Arkeoloji Efsane devam ediyor

Efsane devam ediyor

23.05.2022 - 11:32 | Son Güncellenme:

Troya Müzesi, uzaktan bakıldığında topraktaki bir yarıktan yükselen dev bir buluntu gibi görünür. Troya Antik Kenti’nin yanı başındaki bu genç fakat dünya çapında büyük ilgi gören müze, içinde Troya’nın katmanları arasında bulunan 10 ayrı kentin buluntularını saklıyor. Bir Troya aşığı olan Müze Müdürü Rıdvan Gölcük’ün deyimi ile İlyada Destanı ile başlayan, Troya kazıları ile süren efsane şimdi genç ve güçlü Troya Müzesi ile devam ediyor.

Efsane devam ediyor

Mert İnan x mert.inan@milliyet.com.tr

Haberin Devamı

Efsanelere konu olan Troya’nın hikâyesi, Çanakkale’deki Troya Müzesi’nden yansımaya devam ediyor. 2013 yılında 500 nüfuslu Tevfikiye Köyü’nde, Troya Kenti’nin yanı başında yapımına başlanan müze, 2018 yılında ziyarete açıldı. Kübik formdaki müze binası, dışarıdan bakıldığında topraktaki bir yarıktan yükselen, dev bir buluntu izlenimi veriyor. Paslanmış metalle (corten steel) kaplı olan Troya Müzesi binası, zemin artı üç kattan oluşuyor. Dışarıdan algılanmayan yer altındaki katta, konferans salonu, satış birimleri, atölye, depo gibi mekânlar bulunurken, sergi katlarında ise ziyaretçilere, Troas Bölgesi Arkeolojisi, Troya’nın Tunç Çağı, İlyada Destanı ve Troya Savaşı, Antik Dönem’de Troas ve İlion, Doğu Roma ve Osmanlı Dönemi, Arkeoloji Tarihçesi, Troya’nın İzleri bölümlerinde eşsiz eserler sunuluyor. Müzeyi ziyaret edenler henüz giriş kısmına uzanan rampadan inerken geçmişe doğru bir yolculuğa çıkıyor. Rampanın duvarlarında bulunan nişlerde Troya’nın farklı katmanları; mezar taşları, büyük boy heykeller, sahne canlandırmaları ve fotoğraflarla anlatılıyor. Müzenin giriş alanı olan, Troas (Biga Yarımadası) ve çevresini konu alan sirkülasyon bandında ise ziyaretçilere arkeolojik ve arkeometrik tarihleme yöntemleri interaktif olarak aktarılıyor.

Haberin Devamı

Efsane devam ediyor

En erken yerleşim

Müzenin zemin kat teşhirinde M.Ö. 7. binyıla tarihlenen ve bölgenin en erken yerleşimi olarak tespit edilen Neolitik yerleşim Gökçeada Uğurlu Zeytinlik Höyük dikkat çekiyor. M.Ö. 5. binyıla tarihlenen ve Gülpınar kazılarında ele geçen Kalkolitik Dönem eserleri ile Smintheion, Parion, Assos ve Alexandria Troas kazılarına ait buluntuların yanı sıra Dardanos Tümülüsü eserleri, Altıkulaç Lahdi gibi bölgede kurtarma kazılarıyla ele geçen eserler de burada sergileniyor. Troas altınları da bu katın merkezinde, özel aydınlatmalı ayrı bir bölümde bulunuyor. Birinci katta Troya’nın Tunç Çağı Dönemi’nin günlük yaşamına ışık tutan eserlere yer veriliyor. Troya’nın Tunç Çağı deniz ticaretindeki önemini vurgulamak için tasarlanan gemi-vitrin modeli ve Geç Tunç Çağı sonunda kentin bir savaşla terk edilme hikâyesini temsil eden yansıtma da serginin çarpıcı bölümleri arasında bulunuyor.

