The Others 'Aralarında ayrık otu gibiyim'

'Aralarında ayrık otu gibiyim'

20.02.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hazır babam benimle öyle! yazılar yazdığım için konuşmuyorken ben de fırsat bu fırsat dedim. Sinan Çetin'le söyleşi yaptım. Çünkü bir Siyaset Meydanı boyunca çok sıkılmış, konuşmacı Sinan Çetin'i gayet kendime yakın, o derece entel düşmanı, o derece dobra bulmuştum. Söyleşi boyunca "sosyalizmin ipini pazara çıkarttık". Çünkü sosyalizm, "kapitalizme alternatif değildi", "uygulandığı tüm ülkelerde başarısızlığa uğramış bir ideoloji"ydi. Yine Çetin'e göre dünyada bu ideoloji, bir Küba'da pratikte, bir de Türkiye'de, türk aydınlarının beyin hücrelerinde yaşıyordu. Ayşegül Sönmez Siz solcu düşmanı ilan edildiniz. Ben sosyalistlere karşı iyi niyetlerle doluyum. Maalesef gördüğüm bütün sosyalizmler çirkindi, gördüğüm tüm sosyalistler de güzel insanlardı. Halil Ergün, dünya görüşü olarak sosyalizmden bahsediyordu. Sosyalizm bir din değil. Bir gerçeklikten bahsedip, bir dindar olarak bir Hizbullah'çı veya tavuklara tapan kabile reisi gibi veya Orta Afrika'daki yamyamlar gibi bir dini refleksle bana hücum eden Halil Ergün'e faks çeken bu duygunun adını merak ediyorum. Din değildir de nedir bu? Aynı şekilde Yılmaz Güney, Nazım Hikmet gibi isimler bir yanlarıyla tabulaştırılıyor, bir yanlarıyla da eleştirilmeye yeni başlandılar. O programda ben Yılmaz Güney'i Halil'den daha iyi savundum. Zaten sinematografik olarak ondan daha iyi anladığım kesin. Programda tartıştığımız şey, tabu olan Yılmaz Güney değildi, tabu olan sosyalizmdi. Ve Türk aydınının artık şu sosyalizm nedir, ne değildir artık konuşma zamanı geldi. Gerçi en az bir 50 sene gecikmiş durumdalar ama hala bu düşüncenin yankıları Mümtaz Soysal'ın profesör olmuş aydın cehaletinde bile Türkiye'nin önünde. Bu bir engel olarak devletçiliğe, kollektivizme yansımış durumda. Bir ideoloji bir din biçimi olarak aydınlarımızın beyin hücrelerinde yaşıyor. Bu yaşayan şeyin artık ortaya çıkıp tartışılması gerekiyor. Bence Siyaset Meydanı'nda Yılmaz Güney değil, sosyalizm tartışılmalı. Asıl tabu bu. Zaten Yılmaz Güney de bir sosyalizm kurbanıdır. Dünyadaki bütün sosyalizm, bütün sosyalistlere ihanet ettiği gibi Yılmaz Güney'e de ihanet etmiştir. Sen hiç doğru dürüst sosyalizm gördün mü? İsviçre'nin bazı köylerinde var. Kantonlarında... Onun adı sosyal demokrasi, kapitalizmin rantıyla elde edilmiş birşeydir o. Ya da ben onu bilmiyorum. 2,5 milyar insanın gözleriyle gördüğü resmi rakamlarla 26 bin insan kesti Stalin. 59 bin aile Çin'de yok edildi. 2,5 milyon Kızıl Kemer'in, sırf Beethoven müziği dinliyorlar, burjuva özel araba sahibi olmak istiyorlar diye tarlalarda cesetleri bulundu. Arnavutluk'tan Roma'ya kaçarken insanlar boğuldu. Miami sahilleri Küba'lı dolu. Şimdi biz 2,5 milyar insanın gördüğü sosyalizmi görmeyeceğiz, neymiş Halil Ergün'ün beyninin ücralarında olan ve hiç kimsenin bilmediği bir kavramı tartışılmasına yol açmayacağız. Asla ona dokunamayacağız. Biz mesela bir müslümanın Allah'ına, Kuran-ı Kerim'ine laf etmeye hak bulamayız. Adam diyor ki zaten bu dindir. Peki kendini aydın zanneden, bu bilimsel diye her fırsatta ağızlarını bilimden açan bu insanlara biz sosyalizmi nasıl soramıyoruz? Sosyalizm birkaç yerde kötü uygulanmıştır diye karalanmasına göz yummayan insan tipinin adı nedir? Birkaç yer dediği dünyanın yarısı. Yüz sene geçti. Sonunda sosyalizmin ne olduğu da ortaya çıktı. Neymiş? Milliyet, Hürriyet, Günaydın diye gazeteler yok. Bir tek devletin resmi gazetesi ve televizyonu var. Şahane bir de Mao döneminde tek ceket vardı. Korkunç olan şey, Türkiye'nin en büyük sorunu sosyalistlerin sosyalizmi hiçbir zaman bilmemeleriydi. Bir tanesi bilse ki seyahat özgürlüğü yok, parlemento kapalı, bir tanesi sosyalist olur mu ya? Mesela Yılmaz Güney bunu bilseydi, Cannes'dan ödülünü alamazdı. Nasıl gidip ödülü alsın? Yasak. Bunu bilmiyorlar mıydı yoksa bunu göz ardı mı ediyorlardı? Bence bunu sakladılar. Sosyalist olsak ne yapacaktık? Televizyonda doğru dürüst film oynamazdı, güzel hayatları gösteriyor diye. LA sahilleri falan... Eisenstein

Aralarında ayrık otu gibiyim
Hazır babam benimle öyle! yazılar yazdığım için konuşmuyorken ben de fırsat bu fırsat dedim. Sinan Çetin'le söyleşi yaptım. Çünkü bir Siyaset Meydanı boyunca çok sıkılmış, konuşmacı Sinan Çetin'i gayet kendime yakın, o derece entel düşmanı, o derece dobra bulmuştum. Söyleşi boyunca "sosyalizmin ipini pazara çıkarttık". Çünkü sosyalizm, "kapitalizme alternatif değildi", "uygulandığı tüm ülkelerde başarısızlığa uğramış bir ideoloji"ydi. Yine Çetin'e göre dünyada bu ideoloji, bir Küba'da pratikte, bir de Türkiye'de, türk aydınlarının beyin hücrelerinde yaşıyordu. Ayşegül Sönmez

  • Siz solcu düşmanı ilan edildiniz.
    Ben sosyalistlere karşı iyi niyetlerle doluyum. Maalesef gördüğüm bütün sosyalizmler çirkindi, gördüğüm tüm sosyalistler de güzel insanlardı.
  • Halil Ergün, dünya görüşü olarak sosyalizmden bahsediyordu.
    Sosyalizm bir din değil. Bir gerçeklikten bahsedip, bir dindar olarak bir Hizbullah'çı veya tavuklara tapan kabile reisi gibi veya Orta Afrika'daki yamyamlar gibi bir dini refleksle bana hücum eden Halil Ergün'e faks çeken bu duygunun adını merak ediyorum. Din değildir de nedir bu?
  • Aynı şekilde Yılmaz Güney, Nazım Hikmet gibi isimler bir yanlarıyla tabulaştırılıyor, bir yanlarıyla da eleştirilmeye yeni başlandılar.
    O programda ben Yılmaz Güney'i Halil'den daha iyi savundum. Zaten sinematografik olarak ondan daha iyi anladığım kesin. Programda tartıştığımız şey, tabu olan Yılmaz Güney değildi, tabu olan sosyalizmdi. Ve Türk aydınının artık şu sosyalizm nedir, ne değildir artık konuşma zamanı geldi. Gerçi en az bir 50 sene gecikmiş durumdalar ama hala bu düşüncenin yankıları Mümtaz Soysal'ın profesör olmuş aydın cehaletinde bile Türkiye'nin önünde. Bu bir engel olarak devletçiliğe, kollektivizme yansımış durumda. Bir ideoloji bir din biçimi olarak aydınlarımızın beyin hücrelerinde yaşıyor. Bu yaşayan şeyin artık ortaya çıkıp tartışılması gerekiyor. Bence Siyaset Meydanı'nda Yılmaz Güney değil, sosyalizm tartışılmalı. Asıl tabu bu. Zaten Yılmaz Güney de bir sosyalizm kurbanıdır. Dünyadaki bütün sosyalizm, bütün sosyalistlere ihanet ettiği gibi Yılmaz Güney'e de ihanet etmiştir. Sen hiç doğru dürüst sosyalizm gördün mü?
  • İsviçre'nin bazı köylerinde var. Kantonlarında...
    Onun adı sosyal demokrasi, kapitalizmin rantıyla elde edilmiş birşeydir o. Ya da ben onu bilmiyorum. 2,5 milyar insanın gözleriyle gördüğü resmi rakamlarla 26 bin insan kesti Stalin. 59 bin aile Çin'de yok edildi. 2,5 milyon Kızıl Kemer'in, sırf Beethoven müziği dinliyorlar, burjuva özel araba sahibi olmak istiyorlar diye tarlalarda cesetleri bulundu. Arnavutluk'tan Roma'ya kaçarken insanlar boğuldu. Miami sahilleri Küba'lı dolu. Şimdi biz 2,5 milyar insanın gördüğü sosyalizmi görmeyeceğiz, neymiş Halil Ergün'ün beyninin ücralarında olan ve hiç kimsenin bilmediği bir kavramı tartışılmasına yol açmayacağız. Asla ona dokunamayacağız. Biz mesela bir müslümanın Allah'ına, Kuran-ı Kerim'ine laf etmeye hak bulamayız. Adam diyor ki zaten bu dindir. Peki kendini aydın zanneden, bu bilimsel diye her fırsatta ağızlarını bilimden açan bu insanlara biz sosyalizmi nasıl soramıyoruz? Sosyalizm birkaç yerde kötü uygulanmıştır diye karalanmasına göz yummayan insan tipinin adı nedir? Birkaç yer dediği dünyanın yarısı. Yüz sene geçti. Sonunda sosyalizmin ne olduğu da ortaya çıktı.
  • Neymiş?
    Milliyet, Hürriyet, Günaydın diye gazeteler yok. Bir tek devletin resmi gazetesi ve televizyonu var. Şahane bir de Mao döneminde tek ceket vardı. Korkunç olan şey, Türkiye'nin en büyük sorunu sosyalistlerin sosyalizmi hiçbir zaman bilmemeleriydi. Bir tanesi bilse ki seyahat özgürlüğü yok, parlemento kapalı, bir tanesi sosyalist olur mu ya? Mesela Yılmaz Güney bunu bilseydi, Cannes'dan ödülünü alamazdı. Nasıl gidip ödülü alsın? Yasak.
  • Bunu bilmiyorlar mıydı yoksa bunu göz ardı mı ediyorlardı?
    Bence bunu sakladılar. Sosyalist olsak ne yapacaktık? Televizyonda doğru dürüst film oynamazdı, güzel hayatları gösteriyor diye. LA sahilleri falan...
  • Eisenstein'la yatıp Eisenstein'la kalkardık artık Potemkin Zırhlısı şeklinde...
    Şimdi bu bizim yaptığımız gırgır var ya, onların canlarını sıkıyor, kanlarını beynine çıkartıyor. Bunun adına reel sosyalizm diyorlar. Bu da bir uydurma. Tamamen onların dindar olduğunun göstergesinin delili. Cinayetlerle dolu devletçiliğin adı reel sosyalizm. Peki sosyalizm ne? Onun için daha bir 500 600 yıl yaşamak lazım. Daha çok insanın ölmesi lazım. Sosyalizm yüceltilip birey aşağılanıyor. Sosyalizmi uygulayamadığı için insan suçlu. Yani düşünceden hiç şüphelenmiyorlar. Düşünce pırıl pırıl, insan aşağılık ve kötü. Sen Halil Ergün'ün sosyalizmi Lenin'den daha mı iyi bildiğini düşünüyorsun? Halil Ergün sosyalizmin daha iyi uygulanacağını düşünüyor. Nereden biliyor daha iyi biliyorsa...
