The Others Ağca şova yargıç azarı

Ağca şova yargıç azarı

09.09.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Ağca şova yargıç azarı

Ağca şova yargıç azarı


Soygun ve gasp suçlamasıyla yeniden yargı karşısına çıkan Ağca, mahkemede şov yapmaya kalkınca azarlandı. Avukatı: Evet Çakıcı yardım ediyor


       Milliyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü ve Başyazarı Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca, Kadıköy Fruko Gazoz Fabrikası ve kuyumcu soygunuyla bir taksinin gasp edilmesi suçlarından 72 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın dördüncü duruşmasında da yargıçtan azar işitti. Mahkeme Başkanı, müdahilin sözünü kesen Ağca’yı, “Sus ve yerine otur" diyerek azarladı.
       Kadıköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya, aşırı sıcağa karşın yine mavi merserize kazak ve blucinle katılan Ağca, geniş güvenlik önlemleri altında saat 10.30’da salona getirildi.

       ‘Bunların hepsi masal
       Duruşmaya Ağca’nın avukatları Şevki Lülecioğlu ve Can Özbay’ın yanı sıra, müdahil taraf olarak da soyulan kuyumcu dükkanının sahibi Hamza Fikri Yıldırım da müdahil olarak katıldı. Tanıklardan altısına ulaşamayan mahkeme, bu tanıklardan ikisinin dinlenmesinden vazgeçti. Yıldırım’ın, gaspı yaptığı konusunda ısrar ettiği Ağca, ayağa kalkarak suçlamaları reddetti ve “Bunların hepsi masal" dedi.
       Mahkeme Başkanı Erdal Şahin’in, Roma Mahkemesi’nde gaspı itiraf ettiğine iliş
       kin ifadelerini hatırlatması üzerine de Ağca, “Benim Sıkıyönetim Mahkemesi’nde de bu suçu kabul ettiğimi söylüyorlar. Böyle bir şey yok" diye konuştu. Mahkeme, Ağca’nın avukatlarının tahliye kararını reddederek davayı 6 Ekim’e erteledi.
       Duruşma çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özbay da, “Alaattin Çakıcı’nın Ağca’ya neden yardım ettiği" yönündeki sorularına, “İkisi de yurtdışındaki cezaevlerinde özel eziyet gördüler. Bu nedenle milliyetçi duygularla birbirlerine bağlandılar. Ağca da paralarını basın toplantısına harcıyor. Bir toplantı için bin dolar veriyor" yanıtını verdi.

       Duruşmadan notlar
      
  • Ağca duruşmadan çıkarken elinde Tamaşa F. Dural’ın “Çarmıha gerilen bir ülkücü" adlı kitabını kaldırarak, “Görüyorsunuz, elimde nükleer silah yok “ diye bağırdı.
  • Ağca’nın yakınları duruşma bitiminde “Mesih Mehmet Ali Ağca" imzalı bir mektup dağıttı. Mektupta Ağca, 1997’de Vatikan skandallarını, Yehova Şahitlerini ve Protestan kiliselerini anlatacağı için dönemin başbakanı Romano Prodi’nin kendisini ölümle tehdit ettiğini iddie etti. Mesih Ağca’nın özgürlüğü için 1983’te Vatikan’ın, Emmanuella Orlandi ve Mirella Gregory adlı iki kızı kaçırdığı belirtilen mektupta, bu kızların diplomatik araçlarla Liechtenstein Kraliyet Sarayı’na nakledildiği öne sürüldü. Ağca bu konuda, Vatikan Başbakanı Kardinal Casaroli ile Liechtenstein Prensi Hans Adams arasında gizli bir anlaşma imzalandığını da dile getirerek, “Ben Mesih olmasaydım bu olaylar asla gerçekleşmezdi" ifadesini kullandı.