23.05.2025 - 17:04 | Son Güncellenme:
Spiegel'in ideal bir çalışanda aradığı ilk özellik, belki de beklenmedik bir şekilde nezaket. On yıl önce iş yerinde nezaketten pek bahsedilmediğini belirten Spiegel, artık bunun iş dünyasında, özellikle de yaratıcı bir kültür oluşturmak için "temel bir bileşen" olduğuna inanıyor. Nezaket, çalışanların alay edilme endişesi duymadan fikirlerini ve cesur düşüncelerini rahatça paylaşabilecekleri bir ortam yaratılmasına yardımcı oluyor. Bu, başarının acımasızlıkla geldiği yönündeki yaygın kanının aksine bir yaklaşım.
Harvard Business Review için yazan Andrew Swinand da iş yerindeki nezaketin hem çalışanlara hem de şirkete fayda sağladığını belirtiyor. Liderlerin çalışanlarına nazik davranması, en iyi yetenekleri şirkette tutmaya, olumlu bir iş kültürü oluşturmaya, çalışan bağlılığını artırmaya ve verimliliği geliştirmeye yardımcı olabilir. Swinand'a göre, bir iltifat veya takdir sözü duymak, çalışanların kendilerini daha tatmin olmuş hissetmelerini sağlıyor, öz saygılarını yükseltiyor ve olumlu duyguları tetikliyor. Bu da daha mutlu ve bağlı çalışanlar anlamına geliyor.
Zeka
Spiegel'in vurguladığı ikinci özellik zeka. Bir işverenin zeki çalışanlar istemesi doğal olsa da, "zeki" olmanın ne anlama geldiği önemli. Bu, prestijli bir üniversite diploması mı, yoksa pratik zeka mı demek?
Küresel istihdam sitesi Monster.com'a göre dört farklı zeka türü var. Başarılı bir iş yerinde bu türlerin her birine sahip çalışanlar bulunabilir:
İnsan zekası: Başkalarını iyi anlama, güçlü iletişim becerileri, empati ve sosyal farkındalık gibi özelliklere sahip çalışanlar.
Detaycı zeka: Detaylara odaklanan, mantıklı düşünen ve eleştirel düşünme becerileri gelişmiş çalışanlar. Bu, genellikle zeka denince akla ilk gelen tür.
Fikir zekası: Yenilikçi, yaratıcı ve büyük resmi görebilen çalışanlar. Duyu zekası: Belirli bir konuya odaklanabilen ve iş hayatında başarılı olma olasılığı yüksek olan çalışanlar.
Yaratıcılık
Özellikle teknoloji sektöründe yaratıcılık, inovasyonun itici gücü. Bu güç, yeni fikirlerin, ürünlerin, hizmetlerin ve çözümlerin geliştirilmesini sağlıyor. Bu nedenle Spiegel'in gelecekteki çalışanlarında yaratıcılığa değer vermesi şaşırtıcı değil ve bu konuda yalnız da değil.
Yapılan araştırmalar, işverenlerin yüzde 70'inden fazlasının yaratıcı düşünmeyi en çok aranan becerilerden biri olarak gördüğünü gösteriyor. Forbes yazarlarından Rachel Wells, hem çalışanların hem de liderlerin yaratıcı olmasının kurumların gelişimi için kritik olduğunu belirtiyor.
Wells'e göre, herkesin yaratıcı düşünmesi, şirketin dış tehditlere karşı daha dayanıklı olmasına, rakiplerinden ayrışan benzersiz ürün veya hizmetler geliştirmesine ve pazardaki konumunu güçlendirmesine yardımcı oluyor. Yaratıcı düşünme becerileri, iş hayatında kalıcı olmak, kariyerde ilerlemek, yenilikçiliği desteklemek ve uzun vadede tatmin ve başarıya ulaşmak için vazgeçilmez bir unsur.