  • Peki siz nereden biliyorsunuz? Herkesin anlayamadığını Sinan Çetin nasıl fark etti hem de bu kadar samimi ve dobra dobra söyleyecek kadar?
    Dobra dedin ya, ben bunu söyleyerek görünüşte kapitalist ve bireyci görünüyorum ama ben son derece solcu bir hareket yapıyorum. Çünkü bir gerçeği dile getirerek bütün müşterilerimi kaybediyorum. Bu kapitalist dünyada sosyalistler işbaşında. Reklam ajanslarının köşelerinde hep eski solcular var.
    Dilimi tutsam, solcu ajanslardan reklam alacağım. 85 yılında tüm sinemacılar solcuydu. Bütün eleştirmenler solcuydu. Hala öyleler. Ben hala onların arasında ayrık otu gibiyim. Benim hala bir yerim yok. Ben bu gerçeği söyleyerek ekonomik olarak kendime zarar veriyorum, sosyalistleri kaybediyorum.
  • Solcu ajanslar, sağcı ajanslar diye ayrılıyorlar. Çalışanları mı patronları mı, anlamadım.
    Şu anda söylemezler ama 15 sene evvel öyleydiler. Hepsi solcuydu. Ben söylediğimde daha sosyalizm yıkılmamıştı. Bunun katı bir devletçilik olduğunu, bireyin hayatına zarar verdiğini söylediğim zaman ben de geç kalmıştım. Türkiye zaten o kadar geç kalmış ki... 50'lerde sosyalizm tartışması bitti. Mccarthy uygulaması komünizmi biraz daha canlardırdı, 70'lerde artık komünist olmak çok ayıptı. Varoluşçu olmak biraz daha modaydı. Ama Türkiye, 70'lerden sonra sosyalist aydınlar yetiştirdi. Türk aydınının sosyalizme kaptırılması kadar acı bir şey olamaz. Türkiye'de bugün hala belli bürokratlar, belli köşelerdeki adamlar hala bu fikirleri oldukları için Türkiye adım atamıyor.
  • Ben'li cümle kurduğun için eleştiriliyorsun.
    Dün Galip Tekin geldi bana. Sana çok kızmışlar dedi. Niye dedim. Hep ben'li cümle kurmuşsun o yüzden dedi. Ben örgüt lideri miyim? Halil Ergün biz diye konuşuyor çünkü oradan kendisine oy toplayacak. Ben politikacı değilim ki. Zaten aydın dediğin ben der. Dünyayı yaratan şey bireyin egosudur. Elektriği bulan, televizyonu icad eden bireydir, bir kişidir. O icad eder sen kullanırsın. O bir kişinin egosu, kendisine olan saygısı yüzünden bugün dünya gelişmiştir.
  • 85'de ben kimseyi takmıyordum, bunları söylüyordum diyorsunuz. Sizi kimse takdir etmedi. Propaganda ödüller aldı, o oldu bu oldu, hiçbir zaman iyi yapmışsın demedi kimse size. Hepimiz isteriz aferin almayı. Niye böyle, bu yüzden mi?
    Bütün aklı başındaki sosyalistlerin benim gibi düşündüğüne eminim. Fakat söylemeye cesaret edemiyorlar. Çetin Altan bile cesaret edemiyor. Ben hayranıyım onun ama mutlaka lafın kıçını Marksizme dayıyor.
  • O kadar da doğru birşey yapıyor ki şu an tüm dünya marksizmi tekrar inceliyor okuyor, yeniden yorumluyor.