Haberin Devamı

Efsane devam ediyor

İlyada Destanı

İkinci katta Arkaik Çağ’dan Doğu Roma İmparatorluğu’na uzanan dönemde İlyada Destanı ve Troya Savaşı’nın bölgedeki sözlü geleneğe, inanç dünyasına, siyasete, mimariye ve sanata yansımaları ele alınıyor. 1994 yılında Biga Gümüşçay Kızöldün Tepesi’nde gün ışığına çıkarılan ve Troas’ta Pers hâkimiyetini temsil eden Polyksena Lahdi, Augustus ve Hadrian gibi Roma imparatorlarının heykelleri de bu katta sergileniyor. Üçüncü katta Troya çevresindeki Osmanlı yerleşimlerini, Çanakkale Boğazı’nın Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerindeki önemini anlatan metin, gravür ve fotoğraflar bulunuyor. Bu katta ayrıca 19. yüzyıldan bu yana devam eden kazıların tarihi de ele alınıyor.

Efsane devam ediyor

Halim Efendi’nin mezar taşı

Üçüncü kattaki en ilginç ve en yakın tarihli eser ise adeta Dardanos Oğlu Hektor gibi vatanını savunan Dardanos Bataryası’nın topçusu Zabit Namzedi Halim Efendi’nin mezar taşı. Çanakkale Savaşları sırasında şehit düşen kahraman askerin Çanakkale Şehitleri Hastane Defteri’ndeki kaydında “ceriha-i nafize-i cümcüme” yani başından mermi yarası ile şehit olduğu belirtilirken, mezar taşında, “Şehit Zabit Namzedi Hüseyin Efendi Oğlu Halim 5 Mart 1331 [18 Mart 1915]” ifadesi yer alıyor.

Haberin Devamı

Efsane devam ediyor

Tabyadaki direniş

Gerçek bir arkeoloji ve Troya aşığı olan Troya Müzesi Müdürü Rıdvan Gölcük, Halim Efendi’nin mezar taşının ilk kez müzede sergilendiğini belirtiyor. Çanakkale’de düşman filosunun 18 Mart günü gerçekleştirdiği asıl harekât sırasında Dardanos 18 KAPAK Assos kazılarında bulunan düğme Troya Müze Müdürü Rıdvan Gölcük KAPAK 19 Tabyası’nın susturulması gereken öncelikli hedeflerden biri olduğunu kaydeden Gölcük, şu bilgileri paylaşıyor: “Tabyanın bulunduğu tepe alt üst olmuş ve üzerindeki çok sayıda bomba çukuru havadan belirgin bir şekilde görülmekteydi. Tabyanın bulunduğu antik kentten pek çok kalıntı bu bombardımanla açığa çıkmıştı. Aynı gün bataryanın bulunduğu tepenin biraz altında bulunan sargı yerine düşen bir top mermisi batarya komutanı Üsteğmen Hasan, Teğmen Mevsuf, Yedek Subay Adayı Halim ve beş erin şehit olmasına sebep olmuştu.” Gölcük, Mirliva Cevat’ın 7 Nisan 1915 tarihli teklifi üzerine bataryanın adının, “bataryaları başında şehit olup kalplere gömülen Dardanos Batarya Komutanı Üsteğmen Kilitbahirli Hasan ve Takım Subayı Teğmen Trablusgarplı Mevsuf Efendilerin bu uğurda gösterdikleri fedakârlığa karşılık olmak üzere” HasanMevsuf Bataryası olarak değiştirildiğini kaydediyor. Zorlu şartlara rağmen, 18 Mart Deniz Savaşı’nın Türk kuvvetlerinin zaferiyle sonuçlandığını hatırlatan Gölcük, “Troya’nın kurucu atalarının kenti üzerine inşa edilen Dardanos Bataryası ‘Çanakkale Geçilmez’ destanında büyük rol oynamış, Dardanos Oğlu Hektor gibi Dardanos Bataryası’nın topçusu Zabit Namzedi Halim Efendi de vatan savunmasında canını hiç düşünmeden feda etmişti. Müzemizde kahraman askerimizin anısına mezar taşını sergilemeye karar verdik. Önümüzdeki günlerde hem Troya hem de yakın döneme ilişkin yeni buluntular da sergi alanındaki yerlerini alacak” diyor.

