, bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz? Turgut Özal’ın anlaşılması mı, aşılamaması mı?
Turgut Bey, cumhurbaşkanı olduktan sonra ANAP dahil yapılan yanlışlara karşı çıktı. ‘Yanlışları sürdürürseniz, bir gün eskiyi arar hale gelirsiniz’ dedi. Son 20 - 30 yılda Özal kadar sevilen ama onun kadar tenkit edilen bir lider gelmedi. Zaman Özal’ı haklı çıkardı. Bu arayış onun arayışı.

Cuma günü telefonlaştık
Özal dönemine en büyük eleştiri, toplumsal değerlerin aşınması yönündedir. ‘Benim memurum işini bilir’, ‘Anayasa’yı bir kere delmekle bir şey olmaz’ gibi sözleri de unutulmadı.
Özal iyi ve düzgün bir insandı. Sözleri yanlış anlaşıldı, mesela ‘Ben zenginleri severim.’ Orada kastettiği ‘Veren el alan elden üstündür.’

Ölümüyle ilgili kuşkulara ne diyorsunuz? Semra Özal bu yıl da söyledi...
Özal’ı Orta Asya seyahatinden sonra havaalanında karşılayanlar arasındaydım. Çok bitkin görünüyordu. Cuma günü telefonlaştık, ‘Yarın gel de bitirelim bu işi’ dedi, ölmeseydi Çankaya’dan inip partiyi kuracaktı. Ölümüyle ilgili söylenenler de bilgi mi, kuşku mu emin değilim.

Siz Körfez Savaşı’nda Milli Savunma Bakanı görevinde bulunurken Semra Özal’ın İstanbul İl Başkanı olarak atanmasına karşı çıktığınız için kabineden azledildiniz. Rahmetlinin bu tür duygusallıkları vardı.
‘Özal iyi insandır’ dedim
Keşke o olay hiç yaşanmasaydı. Ben o meseleyi doğru bulmadım ve kendisine de bunu açık açık söyledim. Ben tavır alınca bakanlıktan azledildim. Evim Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün karşısında Kader Sokak’tadır. 18 yıldır orada otururum. Bakanlıktan alındığımda şöyle bir düşündüm. Doğru yapmadığını biliyordum ama Özal çok iyi insandır, dedim. Nitekim sonradan kendisiyle barıştık. Ve bu olay hakkında hiçbir zaman konuşmadık.

İki turlu seçime gidelim
Parti sayısı 45’i buldu, merkez sağda ve solda beklemede olanların sayısı 10’a yakın, Sadettin Tantan, Melih Gökçek sıradalar, Mehmet Ali Bayar DTP’nin başına geçiyor. Karayalçın SHP’yi kuruyor. Siyaset bu kadar parti kaldırır mı?
Bu bir Fetret dönemidir. Beylikler kurulmuş, Fetret dönemi beyliklerle aşılmaz, bunu ancak millet aşar.

Sizin kuracağınız parti hangi toplumsal tabana oturacak?
1980 - 90’larda olduğu gibi klasik sağ, sol ayrımının fazla anlamı kalmadı. Kuracağımız parti, sağın ve solun mutedillerini kucaklayacak.

Çözüm için nasıl bir yöntem öneriyor musunuz?
1950’den 1999’a kadar yapılmış seçimleri tahlil ettiğimizde şu çıkıyor: 12 büyük seçim yapılmış, millet hata yapmıyor. Geriye doğru bakın, millet sandıkta doğruyu yapmış. Bundan sonra da öyle yapacak. Ben bir yol öneriyorum: İki turlu seçime gidelim.

Birleşmeler kaçınılmaz
Nasıl uygulanacak?
Seçime girme hakkı olan kaç parti varsa hepsi katılsın. İkinci tura ilk üç parti girsin. Oylar bu üç parti arasında eşit dağılsa bile yüzde 33.3 eder. Büyük ihtimalle de tek parti iktidarı çıkar.

Yüzde 35 - 40 oy hedefi birleşmeleri gündeme getirir...
Türkiye bu sisteme geçerse daha ilk turda birleşmeler kaçınılmaz olur. Bunu niye söylüyorum; Türkiye’de bugün otorite, siyasi irade boşluğu var. Koalisyon dönemlerinde Türkiye hiçbir meselesini çözememiştir.
1961 - 65 dört yıl, 1971 - 79 sekiz yıl, eğer seçim önümüzdeki yıl yapılacaksa 1991 - 2003 on iki yıl. 4, 8, 12 diye gidiyor. Koalisyonlar hep kayıp yıllardır. Özal dönemini herkes ekonomik açıdan görür ama Özal’ın başarısı asıl siyasidir. Daha doğrusu 24 Ocak kararları dahil, arkasında hep tek partinin gücü olmuştur.

