Siyaset Verin mahkemeye delilleri sunalım

Verin mahkemeye delilleri sunalım

12.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Parti Meclisi toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, ‘Terör örgütlerine yardım ve yataklık yapan parti AKP’dir. Niye beni mahkemeye vermiyorlar. Verin mahkemeye diye rica ediyorum ki bütün delilleri ortaya koyalım’ dedi

Verin mahkemeye delilleri sunalım

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidar partisiyle girdiği, “teröre destek” polemiğine ilişkin olarak, “Terör örgütlerine yardım ve yataklık yapan parti AKP’dir. Bu terör örgütlerini Türkiye’nin başına bela eden parti AKP’nin yöneticileridir. Niye beni mahkemeye vermiyorlar. Korkuyorlar. Çadır mahkemelerini kim kurdu? Oslo’da masalara kim oturdu? Mahkemede söylemek zorundayım ama mahkemeye vermiyorlar” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, dün Parti Meclisi’nin kasım olağan toplantısında yaptığı konuşmada, şunları söyledi:
DERİK KAYMAKAMI: Sözlerime kaymakam arkadaşımızın hayatını kaybetmesiyle başlamak isterim. Terör eğer bir ilçe yöneticisini dahi hedef alıyorsa üzerinde hepimizin durması gerekir. Terörün bu boyutlara sıçramış olması iktidarda kaygı yaratmalı.
ELEŞTİRİDEN MEMNUNUM: 6 Kasım’da olağanüstü bir toplantı yaptık, bir bildiri hazırladık. PM bildirimizin arkasından özellikle iktidar kaynaklı yoğun eleştiri aldık. Gerçi eleştiriden memnunum. Mısır’daki sağır sultan da niye toplandığımızı, hangi gerekçeyle bildiriyi hazırladığımıza bakma imkanı buldu. Bu açıdan teşekkür ediyorum. CHP’nin PM’si diyor ki, medya üzerindeki baskılardan rahatsızız. Demokrasiyi, özgürlükleri, insan haklarını savunan bir siyasi parti, medya üzerinde baskı olduğunda alkışlamalı mı yoksa baskıdan vazgeçin diye hükümete çağrıda mı bulunmalı.
YARDIM VE YATAKLIK: Terör örgütlerine yardım ve yataklık yapan parti AKP’dir. Ortadoğu’daki terör örgütlerine El Nusra’dan IŞİD’e kadar, Türkiye’deki terör örgütlerine PKK ve FETÖ, hepsine yardım ve yataklık yapan ve bu terör örgütlerini Türkiye’nin başına bela eden parti AKP’nin yöneticileridir. Niye beni mahkemeye vermiyorlar. Verin mahkemeye diye rica ediyorum ki bütün delilleri ortaya koyalım. Korkuyorlar, suçlu olduklarını biliyorlar, bildikleri için üzerimize baskıyla geliyorlar. Çadır mahkemelerini kim kurdu? Oslo’da masalara kim oturdu? PKK terör örgütü değildir kim dedi? Mahkemede söylemek zorundayım ama mahkemeye vermiyorlar.
‘Görmeleri lazım’
BREMEN MIZIKACILARI: Gazetecileri yakalayacaksın hapse atacaksın. Gazeteci eline silah aldıysa, dağa çıktıysa, birisini vurduysa, yargılayın, içeriye atın. Bir gazeteyi beğenmiyor musunuz, patronuna en ağır mali cezaları kesiyorsunuz. İktidarın bu yöndeki baskılarının, Türkiye’ye ciddi zararlar verdiğini görmeleri lazım. Gazeteyi kendisine karşıt olarak görüyorsa, yandaşlarıyla cezalandırmaya kalkıyor. En tipik örneği THY’dir. Hükümete destek veren gazeteler tomar tomar dağıtılır. Objektif gazeteler yasaklıdır. Binali Yıldırım’a söyledim. Buna karşı olduğumuzu yayınladık koro halinde Bremen mızıkacıları gibi itiraz ettiler.
‘FARKINIZ KALMAZ’
Adil yargılama istiyoruz. Er, erbaşları linç edenleri, linç edin dedik mi, adaletle yargılayın diyoruz. Adaletten uzaklaşırsanız darbecilerden farkınız kalmaz. Darbeciler adaletli mi davrandı, hayır. Adaletli davranması gereken devlettir. Adaletsizliğe alkış tutmamızı mı istiyorlar. Böyle bir anlayışı nasıl bizden bekleyebilirler anlamakta zorluk çekiyorum.

‘AYM kararını hatırlatıyoruz eleştiriyorlar’

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI: Hukuki süreçler tamamlanıp hüküm kesinleşmeden milletvekillerinin tutuklanması anayasaya aykırıdır. Anayasa Mahkemesi kararlarına baksınlar. Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı duymuyorlar. Adaletsizlikle birisi karşılaştığında ona sahip çıkmak görevimizdir. Ergenekon ve Balyoz davalarında bir sürü milletvekili tutukluydu, hapisteydi. Temsil hakları ellerinden alınmıştı. Milli irade hapse mahkum edilmişti. Biz, Anayasa Mahkemesi’nin kararını hatırlatıyoruz. Koro halinde eleştiriyorlar. Adaleti biz savunmayacağız da kim savunacak?
RAHATSIZLIK DUYUYOR: Daha tehlikeli olanı, 14 yıldır bu ülkeyi yönetenlerin bugün söyledikleri sözdür. Türkiye’yi bir bölünme noktasına getiren siyasal iktidar ve bunu seslendiren bir başbakan nasıl oluyor? Ne darbe ne dikta yaşasın tam demokrasi diye yazdık, bundan rahatsızlık duymuşlar. Demokrasiyi savunuyoruz rahatsızlık duyuyor. ‘Türkiye’yi böldürmeyeceğiz, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatacağız’, bundan da rahatsızlık duymuşlar.
Siz bölünür diyorsunuz, biz böldürmeyeceğiz diyoruz. Niye rahatsızlık duyuyorsunuz, bölünmeden yanalar, biz birleştirmeden yanayız. Görüşlerimiz farklı olabilir ama Türkiye’nin birliğinden bütünlüğünden beraberliğinden yanayız. Temel sorunumuz, hesap vermesi gerekenlerin, ‘Biz hesap soracağız’ demeleridir. Bu partinin sözü var: Bu parti hesap vermesi gerekenlerden hesabı soracaktır.