Haberin Devamı

Efsane devam ediyor

Yıldızı parladı

Müzede gecesini gündüzüne katan Rıdvan Gölcük, Troya Müzesi’ne ilham verenlerin hikâyesini adeta ruhunda hissediyor. Gölcük, Troya Müzesi’nin kendisi için bir cümleyle ne ifade ettiğini sorduğumuzda şu yanıtı veriyor: “Efsane devam ediyor.” Troya Müzesi’ni hızla büyüyen sihirli bir bebeğe benzeten Gölcük, üç yıl içerisinde adeta yıldız gibi parlayan bir müzenin ortaya çıktığını ifade ediyor: “Müzenin açılmasının üzerinden henüz bir yıl geçmemişken yıldızı parladı diyebilirim. 2019 ağustos ayında Troya Müzesi, Time Dergisi’nin ‘Dünyada Görülmesi Gereken 100 Yer’ listesinde yer aldı. 2019 aralık ayında ise Avrupa Yılın Müzesi Ödülü final seremonisi için Birleşik Krallık’a davet edildi. Bu kısa süre içerisinde British Museum ‘Troy’ sergisini duyurdu ve açtı. Sega ise ‘Troy’ oyununun bir tanıtımını yayınladı. Attraction Star Awards yarışmasında Troya Müzesi kuvvetli rakiplerinin arasından sıyrılıp ‘En Başarılı Müze’ ödülünü aldı. Son yılların popüler ifadesiyle anlatmak gerekirse; bildiğiniz gibi Endüstri 4.0 ya da 4. Sanayi Devrimi, birçok çağdaş otomasyon sistemini, veri alışverişlerini ve üretim teknolojilerini içeren kolektif bir terimdir. Bu ifade biçimini Troya’ya uyarlamak gerekirse diyebiliriz ki İlyada Destanı 1.0 ise, Troya kazıları 2.0’dır. Büyüleyici bir hikayeye sahip olan genç ve güçlü Troya Müzesi 3.0’dır.

Tüm değerleri kucaklıyor

Gölcük, “Nedir Troya Müzesi’ni böylesine önemli kılan?” diye sorduğumuzda da şunları anlatıyor: “Birkaç ilham kaynağı olduğunu söylemek hiç de zor değil. Bunlardan birisi barış! Büyük İskender, Troya’yı ziyaret ettiğinde Akhilleus’u andı. Fatih Sultan Mehmet ise ziyaretinde ‘Hektor’un öcünü aldığını’ söyledi. Her ideoloji kendi kahramanını kutsadı. Troya Müzesi ise Homeros’un tüm kahramanlarını birden kucaklıyor. Öyle ki ‘Priamos Hazineleri’ni kaçıran Heinrich Schliemann için bile sergide ayrılan bir bölüm var. Sergi dili sert ya da suçlayıcı değil. Troya’nın tüm değerlerini birden bağrına basıyor. Tartışmalardan ve ideolojilerden uzak bir barış diline sahip. İlham aldığı bir başka nokta ise ‘aidiyet’. Türkler ilk kez bu kadar İlyada’nın, Troya’nın bir parçası haline gelmiş durumdalar. Troya’ya dair kuvvetli bir kimlik bilinci var. İlyada, bu kez Anadolulu bağları ile beraber yeniden okunuyor, yeniden yorumlanıyor.”

Efsane devam ediyor

 

Efsane devam ediyor


6 bin eser sergide

Troya Müzesi’ni ve kentini, geçen yıl 800 bine yakın kişinin ziyaret ettiği bilgisini paylaşan Gölcük, müze hakkında şunları kaydediyor: “Troya’nın katmanları arasında bulunan 10 ayrı kentin tanıtıldığı müzede büyük boyutta taş lahitlerden, ufak cam iğneler ve altın küpelere kadar farklı nitelik ve ölçeklerde 6 binden fazla arkeolojik eser sergileniyor. 30 bine yakın eser ise depolarda yer alırken, ABD’den getirilen Troya altınları da müzede yer alıyor.” “Müzenin kuruluş amacı Homeros’un M.Ö. 8. yüzyıla ait İlyada ve Odysseia Destanı’na konu olan ticaret, zenginlik ve savaş kenti olarak ilgi çeken Troya şehrinin tarihi kalıntı ve koleksiyonlarına ev sahipliği yapmak ve yurt dışına kaçırılmış eserlerin iadesi işlemlerini gerçekleştirmek” diyen Gölcük, sözlerini “Her vatandaşımızın bu eşsiz müzeyi ziyaret etmesini kalpten diliyoruz” temennisiyle tamamlıyor.