The Others20 yıl önce ‘sahneye çıktı’

20 yıl önce ‘sahneye çıktı’

25.01.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

20 yıl önce ‘sahneye çıktı’

20 yıl önce ‘sahneye çıktı’


Hizbullah'ın bir numarası Velioğlu'nun 20 yıl önce Batman'da sendika başkanı olmak istediği ortaya çıktı. Seçimde, MSP ile dönemin sıkıyönetim komutanından büyük destek aldığı ileri sürüldü


Beykoz operasyonunda öldürülen Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu'nun yaklaşık 20 yıl önce Batman'da Petrol - İş Şube Başkanlığı'na aday olduğu ortaya çıktı. Sendikacılar, Petrol - İş'te mücadele ettikleri Velioğlu'nun kapanan Milli Selamet Partisi çevrelerinin adayı olduğunu ve o sırada Batman'da sıkıyönetimin başında bulunan Temel Cingöz tarafından da desteklendiğini ileri sürdüler.
Batman Petrol - İş Şube Başkanı Nimetullah Sözen'in verdiği bilgiye göre, 17 Mayıs 1980'de yapılan kongrede sağ blokun adayı olan Velioğlu 1100 oy alırken, sol blok adayı jeoloji mühendisi Selahattin Çelik 1600 oy alarak şube başkanlığını kazandı.
Sözen seçim sürecini şöyle anlattı:
"Batman'da o dönemde yükselen sol muhalefetin taleplerini karşılayamayan şube yönetimi kendisini feshetmişti. Kongreye gidiliyordu. Sağ ve dinci çevreler birdenbire Hüseyin Velioğlu adını ortaya attılar."
Sözen, o dönemde solun adayı Selahattin Çelik'in Petrol - İş merkez yönetimindeki Batmanlı sendikacı Münir Ceylan'ın çabalarıyla iyice öne geçmiş olduğunu, fakat seçimden kısa süre önce kongrenin sıkıyönetim tarafından süresiz ertelendiğini ve geçen dokuz ay içinde Velioğlu'nun palazlandığını söyledi.

"Cingöz de destekledi"

Sözen şöyle devam etti:
"Dönemin Batman'daki sıkıyönetim komutanı Temel Cingöz, kongreden bir gün önce sendikaya gelip, 'Seçimi Hüseyin'e kazandırtacağım ve onu helikopterle Batman üzerinde dolaştıracağım' dedi."
Aynı dönemde kongre çalışmaları nedeniyle Batman'da bulunan eski Petrol - İş Genel Başkanı Münir Ceylan da, Hüseyin Velioğlu'nun ortaya çıkışını şöyle anlattı:
"1979 yılında Batman'da Petrol - İş yöneticisi olarak şubeyi seçime hazırlıyordum. O sırada solda dokuz aday bulunuyordu. Sağ daha derli topluydu. Birdenbire Hüseyin Velioğlu ismi söylendi. Hüseyin Velioğlu o zamana kadar Batman kamuoyunda bilinen bir isim değildi. Batmanlı olduğu, Ankara SBF'den ayrıldığı, şöyle yetenekli böyle becerikli olduğu söylendi. Ve dinci çevrelerin adayı olacağı açıklandı."
SBF'den önce Yem Sanayii'nde çalışan ve petrol işçiliği ile ilgisi bulunmayan Velioğlu'nun, adaylık için sendikaya üye olma koşulu nedeniyle kendisini bir benzin istasyonunda işçi olarak gösterdiği kaydedildi. Daha sonra sendikaya kayıt yaptıran Velioğlu'nun girişimleri konusunda Ceylan sözlerini şöyle sürdürdü:
"50 - 60 kişiyle sendikaya gidip gelmeye başladı. Önce bana merkez yöneticisi olarak tarafsız olmamı ve solu toparlamaya çalışmamamı söyledi. Arkasından tehditler geldi."
Münir Ceylan, aynı dönemde Batman'da Binbaşı rütbesiyle sıkıyönetimin başında olan Temel Cingöz'den de baskı gördüğünü savundu. Sendikal faaliyetle yakından ilgilenen Cingöz'ün Velioğlu'na destek verdiği yorumlarının Petrol - İş çevrelerinde yayıldığını belirten Ceylan, "Kongrenin hemen ertesinde Hüseyin Velioğlu ismi Batman'da duyulmaz oldu. Ta ki 90'lı yıllarda faili meçhul cinayetler başlayana kadar" görüşünü dile getirdi.
"Faili meçhul cinayetlerin arkasından Hizbullah'ın lideri olarak Hüseyin Velioğlu'nun adının çıkması Batman halkı için sürpriz olmadı" diyen Münir Ceylan, "Velioğlu'nun daha 70'li yıllarda kimi resmi güçlerin desteğini arkasına aldığını" savundu.

