Siyaset ‘Tanık koruma’ tartışması

‘Tanık koruma’ tartışması

16.07.2008 - 02:57 | Son Güncellenme:

Ergenekon iddianamesinde 15 gizli tanığın ifadeleri önemli yer tutuyor. Ancak, Tanık Koruma Yasası’nın yönetmeliğinin çıkmaması endişeleri artırıyor. Bazı hukukçular uygulamayı “adil yargılanma hakkı” ilkesine aykırı buldu

‘Tanık koruma’ tartışması

Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün, soruşturmada uygulanan Tanık Koruma Yasası’nın (TKY) 5 Temmuz’da yürürlüğe girmesinden 9 gün sonra iddianameyi tamamlaması dikkat çekti.
TKY’nın TBMM’ye sunulan ilk halinde gizli tanıklara silah verilerek, işe yerleştirilmesi düzenlemesinin de yer aldığı, ancak, muhalefetin itirazı üzerine bu düzenlemenin yasadan ayıklandığı öğrenildi.
Ergenekon iddianamesinde 15 gizli tanığın ifadeleri önemli yer tutuyor. Bazı hukukçular, sanık avukatlarına gizli tanıkların kimliğine dair soru sorma ya da varlıklarına itiraz etme hakkı tanımayan uygulamayı “Adil yargılanma hakkı” ilkesine aykırı buldu.
Ergenekon’da uygulanan TKY, 27 Aralık 2007’de TBMM’den geçerek yasalaştı. Tasarının ilk halinde, koruma altına alınacaklara “meşru savunma amacı ile silah ruhsatı verilmesi” ve bir işe yerleştirilmesi de öngörülüyordu. Muhalefetin itirazı üzerine “suistimale yol açmaması” amacıyla, TBMM Başkanı Köksal Toptan’ın, Adalet Komisyonu Başkanlığı döneminde bu düzenlemeler tasarıdan çıkarıldı. 

Yönetmelik yok
Yönetmeliğin 5 Temmuz’a kadar Adalet ve İçişleri bakanlıklarınca ortaklaşa hazırlanması gerekirken, yönetmelik taslaklarına son şekli verilemediği için tanık koruma programına alınacak kişilerle ilgili de bir karmaşa söz konusu oldu.
Yasada, koruma tedbirleri, korunacak kişi tarafından yapılacak işlemler, Tanık Koruma Kurulu ile bağlı birimlerin çalışma esas ve yöntemleri, kamu kurum ve kuruluşları ile koruma kararlarının alınmasında ve uygulanmasında görevli personelin uyacakları gizlilik kuralına ilişkin esasların yönetmelikle düzenleneceği hükmü bulunuyor.
Gizli tanıkların ifadelerinin duruşma sırasında ses ve görüntüleri değiştirilerek alınabilirken, yasanın 9. maddesi sayesinde, mahkeme bu tanıkları, sanıklar veya avukatları olmadan baş başa da dinleyebilecek.
Bu durumda hakimin, gizli tanığın ifadesinin sadece kimliğinin ortaya çıkmasını önleyecek bölümlerini, duruşmada bulunma hakkı olanlara “açıklaması” yeterli olacak.
Yine aynı maddeye göre, duruşma sırasında gizli tanıklara sorulacak soruların, “tanık hakkında uygulanan tedbirlerle orantılı ve amaca uygun olması” gerekecek.
Bu amaçla, “Hakimin, sorulan soruların tanığa sorulmamasına karar verebilme veya tanığı dinlerken dolaylı dahi olsa tanığın kimliğini ortaya çıkaracak soruların sorulmasına izin vermeme” hakkı bulunuyor.
Keşif yapılması durumunda da benzeri önlem ve yöntemlere başvurulacak. Yasa sayesinde, “hakkında tedbir uygulanan tanığın beyanı, tek başına hükme esas teşkil etmeyecek”.
Gizli tanıkların dinlenmesi için getirilen söz konusu özel yöntemler, “Savunma hakkını kısıtlayacak şekilde” uygulanamayacak. TBMM’deki görüşmeler sırasında tanık korumanın AİHM içtihatlarına uygun olduğu belirtilmişti.

Nasıl olunur?
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 58. maddesine göre devam eden bir soruşturmada, gizli tanık olmak isteyen kişi, savcıya ya da polise başvurarak gizli tanıklık yapmak istediğini söyleyebilir. Ya da polis, gizli tanıklık yapmasını uygun gördüğü kişiye teklif götürebilir.
Eğer, savcı ve polis kişinin gizli tanıklık yapabilecek vasıfları olduğunu takdir ederse, kişi kanunda belirlenen şartlar dahilinde gizli tanık olarak soruşturmaya dahil ediliyor.

