Teknoloji Danimarka’da 14 katlı “dikey tarla” ile yılda 15 defa hasat yapılacak

Danimarka’da 14 katlı “dikey tarla” ile yılda 15 defa hasat yapılacak

11.12.2020 - 13:52 | Son Güncellenme:

Danimarka’nın Taastrup şehrinde kurulan ülkenin en büyük topraksız dikey tarım girişiminin basın tanıtımı yapıldı.

Danimarka’da 14 katlı “dikey tarla” ile yılda 15 defa hasat yapılacak

Danimarka’da başkent bölgesinde yer alan Taastrup şehrinde meyve ve  sebze hali Copenhagen Markets yerleşkesi içerisinde kurulan Danimarka’nın en  büyük topraksız dikey tarım girişimi Nordic Harvest verdiği hasatların tanıtımını  yaptı.

Haberin Devamı

Anders Riemann tarafından kurulan ve yaklaşık 7 yıllık bir çalışmanın  ardından marketlerde mahsullerini sergilemeye hazırlanan Nordic Harvest, 7 bin  metrekarelik bir alan üzerinde kurulu 14 katlı ‘dikey tarlalar’da ürünlerini  pestisit ve haşere ilacı kullanmadan ve normal tarıma göre yaklaşık yüzde 95 su  tasarrufuyla yetiştiriyor.

Çevreci ve sürdürülebilir enerji ile ürünlerini yetiştiren firma,  yılda yaklaşık bin ton marul ve yeşillik üretimi kapasitesiyle, Danimarka’nın bu  alanda üçte ikisini ithal ettiği yıllık 20 bin tonluk ihtiyacının bir bölümünü  karşılamak için çabalıyor.

İlk hasatları büyük gıda ve hazır yemek firmaları tarafından daha  şimdiden sipariş edilen firmanın ürünlerinin 2021 yılının ilk çeyreğinde  süpermarketlerde de yerini alacağı açıklandı. Bu arada, ülkede yapılan kamuoyu  araştırmalarına göre Danimarkalıların yüzde 14’ü dikey tarım ürünlerini tehlikeli  olarak görürken, yüzde 24’ü ise dikey tarım ürünlerini tüketmeye hazır olduğunu  bildirdi.

Haberin Devamı

7 YIL ÖNCE FİNANS SEKTÖRÜNDEKİ İŞİNİ BIRAKARAK TOPRAKSIZ TARIMA  YÖNELDİ

Ülkenin büyük finans kuruluşlarında İş Analisti olarak çalışırken,  hayalinin peşine takılarak Nordic Harvest şirketini kuran girişimci Anders  Riemann, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 7 yıl önce LED ışıklarla  topraksız tarım üzerinde araştırmalar yapmaya başladığını, ABD’den de bu alanda  uzman kişilerden destek alarak fikrini olgunlaştırdığını söyledi.

Riemann, fikrini hayata geçirebilmek ve üretime başlayabilmek için 4  yıl boyunca maaş almadan çalıştığını, evinin üzerine kredi çektiğini, aile  bireyleri ve yakın dostlarından borç alarak yaşadığını anlattı.

Girişimine yatırım yapmak isteyen her yatırımcıya “evet” demediğini  aktaran Riemann, “Yatırımcılar fikrimin iyi olduğunu ancak daha fazla yatırımcı  bulabilirsem girişimime yatırım yapabileceklerini söylediler. İklim değişikliği  tartışmalarının da gündemde olması yatırımcıların ikna olmasını kolaylaştırdı.  Sadece para için bu işe girmek isteyen yatırımcılarla çalışmak istemiyordum, bu  nedenle vizyonum olan, insanların ileride çevreyle daha iyi bir dengede  yaşayabilmesi için gerekli farklılıkları/değişikliği yapmak isteyen yatırımcıları  tercih ettim. Bazı yatırımcıları da bu yüzden geri çevirdim.” dedi.

Haberin Devamı

Kurdukları tarla hakkında bilgi veren Riemann, iki adet 42’şer metre  uzunluğunda 6’şar sıralı ve 14’er katlı dikey tarla üzerinde topraksız tarım  yaptıklarını kaydetti.

Riemann, tohumların ekildikten sonra 22 ile 28 gün arasında değişen  süre içerinde ürünlerin yetiştiğini ve hasadının yapıldığını aktararak, “İklim  şartlarını ayarlayabildiğimiz bir ortamda tarımcılık yaptığımız için, normal bir  çiftçi tarlasından yılda iki defa hasat alırken, biz yılda 15 defa hasat  alabiliyoruz. Normal bir çiftçinin tarlasıyla karşılaştırdığımızda, biz aynı  alanda, normal bir çiftçinin 250 katı daha fazla üretim yapabiliyoruz.” diye  konuştu.

HEDEFİ 20 FARKLI ÜRÜNLE DİKEY TARIMCILIK YAPMAK

Üretimin yapıldığı alana girmeden önce çalışanların özel bir alandan  geçtiğini böylece bitkilerin böcek ve haşeratlardan korunduğunu belirten Riemann,  şimdilik ıspanak, roka, kıvırcık marul, fesleğen, nane ve kişniş olmak üzere 6  farklı ürünle dikey tarımcılık yaptıklarını, ilerde çilek ve yaban mersini de  dahil olmak üzere 14 farklı ürünü daha ekleyerek toplamda 20 ürünle dikey  tarımcılık yapmak istediklerini vurguladı.

Haberin Devamı

Dikey tarım konusunda, halen olgunlaşma sürecinde bulunması, klasik  tarıma oranla maliyetli ve yetiştirilebilecek meyve ve sebzeler açısından sınırlı  olduğu yönünde ciddi eleştiriler bulunuyor.

 “Patates bile yetiştirebiliriz. Şimdilik bizi frenleyen sadece  giderler. Marketlerdeki fiyatlarla rekabet edebilmek önemli.” ifadelerini  kullanan Riemann, eleştirileri kısmen doğruladı.

Riemann, Avrupa’nın dikey tarımda çok geri kaldığını, dikey tarımın  ABD’nin yanı sıra Asya ülkelerinde özellikle Singapur, Japonya ve Tayvan’da  yaygın olduğunu belirtti.

Şu an hayalinin bir parçasını gerçekleştirdiğini, hayalinin tarlaları  yeniden ormanlık alanlara çevirebilmek olduğunu ifade Riemann, şehir  merkezlerinde de topraksız dikey tarım yapılmasını için çalıştığını kaydetti.