Suikast kurbanı Tuğgeneral

Portre / Temel Cingöz
Tuğgerenal Temel Cingöz 23 Aralık 1991'de Adana'da silahlı bir saldırıda yaşamını yitirdi. Cingöz'ün son görevi Adana Bölge Jandarma Komutanlığı'ydı. Suikastten bir gün sonra Cumhuriyet Gazetesi'nde yer alan portresinde Cingöz, askerliği süresince 15 yıl Güneydoğu'da görev yaptı, bölge sorununun çözümüne ilişkin farklı projeleri ve önerileriyle tanındığı belirtildi.
Cingöz, 1941 yılında Seferihisar'da doğdu. Kara Harp Okulu'ndan 1960'ta, Piyade Okulu'ndan 1961'de, Jandarma Subay Okulu'ndan 1964'te mezun oldu. Batman, Mardin, Hakkari, Elazığ ve Bitlis'te uzun yıllar görev yaptı.
1988 - 1990 yılları arasında Siirt'te Jandarma Alay Komutanlığı görevini üstlendi.
Güneydoğu sorununa yaklaşımı sert olarak bilinen Cingöz'ün koruculuğun yaygınlaşması için kullandığı yöntemler eleştirildi.
İnsan Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Zübeyir Aydar, Siirt'ten sürgüne gönderildiği sırada Cingöz'ün kendisini ölümle tehdit ettiğini öne sürdü.
Cingöz, 23 Mayıs 1991 Perşembe günü Yeni Baraj Mahallesi'ndeki evinden otomobiliyle göreve giderken silahlı dört kişi tarafından çapraz ateşe alınarak şehit edildi.
Aynı gün Ankara'da da Güneydoğu konusundaki açıklamaları ile güvenlik çevrelerinde rahatsızlığa neden olduğu ileri sürülen Emekli Korgeneral İsmail Selen de bir suikast sonucu yaşamını yitirdi.

Adana ve Tarsus'ta iki ceset daha

Neşet Karadağ - Ali Şen - Asaf Yenigün - Can Bulut Adana / Tarsus DHA
Şeriatçı terör örgütü Hizbullah'a yönelik operasyonlar sırasında Adana ve Tarsus'ta birer ceset daha çıkarıldı. Hizbullah'ın lideri Hüseyin Velioğlu'nun ölü, iki üst düzey sorumlunun da sağ yakalandığı İstanbul Beykoz'daki villada da dün ceset arama çalışması yapıldı.
İçel'den Adana'ya götürülen örgütün Akdeniz sorumlusu Mehmet Emin Ekici'nin gösterdiği Şakirpaşa Mahallesi 1147 Sokak'taki narenciye bahçelerinin bulunduğu DSİ'ye ait su kanalı yanındaki boş alandaki kazıda naylon torba içinde tamamen çürümüş bir ceset çıkartıldı.
Adana Emniyet Müdürü Şükrü Yetimoğlu, cesedin, Ekici'nin, 29 Haziran 1999'da Tarsus'ta kaçırdığı inşaat işçisi Ramazan Gümüş'e ait olduğunu söyledi.