Haberin Devamı

ABD’de sadece sokakta gizli
ABD hukuk sisteminde, “davanın çözülmesi için hayati önem taşıması ve tanığın hayatının tehlike altında olması durumunda” ifadesine başvurulan gizli tanığın kimlik gizliliği sadece mahkeme salonunu terk ettiği anda başlıyor. 
ABD’de “Tanık Koruma Programı”na dahil olan bir tanık mahkeme salonuna girdiği anda diğer tanıklardan hiçbir farkı olmuyor. “Gizli tanık” savcılık makamının tanığı olsa bile sanık avukatlarının sorularını ve iddiaları yanıtlamak zorunda.
“Gizli tanık” mahkeme salonu içinde kendi kimliği ile ifade veriyor ve ifadesi kayıtlara geçip kamuya açık oluyor. Gizli sanık isterse kimliği kayıtlara geçirilmiyor. Ancak, savunma tarafından kimliğini gizleyemiyor.
Tanık dava sürecinde görüntülenmemeyi ya da yüzünü saklamayı isteyebilir. Ama karşı tarafın sorularını yanıtlamayı reddemiyor. Tanığın ifadelerinin dava sürecine etkisi ise, delillerin ve kendisinin iki tarafa verdiği yanıtlara bağlı bulunuyor.
Mahkeme süresince kimliği açık bir biçimde ifade vermek zorunda olan tanığın “gizliliği” ve korunması esas olarak mahkeme salonunu terk ettiği anda başlıyor. 
AHU ÖZYURT Washington

Haberin Devamı

Almanya’da dava kamuya açık
Almanya’daki gizli tanıklığı ise Frankfurt Barosu’ndan avukat Aslı Gerboğa şöyle anlattı:
“Almanya’da ‘Zeugenschutz Gesetz’ adı verilen tanık koruma yasası uygulanıyor. Suçlunun yaşı 18’den küçük değilse davalar kamuya açıktır. Dava görülürken tanıkların mahkeme önünde dinlenmesi gerekir. Hakim ve savcıların yanı sıra suçlunun avukatı da gizli tanığı bilir. Bu kişiler bilmezse davanın hukuki olduğunu kimse kanıtlayamaz. Ancak hukukun özel uygulaması olabilir. Eğer tanık tehlike altındaysa, mahkemede başka bir odada kamera ve televizyonlarla ifade verebilir. Bu durumda tanığın görüntüsü kısıtlanır ve sesi değiştirilir. Bu madde, terör ve organize suçların söz konusu olduğu davalarda uygulanır. Suçlunun avukatı, savcı ve hâkim gizli tanığın kimliğini bilmez.”  
ESRA MAURER Frankfurt

Fransa’da itiraz hakkı var
Fransa’da 2001’de çıkarılan yasa, sanıklara gizli tutulan tanıkların ifadelerine 10 gün içinde itiraz etme hakkı tanıyor. Mahkeme, itirazı haklı bulursa ifadeyi iptal edebiliyor veya gizli tanığın onayı alınmak koşuluyla ifadenin açık alınması yoluna gidebiliyor. Ancak, sadece gizli tanık ifadelerine dayanılarak herhangi bir kimse hakkında mahkûmiyet kararı verilemiyor. Gizli tanıklık için, yürütülen işlemle bir bağlantı olmaması gerekiyor. Tanığın kendisinin veya yakınlarının fiziki varlığının tehlikeye girme olasılığının bulunması, gizli tanıklık için aranan bir şart. 
SABETAY VAROL

Haberin Devamı

Hukukçular endişeli
Sanık avukatlarının gizli tanıkların kimliğine dair soru sorma ya da varlıklarına itiraz etme hakları bulunmuyor. Uygulamayı, “Adil yargılanma hakkı” ilkesine aykırı bulan bazı hukukçuların görüşleri şöyle:
Prof. Dr. Köksal Bayraktar (Ceza Hukuku ve Kriminoloji Araştırma Merkezi Müdürü):
Uygulama, savunmayı kısıtlıyor. Adil yargılama hakkı ilkesine aykırı. Aynı düzenleme, devlet sırrıyla ilgili bölümlerde de var. Bunlar objektif ve insan yararına hukuk düzenlemeleri değil. Bunlar devletin, kendini korumak için koyduğu bir takım istisnai hükümler ve insan haklarına dayalı hukuk kurallarını bir kenara itiyor.  Zamanında PKK için hazırlanan maddeler ya da bazı ayaklanmalar için hazırlanan maddeler ters döndü ve kimler için işlemeye başladı.
Turgut Kazan (İstanbul Barosu eski Başkanı):
Önemli bir davada ilk kez uygulanıyor. Bir tanık koruma sistemine kesinlikle ihtiyaç var. Ama, bu yasa yeni uygulanacağı için hele böyle soru işaretli bir davada yeni soru işaretlerine yol açacaktır. Yanlış uygulanmasından, sorunlar yaratmasından korkuyorum. İnsanların kamplara bölündüğü, kiminin şu gözle, kiminin bu gözle baktığı farklı bir soruşturma. Bu soruşturmada kimsenin tanımadığı, savunma tarafının kim olduğunu bilmediği, duruma göre soru yöneltemediği bir uygulama.
Uğur Poyraz (Ceza Avukatı):
Sanık ile gizli tanık akraba olabilir, aralarında herhangi bir sebepten husumet bulunabilir. Bu durumunda, gizli tanıklığın doğruluğu tartışmalı hale gelir. Sanık ile gizli tanık arasında böyle bir ilişki olması durumunda sanığın bunu bilmesi gerekir. Mevcut uygulamaya göre sanığın bu bilgiye ulaşması imkansız. Gizli tanık mutlaka olmalı, ancak, gizli tanık kullanmadan önce bütün hukuk yollarına uygun bir biçimde diğer delilleri elde etmeye çalışılmalı.
Bu delillere dayalı hüküm kurulamayacağı anlaşıldıktan sonra gizli tanık uygulamasına gidilmeli.