Bu gidişe seyirci kalamazdım
Hüsnü Bey 1993’te Turgut Özal ANAP’ı kurarken çevresindeki en yakın kişilerden biriydiniz, 1999 seçimlerinden önce veda ettiğiniz aktif siyasete yeniden dönüyorsunuz. Neden yeni bir parti?
1999 seçimlerine girmedim, siyaseti bıraktım, o zaman ‘Niye bırakıyorsun?’ diyenlere şunu söyledim: ‘Hiçbir doğruya katkım olmuyor, yanlışlara da ortak olmak istemiyorum.’ ANAP’tan istifamı 15 Şubat’ta verdim. Niyetim de bir daha dönmemekti. Fakat geçen 3 yılda Türkiye’nin şartları o kadar kötüye gitti ki, bugünkü umutsuzluk karşısında insanların kenarda durmalarını doğru görmüyorum.

İktidara kızan AKP’ye kayıyor
Türkiye’nin AB üyeliği hakkında ne düşüyorsunuz?
Türkiye’nin hedefi AB’ye tam üyeliktir. Yalnız AB’ye gireceksek, Kopenhag kriterlerine uymamız gerekiyor. Laikliğe gelinde... Türkiye laik bir ülke olmak zorundadır. Başörtüsü gibi meseleleri de sağlam zeminlerde konsensüsle çözmek gerekiyor. Bugün için uygun zemin yok.

AKP’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
O ayrı bir siyasi parti, her parti kendi yolunda gider. Yalnız bugün kamuoyunda o partinin aldığı oylar sadece klasik Refah tabanı değildir. Bugünkü siyasi çaresizliğe, iktidara yönelik tepki oylarıdır.

Ankara küçülmeden Türkiye büyümez!
Kuracağınız partinin ‘83 ruhu’nu yakalaması mümkün mü?
İnsanın aynı suya iki defa girmesi mümkün değil, bu hayatın gerçeği. Bugünkü problemler 1983’ten zor. Fakat umudum şudur: Gelen iktidar çok güçlü hamleler yapma şansına sahip olabilir. Tek başına gelmek kaydıyla...

Sorunları tek parti iktidarı çözer diyorsunuz.
Evet. Onu yakalamaya çalışmamız lazım. O nedenle iki turlu seçimi tartışalım. Kafamdaki ideal çözüm başkanlık sistemi ama bugünkü şartlarda zor.

İktidar güven vermeli
Demirel de, ‘başbakanı halk seçsin’ önersini ortaya attı.
Başbakanı, parti dışında seçerseniz o zaman parlamentoda sıkıntı olur. İstediği desteği bulamayabilir.

Kafanızda yönetim projeksiyonu oluştu mu?
Gelecek hükümetin - tek parti gelecek olursa - en büyük avantajı güven telkin etmektir. Bu olduğu takdirde, Türkiye’nin dış borçları 120 milyar dolar, iç borçları 80 milyar dolar. Yeni bir iktidarla güven verici başlangıç yaparsanız bu borçların ödenmesinde soluk alınır.

Özelleştirme şart
IMF’siz bir çıkış yok mu?
Bir kere, her gelen hükümet bu borçları devralmak zorunda. Güveni yeniden sağlarsanız, dışarıya kaçan sermaye geri gelir, yabancı yatırımlar hızlanır ve bunlar ekonomiye ivme kazandırır ama yetmez, hızla özelleştirme yapacaksınız.

Kabinenin de küçülmesinden yana mısınız?
Elbette Ankara küçülmeden Türkiye büyümez.

Partimizi Mayıs ayı başında kuracağız
Partiniz ne zaman kurulacak?
Mayısın ilk haftasında kuruyoruz.

2002’de seçim görüyor musunuz?
Bu kadar krizden geçen bir ülkede şimdiye kadar birkaç tane seçim olması lazımdı. Seçime karar vereceklerin seçime gitme gücü yok, seçime zorlama imkanı olanların da önünde ışık yok. İyi de kim gelecek diyorlar. Sadece muhalefeti kastetmiyorum, iş dünyası, medya; onlar da kim gelecek diye soruyorlar. Bu yıl dahi seçime kapıyı açık bırakmalı.




SİYASET











EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler