İşkenceyi ve görevi kötüye kullanmayı önlemenin yolu Anayasanın 129. maddesinin son fıkrasını ve "Kanun - u Muvakkat"ı kaldırmak; memurları tüm suçları açısından genel ceza yargılaması alanına sokmaktır.
"Memurin Muhakematına Dair Kanun"un değiştirilmesini öngören kanun tasarısı TBMM genel kuruluna gelmek üzere. Hukuk doktoru Avukat Ümit Kardaş, tasarıyı yorumluyor.Şubat 1913'te kabul edilen "Memurin Muhakematına Dair Kunan - u Muvakkat"ın günümüze kadar gelmiş olması, bürokrasiyi hukuk denetimi dışında tutma anlayışının bir sonucu.
19 Nisan 1990 tarihinde çıkarılan "Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Yasası"nın 17. maddesi ile memurların irtikap, rüşvet, ihtilas, zimmet, görev sırasında veya görevlerinden dolayı kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma,
devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçları "Kanun - u Muvakkat" kapsamı dışına çıkarıldı. 3628 sayılı yasanın 18 ve 19. maddeleri ile bu suçları soruşturma yetkisi Cumhuriyet Başsavcılıklarına bırakıldı ve böylece bu suçlar bakımından yargılama birliği ilkesi sağlandı.
Bu durumda memurun görevine ilişkin olarak işlediği suçlar bakımından "Kanun - u Muvakkat" kapsamında kalan en önemli suçlar işkence etmek; zalimane, insanlık dışı ve haysiyet kırıcı eylemlere başvurmak; görevi kötüye kullanmak ve görevi ihmal gibi suçlar.
Bu suçlar için önsoruşturma bakımından genel ceza yargılamasına dönmek yurttaşların hukuk güvenliğini sağlamak ve hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik sistemin yolunu açmak yönünden yaşamsal önemdedir.
Yine "Kanun - u Muvakkat" kapsamında kalan, memurun görevi sırasında işleyebileceği öteki suçları ise genellikle yurttaşlara yönelik hakaret, sövme, tehdit, müessir fiil gibi kişisel suçlarıdır ki bu suçlar bakımından memuru ayrıcalıklı kılmak hukukun temel evrensel ilkeleri ile bağdaşmaz.
O halde yapılacak şey "Kanun - u Muvakkat"ı kaldırmaktır. Yeni bir düzenlemeye gerek yoktur. Yasa tasarısıyla getirilmek istenen sistem, savcıyı "yetkili amirin izni" ile bağlamaktadır. Böyle bir ara sisteme geçmenin hiçbir yararı yok, aksine beraberinde sakıncalar getirmekte, savcının idarece engellenmesine veya baskı altında tutulmasının kapısı açılmakta. Bunun da savcı güvencesi ile bağdaşmadığı açık.
1982 Anayasası'nın 129. maddesi sorunun bugüne taşınmasında en büyük etken olmuştur. Bu madde ile memurların yanında "diğer kamu görevlileri" ibaresi eklenerek iş daha da karmaşık bir duruma getirilmiştir. Yine bu madde memurun işlediği suçun "görev suçu" olması şartını da aramamaktadır. Bu durumda memurun tamamen kişisel suçları için bile yasanın istisnai hükümler kabul etmesi olanaklıdır.
İşkenceyi ve görevi kötüye kullanmayı önlemenin yolu Anayasanın 129. maddesinin son fıkrasını ve "Kanun - u Muvakkat"ı yürürlükten kaldırarak memurları da tüm suçları bakımından genel ceza yargılaması kapsamına sokmaktır.