The OthersAtatürk'e göre uygarlık tekti

Atatürk'e göre uygarlık tekti

10.11.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Atatürk'e göre uygarlık tekti

Atatürke göre uygarlık tekti


Türkiye, Avrupa ve Amerika bilim akademileri üyesi, İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. A. M. Celal Şengör, Andrew Mango'nun bu yıl Türkçesi de basılan (Sabah Yayınları) "Atatürk" biyografisini değerlendirdi.


Andrew Mango'nun "Atatürk" adlı kitabına yalnızca "bugüne kadar yazılmış en iyi Atatürk biyografisi" demek, bu eseri yeterince övmemek olur. Hakkında muazzam bir literatür olmasına rağmen Mango'nunkine benzer bir Atatürk biyografisine sahip olduğumuz söylenemez. Örneğin Şevket Süreyya Aydemir'in "Tek Adam"ı zengin bir şark anlatımı, Lord Kinross'un "Atatürk"ü ise yüzeysel bir derlemedir.
Mango'nunki ise iyi belgelenmiş ve - yer yer istatistik yüküne rağmen - keyifle okunan, gerçekten çok güzel bir anlatım. Şevket Süreyya, Batı'yı tanıyan bir şarklı, Lord Kinross ise Türkçe bilmeyen bir Batılıydı. Mango ise Batılı bir kültür cebinin içinde doğmuş bir İstanbul çocuğudur. Tahsili ona Doğu'yu ne kadar tanıttıysa, yaşamı da Doğuluyu o kadar hissettirmiştir.
Mango'nun gazeteciliği sözlü Doğu dünyasında belge toplamakla geçmiştir. Bu yüzden gerçekle masalın, akisle aslın nasıl ayrılacağını iyi öğrenmiş bir araştırmacı olarak karşımıza çıkıyor. İçinde doğup büyüdüğü toplumun her cephesinin kendisi yetişirken uğradığı hızlı ve kapsamlı değişiklikler, yaşamını hikaye etmeye kalkıştığı insanın varlığının muhtelif yansımalarından ibarettir. Böylece Andrew Mango, Mustafa Kemal'e hem dışarıdan hem içeriden bakabilen ilk yazar olmuştur.
Aldığı İngiliz eğitimi, Mango'nun konusunu büyük bir nesnellikle inceleme ve anlatmasına yardımcı olmuştur. Bu kitapta Atatürk, yazarın kendisini algıladığı gibidir; ne daha az, ne daha fazla. Bu algılama, yazarın yaşam intibaları dışında geniş bir kaynak araştırmasına dayanmaktadır. Mango genellikle çoğu Türkçe olan basılı kaynaklara, fakat gerektikçe yayımlanmamış arşiv malzemesine de başvurmuştur.
"Ben size ölmeyi emrediyorum" emrinin bir Türk şehidinin cebinden alınarak korunmuş yazılı orijinalinden, aslında onlara Balkan Savaşı felaketinin tekrarını görmektense, ölmeyi tercih etmeyecek olanın derhal en ön safa sürülerek hedef tahtası yapılması gerektiğini söylediğini öğreniyoruz!
Mango bu nadir vesikayla Mustafa Kemal'in en hassas durumlarda ve en cahil zümre karşısında bile hakkındaki mitosun uydurduğu gibi yalnızca his ve inanca değil, ustaca akla seslenen bir insan olduğunu belgeliyor. Kitapta bu tür hoş ve pek önemli birçok belgeli "düzeltme" var. Kemal adını kendisine aynı adı taşıyan matematik hocasının vermediği, bunu Namık Kemal'e olan özenti sonucu kendisinin aldığı ise belgelenemeyen ama okuyucuyu ikna eden bir tahmin. Kitapta bunlardan epey de var. Mango insan, özellikle dahi psikolojisini çok güzel işlemiş. (Einstein da duruma göre bir hikaye uyduruvermeyi sevmez miydi?)
Biyografi kahramanın yanında, onun halkı da bugüne kadar pek yapılamamış bir dürüstlük ve nesnellikle analiz ediliyor. Anadolu'nun Atatürk'ü yaygın olarak, kendiliğinden desteklediği masalı da belgelerle reddediliyor. İnönü'de 2 bin, Refet Paşa'nın birliklerinden 4 bin kişinin kaçtığını, Papulas'ın İsmet Paşa'yı yendiği Kütahya Meydan Savaşı'nda (bu savaşı hiç duymuş muydunuz?) 48 bin askerin (ordunun üçte birinden fazlası!) firar ettiğini okuyunca, Anadolu isyanları ders kitaplarımızdaki o kesin "İstanbulcu" çehrelerini biraz kaybediyorlar; buna karşılık onlarla başeden Atatürk'ün dehası gözümüzde biraz daha büyüyor.

