Tarık Ümit'i kim kaçırdı?Ağar'a ağır suçlama

SUSURLUK'ta meydana gelen trafik kazasından sonra ortaya çıkan karanlık ilişkiler yumağı, her açıklamayla biraz daha karışıyor. Geçtiğimiz yıl esrarengiz bir biçimde ortadan kaybolan işadamı Tarık Ümit'in kızı Hande Birinci, de sonunda suskunluğunu bozup babasının ölümünden dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'ın sorumlu olduğunu iddia etti.
Adapazarı'ndaki evinde görüştüğümüz Hande Birinci babasının sözedildiği gibi "muhbir" ya da "mafya" olmadığını, 17 yıllık MİT görevlisi olduğunu belirterek iddialarını şöyle sürdürdü: "Babamı bildiklerini açıklamaması için öldürdüler."
Birinci babasının kaybolmasından sonra, iki MİT görevlisinin evlerine gelerek, "Babanı Abdullah Çatlı'nın adamı olan polis memurları Ayhan Akça'yla Ziya kaçırdı. Olaydan Mehmet Ağar'la Korkut Eken'in de haberi var. Nereye götürdüklerini tahmin ediyoruz. Babanı onların elinden kurtaracağız, merak etme" dediklerini iddia etti.
Birinci'nin savcılığa da başvurup bildirdiği bu polis isimleri, geçen haftalarda Türkiye'nin gündemine bir kez daha geldi. Ayhan Akça, Ömer Lütfi Topal'ın cinayetine karıştığı iddiasıyla savcılığa ifade verdiği ve halen DYP Milletvekili Sedat Bucak'ın korumalığını sürdüğü iddia ediliyor.
Tarık Ümit'in kaybolmasının ardından arabasının sahte plaka taşıdığı saptanmış, bu plakanın Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar tarafından verildiği öne sürülmüştü. Ancak Ağar bu iddiayı yalanlamıştı. Hande Birinci tarafından ortaya çıkarılan belge, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Ümit'e gizli plakanın Ağar tarafından verildiğini ispatlıyor.
Birinci kaybolmadan kısa bir süre önce biraraya geldiklerinde babasının "İşler çok karışık. Türkiye'yi karıştıracak şeyler oluyor. Sana birşey anlatacağım ama daha vakit gelmedi. Aramızda bir ispiyoncu var" dediğini belirterek şu iddiada bulundu:
"Babam çok şey biliyordu. Emniyet teşkilatının bulaştığı kirli işlerden rahatsızdı. Bunları açıklamaya hazırlanıyordu."
Hande Birinci, babasının kaybolmasının ardından, ziyaret ettiği MİT Özel İstihbarattan Sorumlu Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün kendisine "Biz babanın polisler tarafından götürüldüğünü biliyoruz. Ama kimse bize gelip, bir şey sormadı. Emniyet'te benim adımı verin, bu bilgileri benden aldığınız söyleyin" dediğini iddia ederek şunları söyledi:
"Mehmet Eymür babama kırgındı. Korkut Eken'ile yakın ilişkiler kurmasını eleştiriyordu. Onlarla ilişkiyi kesmesini istiyordu. Bu adamlar yaramaz, başın belaya girecek diyordu. Nitekim dediği oldu."
"Babamın ölümünü soruşturmadılar. İstanbul Emniyet'i `birşey yapamayız' diyor. Babamın birlikte yaşadığı Nur isimli kadın herşeyi biliyor ama yalnızca 15 dakika sorgulandı" diyen genç kız, babasının kaybolmasından bir - iki ay önce Dündar Kılıç'ı ortadan kaldırmasının, Ankara'dan gelen bir mesajla istendiğini, ancak kabul etmediğini iddia etti.
Birinci'nin iddiası son olarak ortaya çıkan MİT raporunda da yeraldı.

Tarık Ümit İstanbul eski Emniyet Müdürü Şükrü Balcı'nın "rüşvet almak ve vermek" suçundan yargılandığı davanın önemli tanıklarındı. 28 Aralık 1985'de Bebek Park Gazinosunun çıkışında silahlı saldırıya uğradı. Üç kurşun yarası aldığı saldırıdan sağ olarak kurtuldu.
Tarık Ümit 12 Eylül'den sonra hazırlanan ünlü MİT raporunun hazırlanmasında Kaçakçılık İstihbarat Daire Başkanı olan Atilla Aytek ile MİT Kaçakçılık Daire Başkanı Mehmet Eymür'e yardımcı olduğu öne sürüldü.
Tarık Ümit'in ortağı olduğu öne sürülen First Merchant Bank Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hakkı Yaman, Ümit'le görüşen son kişi oldu. Yaman, Engin Civan'ın da ortağı.
Ümit'in Engin Civan'ı vurdurarak Emlakbank Skandalı'nın ortaya çıkmasına neden olan Alaattin Çakıcı ile yakın arkadaş olduğu, Civan'la ortak para işleri yapıldığı öne sürüldü.
2 Mart 1995'de kaybolan Tarık Ümit'den bugüne kadar haber alınamadı. Ümit'in arabası Çerkezköy'de terkedilmiş bir biçimde bulunmuştu.