Tarsus'ta kazı

Ekici'nin itirafları doğrultusunda Tarsus'a 10 kilometre uzaklıktaki Akçakocalı köyünün Şekerpınarı mevkiindeki bir ağacın altında da kazı yapıldı. Kazı sonucunda, yaklaşık bir metre derinlikte tamamen çürümüş ve belden aşağısı bulunmayan bir ceset çıkartıldı.
Tarsus Bağlar Mahallesi Akyokuş mevkiinde Hizbullah'ın hücre evi olarak kullandığı ahırın yakınında bulunan ve Adana Adli Tıp Kurumu'na kaldırılan altı cesetten birinin, 9 Şubat 1999'da Adana'dan kaçırılan Bülent Doğan'a ait olduğu belirlendi.
Bülent Doğan'ın boyacılık yaparak ailesinin geçimini sağladığını belirten ağabeyi İbrahim Doğan, "Kardeşimi ayakkabısı, dişi ve kafasında daha önce oluşan kırıklardan tanıdım" dedi. Kayınpeder Abuzer Yıldız ise damadının Hizbullah örgütünün silahlı mücadele isteğini geri çevirdiği için kaçırılıp öldürülmüş olabileceğini belirterek, "Bunun Allah'la, Kuran'la ilgisi yok. İnancım olmasaydı şu anda İslamiyet'ten çıkardım" diye konuştu.
Adana'daki kayıplar arasında bulunan ve Tarsus'daki kazılarda çıkarılan cesetler arasında olduğunu düşünerek teşhis için Adli Tıp Kurumu'na gelen Faik Oyunlu'nun ağabeyi Selahattin Oyunlu ise, teşhis yapamadıklarını söyledi.

Kasap doktorlar ev arkadaşı

İstanbul'da başlatılan Hizbullah operasyonunun bütün Türkiye'ye yayılmasının ardından gözaltına alınanların sayısı 358'e ulaştı. Polis, 20 kentteki operasyonlarda 319 kişiyi gözaltına alırken, Jandarma 39 kişiyi yakaladı. Polis, yasadışı örgütün beş kişilik lider kadrosuna ulaşmaya çalışırken örgüt üyelerinin sorguları sürdükçe yeni bağlantılar ortaya çıkıyor.
Ankara, Diyarbakır, Batman ve Gaziantep'in yanısıra, operasyonlar Batı illerine kaydırıldı. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre kentlerde gözaltına alınanların sayısı şöyle:
Adana 9, Batman 60, Diyarbakır 10, Bingöl 9, Hatay 12, Şanlıurfa 5, İstanbul 14, Amasya 1, İçel 3, Bursa 35, Denizli 6, Ankara 14, Osmaniye 12, Gaziantep 11, Siirt 1, Elazığ 17, Bitlis-Tatvan 3, Mardin 70, Antalya 27.

Beş kişi aranıyor

Yasadışı örgütün lideri Hüseyin Velioğlu'nun öldürülmesinden sonra örgüt kadroları üzerinde araştırmalarını sürdüren istihbarat birimleri örgüt yöneticisi beş kişinin peşine düştü. Adı henüz belirlenemeyen örgüt emirinin (imam) altında görev yapan sekiz kişilik kadrodan Velioğlu, Edip Gümüş ve Cemal Tutar'ın safdışı bırakıldığını kaydeden bir üst düzey yetkili, "Şimdi kaldı beş kişilik ekip. Aralarında İsa Altsoy, Sülhattin Ürük de var" dedi.

Doktorlar ev arkadaşı

Yurt çapında süren operasyonlarda elde edilen bilgiler ve dokümanlar Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'ndaki bilgi merkezinde değerlendirilirken, sorgulamalar sonucunda birbirini tamamlayan bağlantılar ortaya çıkarıldı.
İstanbul'da yakalanan Ekinci'nin Adana'daki oto galericisi Mardinli Beşir Can'ın kaçırılması ve Konya'ya götürülmesi için Ankara'da gözaltında bulunan Mehmet Emin Alpsoy'a talimat verdiği belirlendi.
Ankara'nın Maltepe semtinde Uğur Limited şirketi adıyla ticari faaliyet gösteren Alpsoy'un gözaltına alınan doktor oğlu Abdurrahman Alpsoy'un da Başbakanlık'ta gözaltına alınan Abdülsamet Yıldız adlı görevlinin yanısıra, Elazığ'da gözaltına alınan Diyarbakırlı doktor Mehmet Ekinci ile ev arkadaşı olduğu ortaya çıktı. Elazığ'daki doktor Ekinci'nin de Bingöl'de grup üst sorumlusu olarak örgüte eleman kazandırma ve örgüt mensuplarının özeleştiri, cezalandırma faaliyetlerinin bulunduğu açıklandı.