    Yıllarının kötü bir düşünce için geçirdiğini kabul etmezsen Sinan Çetin'den nefret edersin. Bu normal. Bana çok tehdit telefonları geldi. Yapayalnızdım yaa... Düşünsene herkes faşist bir tek ben sosyalistim herkes sosyalist bir tek ben faşistim. Böyle bir hayat yaşadım ben.
  • Kapitalizm de harika bir şey değil. O da insanın insani taraflarını yiyiyor, birey özgür ama artık birey gibi kalmıyor.
    Kapitalizmi sosyalizmle eğer kıyaslarsan bir tanesinde özgürlük en değerli şeydir. Bir insan özgür olsun çözer bütün problemlerini... Beni niye eleştiriyorlar? Çünkü bireyi çoğunluğa feda ediyorlar. İsa'dan beri bu böyle. Hayatın toplum, bayrak, devlet gibi yüce kavramlara feda edilmesi, bütün bunların altında bu yatıyor. Gövdesiz kavramlar bunlar. Bir devlet, ülke, bayrak, kutsal ne var, mutlu olamaz. Bir tek insan, birey mutlu olabilir. Yalnız doğup yalnız ölen sen mutlu olabilirsin. Türkiye'de bu sosyalizmin uğrunda 25 bir insan öldü. Türkiye bunun hesabını vermedi. Bir şey söylediğim zaman beni öldürecek gibi üstüme çıktılar. Hizbullah'ı eleştirirken aynı ideolojik cehnenneme biz öbür tarafta düşmedik mi? Niçin yüzleşmiyorlar?
  • Yüzleştikleri zaman kendileri de yok olur giderler o da bir çeşit bir var oluş biçimi bir yerden sonra. Bir marka ayakkabı giymek gibi, bir kimlik meselesi.
    Beni egoist olmakla suçlayan insanlar korkunç daha çirkin benciller. Kendi egoları için gençlerin ölüme gitmesine göz yumdular. Bu insanlar 70'lerde dünyada komünizmin artık katı bir devletçilik olduğunu nasıl bilmiyorlardı? 32 yaşında fark ettiğimi fark etmediler de meydanlara çıkıp nutuk atmayı tercih ettiler. Sosyalizm daha Türkiye'de yargılanmadı.

    SOSYALİZM ŞARTLARI
  • İyi bir sosyalist olmak için iki şart lazım. Ya öleceksin ya da hiçbir şey yapmayacaksın. Öldüğün zaman iyi bir sosyalistti diye arkandan konuşurlar ama başarı kazanırsan kar edersin. Kar ettiğin anda da babayı yersin, kar ederek kapitalist olmuşsundur.
  • Halil benden daha zengindir. Zenginlik dediğin babadan kalma şeylerle olur. Bütün paramı bembeyaz sakallarımla yaptım. Bir de adımızı vahşi kapitaliste çıkarttılar.
  • Sosyalizm dünyada, pratikte bir tek Küba'da, teoride de Türk aydınlarında yaşamaya devam ediyor. Başka da hiçbir yerde böyle bir fikir yok.
  • Türkiye'de devletçiliğin hala savunuluyor olması son derece ayıp. Biz hala niye yaşıyoruz? Çünkü aydınımız bunu bir inanç bir din olarak görüyor. Din olmasa biz bunu hala tartışıyor olmazdık.

    KAPİTALİZMİN ŞARTLARI
  • Bu duruşunuzun altında var? Kaynağı ne bunun? (Tuvalette Troçki'nin kitabı var)
    Sosyalizmin ne olduğunu bilmek için önce iyi bir sosyalist olmak gerekiyor. Ben sosyalizmin ne olduğunu gördüm. Ağzım açık kaldım. Yıl 84. Ben ondan evvel zaten şüphelenmiştim. Ben kendime ihanet edeceğime sosyalizme ihanet ettim. Zaten o bana ihanet etmişti. Bana o kadar zalim ve acımasız bir düzen yaparak ihanet etmişti. Bunu herkesin görmesi lazım.