Halkın tereddütlerini gidermesini bildi
Anadolu'nun Atatürk ve onun okumuş takımından oluşan çevresine uzun bir süre tereddütle baktığını, bu tereddüdün büyük ölçüde Atatürk'ün büyük dehası ve çelik iradesiyle yumuşatılabildiğini görüyoruz. (Atatürk'ün yoldaşlarından Yakup Kadri "Yaban" adlı eserinde aynı hisleri hikaye etmez mi?)
Tereddüt, hatta açıkça direnç, Kurtuluş Savaşı sonrasına da sarkıyor, devrimlerin uygulanmasında ortaya çıkıyor. Mango, Atatürk'ün bunlarla mücadelede kullandığı yöntemler konusunda özür dileme ihtiyacını duymuyor. "Tutucu bir devrimciydi" diye betimlediği Mustafa Kemal'in düşünce ve uygulamalarını yer ve zamanın şartlarına göre tartıyor. Sonunda ortaya çıkan bilanço Mustafa Kemal'in o denli lehine ki, insan kitap metninde betimlenen (ama yerilmeyen) "vaz ettiğini her zaman uygulamaması" gibi bazı olumsuz yanları kolayca unutuyor.

En iyi "Atatürk" kitabı
Buna rağmen Mango kahramanını kendisine günümüzde bilhassa bazı çevrelerce yöneltilen üç eleştiri karşısında açıkça savunmak gereğini duyuyor: 1) Demokrasiye geçmemesi, 2) Laikliği dayatarak toplumu güya bölmesi, 3) Etnik farklılaşmaya izin vermemesi.
Savunma o denli akılcı ve o kadar gerçekçi ki, katılmamak olanaksız. Buna karşılık Mango, Atatürk'ü tarih ve dil tezlerinde bilimsel olmamakla suçluyor. Bu görüşe katılamıyorum. Atatürk tezlerinde kuşkusuz yanılmıştı; ama bu yanılgı o tezleri bilim dışı yapmıyor. Zamanının bilimi, en azından tarih ve antropoloji konusunda, Atatürk ile aynı paraleldeydi.
Mango'nun döne döne vurguladığı bir nokta ise çok, ama çok önemli: Atatürk'ün uygarlığın tek olduğuna, onun da akıl ve bilim temelli Avrupa uygarlığı olduğuna olan inancı. İşte bu inanç her türlü relativizme karşı Atatürk'ü Aydınlanma'nın büyük uluslararası önderleriyle bir cephede birleştiriyor ve Ankara'da yatan Selanikli Mustafa, sırf bu düşüncesiyle bugün hala yalnız bizi değil, çevremizi de pırıl pırıl aydınlatıyor. Ve İstanbullu Andrew Mango bu hikayeyi pek güzel anlatıyor.

KEŞFETYENİ
Davet tarzı ikiye böldü! Sosyal medyada olay oldu
Davet tarzı ikiye böldü! Sosyal medyada olay oldu

Cadde | 21.06.2025 - 07:13

Oyuncu Cemre Baysel, davet tarzıyla sosyal medyanın gündemine oturdu.

Yazarlar