İtirafçı yeni isimler verdi

Hizbullah'ın sözde Akdeniz sorumlusu Mehmet Emin Ekici, Adana'daki sorgusunda yeni ipuçları da verdi. Ekici sorgusunda, Adana'da bir yıl önce yapılan Hizbullah operasyonunda yakalanan, ancak poliste konuşturulamayan Enver Kaplan konusunda itiraflarda bulundu.
Kaplan'ın halen Hizbullah davasından Adana E Tipi Cezaevi'nde tutuklu olduğu, yeniden sorgulanması için Adalet Bakalığı'ndan izin isteneceği öğrenildi.
Ekici sorgusunda son zamanlarda Ankara'da bir gazetede çalıştığı ileri sürülen Hacı İnan'ın da adını verdi. Ekici, Tarsus'ta 1998'de iki öğretmenin öldürülmesi emrini verdiği iddiasıyla yakalanıp delil yetersizliğinden serbest bırakılan İnan'ın Hizbullah'ın beyni olduğunu iddia etti.
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü üst düzey yetkilileri, İnan'ın geri planda gözükerek, kendisini sakladığı, örgüt içinde Akdeniz askeri kanat sorumlusu Ekici'den daha yetkili olduğunu ve çok sayıda öldürme olayının emrini verdiğini belirlediklerini söylediler. İnan'ın yakalanıp sorgulanması halinde onlarca faili meçhul Hizbullah vahşetinin daha ortaya çıkacağı belirtildi.
Ekici'nin verdiği bilgileri değerlendiren Terörle Şube Müdürlüğü ve İstihbarat ekipleri Tarsus'ta dün sabaha kadar süren seri operasyon yaptı. Operasyonlar sonucunda bir hücre evinde, iki el bombası, bir MP5, bir Uzi yakın mesafe silahı, 11 tabancayla çok sayıda örgütsel doküman ele geçirildi. Ele geçirilen dokümanlar ve bilgisayarda özellikle örgütün Mersin - Tarsus kanadını oluşturan arşiv bilgilerinin yer aldığı öğrenildi.
Bu arada, terör örgütüne yönelik operasyonlarını sürdüren ekipler, sözde Akdeniz Bölge sorumlusu Ekici'nin ifadeleri doğrultusunda, Tarsus'un Öğretmenler Mahallesi Dumlupınar sokaktaki 10 No'lu eve baskın düzenledi. Sözkonusu evin, terör örgütünce hücre evi olarak kullanıldığını belirleyen ekipler, evsahibi Mehmet Kaya'yı gözaltına aldılar.

17 bin 500 faili meçhul dosyası

Hizbullah vahşetiyle yeniden gündeme gelen faili meçhul cinayetlerle ilgili dosyaların,toplamı 17 bin 547.
Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün son verilerine göre, Türkiye’deki DGM cumhuriyet başsavcılıklarında 1998 sonu itibariyle faili meçhul dosyaların dağılımı şöyle;. 10 bin 842 dosyanın bulunduğu Diyarbakır DGM’yi sırasıyla 3 bin 115 dosyayla Van , bin 551 dosyayla Erzurum , bin 203 dosyayla Malatya , 482 dosyayla Ankara , 227 dosyayla Adana , 118 dosyayla İzmir , dokuz dosyayla Ankara DGM izledi.

Tetikçi akıl hastası çıktı

Diyarbakır’da 1993 - 94 arasında beş kişinin öldürülmesinden sorumlu olan ve DGM’de tutuklu olarak yargılanan Hizbullah’ın tetikçisi, ‘Ayhan Avni’ kod adlı Mehmet Çiğdem’in üç kez “Akli dengesi yerinde değildir" raporu aldığı öğrenildi. Cemal Tutar’ın talimatlarıyla ‘ölüm makinası’ haline gelen Çiğdem’in ailesi, deli raporlarını DGM başsavcılığına sunarak serbest bırakılmasını istediler Diyarbakır’da 31 Aralık 1999’da yakalanan Çiğdem, polisteki ilk ifadesinde, beş kişiyi öldürdüğünü itiraf etti.

113 kayıp için başvuru var

Hizbullah’a yönelik operasyon çeşitli illere yayılarak sürerken, Emniyet Genel Müdürlüğü, illerden kayıp kişilerin bildirilmesini istedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü, Hizbullah operasyonu çerçevesinde gözaltına alınanların sorgusunda yararlanmak amacıyla il emniyet müdürlüklerinden, bölgelerindeki kayıpları bildirmelerini istedi. Genel Müdürlüğün bu istemine illerden şimdiye kadar gelen yanıtlarda, kayıp 113 kişiye ilişkin bilgi verildi. Yetkililer, kayıp kişi sayısının daha da artabileceğini belirttiler.