12.04.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Ayşegül Kahvecioğlu
İçişleri Bakanlığı’nın, koronavirüs tedbirleri kapsamında önceki akşam 30 büyükşehir ve Zonguldak için ilan ettiği 2 günlük sokağa çıkma yasağı, gözleri bu tedbirin yasal dayanağına çevirdi. Anayasaya göre yalnızca Olağanüstü Hal (OHAL) durumunda ilan edilebilen “sokağa çıkma yasağı”nın dayandırıldığı mevzuat merak konusu oldu. Anayasa’nn 119. maddesine göre Cumhurbaşkanı; “tehlikeli salgın hastalık” durumunun ortaya çıkması halinde ülkenin tamamında veya bir bölgesinde, süresi 6 ayı geçmemek üzere OHAL ilan edebiliyor. Anayasanın işaret ettiği OHAL Kanunu’na göre ise devlet “genel güvenlik, asayiş ve kamu düzenini korumak” amacıyla “sokağa çıkmaya sınırlama ya da yasak” getirilebiliyor. Kanuna göre, “tehlikeli salgın hastalık” sebebiyle OHAL ilan edilmesi durumunda; “felakete uğrayanların kurtarılması, meydana gelen hasar ve zararın telafisi için ihtiyaç duyulan paranın temini” çeşitli yükümlülüklere bağlanıyor. Bu kapsamda “gerekli harcamalar” öncelikle kamu kaynakları ile yardımlardan sağlanmak zorunda. Acil ve hayati ihtiyaç maddeleri için harcamaya yeterli para kamu kaynaklarından zamanında sağlanamazsa, bölgedeki kredi kuruluşları devreye girmek zorunda kalıyor. Aynı zamanda OHAL ilan edilen bölge içindeki kamu kurum ve kuruluşlarıyla tüzel ve gerçek kişiler, kendilerinden istenecek arazi, arsa, bina, tesis, araç, gereç, yiyecek, ilaç ve tıbbi malzeme ile giyecek ve diğer maddeleri vermek yükümlülüğünde. Kanunda şu ifadeler yer alıyor: “Bu amaçla; öncelikle o bölgedeki genel ve katma bütçeli dairelere, KİT’lere ve bunlara bağlı müesseselere ve mahalli idarelere başvurulur. İhtiyaçların bu kaynaklardan zamanında ve yeterince karşılanmaması halinde, imkân ve kaynakları da dikkate alınarak, bölgedeki özel kuruluşlara ve gerçek kişilere ait olanlara yükümlülük konulur. Tehlikeli salgın hastalıklar sebebiyle OHAL ilan edilen bölgelerde bulunan 18-60 yaşları arasındaki bütün vatandaşlar, OHAL sebebiyle kendilerine verilecek işleri yapmakla yükümlüdürler.”
Dünyada koronavirüsle mücadele sürecinde en sık başvurulan yöntemlerden biri olan OHAL ilanı Türkiye’de henüz gerçekleşmezken, ilk kez alınan “sokağa çıkma yasağı” kararı, valilere “il sınırları içinde huzur ve güvenliğin sağlanması” görevini veren İl İdaresi Kanunu’nun 11/C maddesi esas alınarak hayata geçirildi.
15 gün sınırı
Söz konusu maddeye göre valiler, “kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da bozulacağına ilişkin ciddi belirtilerin bulunduğu hâllerde”, 15 günü geçmemek üzere tedbir kararı alabiliyor. Bu tedbirler arasında, “ildeki belirli yerlere girişi ve çıkışı kamu güvenliğini bozabileceği şüphesi bulunan kişiler için sınırlama”, “belli yerlerde veya saatlerde kişilerin dolaşmalarını, toplanmalarını, araçların seyirlerini kısıtlama” ve “ruhsatlı da olsa her çeşit silah ve merminin taşınması ve naklini yasaklama” yer alıyor. Yasaya göre bu tedbirlere uymayan kişilere “Emre aykırı davranış” suçundan para cezası veriliyor.
‘Set ve tahliye’
İçişleri Genelgesi’nin dayandırıldığı diğer yasa ise “Umumi Hıfzısıhha Kanunu”. Yasanın, işaret edilen 27. ve 72. maddelerinde salgın durumunda alınacak tedbirler arasında hastalığı yayan kişilerin karantina altına alınması, hastalara aşı zorunluluğu, seyahat eden kişinin ilgili yerlerde muayenesi, salgın hastalığın görüldüğü bölgelerin tehlike sona erinceye kadar set ve tahliyesi vs yer alıyor.