Gece yarısı kapıda kalmakAnahtarın düştüğünü arabada fark etmiştim. Ama geriye dönüp de arayacak yolu da çoktan kat etmiştik. Kaderime razı olarak, kapının önünde indim. Bekçi kulübesine gittim. Durumu anlattım. "Abi eski kredi kartın var mı?" dedi bekçi.
Nasıl yani?Evet eski kredi kartları kapıyı açıyormuş. Baktım ondan bol bir şey yok cüzdanda. Bindik asansöre, çıktık bizim kata. Bekçiye bir kartı uzattım; "Abi bununla deneyeceğim ama olmazsa bir tane daha lazım olabilir" dedi. Dedim ya kart düşünecek halim yok ne kadar varsa kullansın, yeter ki kapı açılsın. "Tamam" dedim. Bekçi kartı kilitle kapının arasındaki boşluğa soktu. Kapının tokmağına bir eli ile asıldı. "Lank lank" diye sallıyor. Öteki eli ile kartı bir aşağı bir yukarı, kapı ile eşiği arasındaki boşlukta oynatıyor. İlk hamle başarılı olmadı. "Abi tam diline denk gelmiyor". Ne dilmiş bu, denk getirme operasyonu uzadıkça uzuyor. Bekçi hırslandıkça kapının gürültü katsayısı artıyor. O sırada bu tantanaya ilaveten
telefon da çalmaya başlamaz mı? Evde olsan çalmaz. Kapıda kaldın ya, sanki bunu biliyormuş gibi ısrar ediyor. Bekçi ter içinde kaldı. "Abi bu olmadı. Bizim Kemal de açıyor. Onu uyandırayım" dedi. Benim tek düşüncem bir an önce eve girmek olduğu için "Ayıptır bu saatte olur mu?" demeyi bırakıp "Tamam, hadi yaa bi zahmet" gibi yüzsüzlük bile yaptım. Uykusuzluktan ölüyorum, ağzım kurumuş. Bir süre sonra bizim sempatik kapıcı ve bekçi çıkageldiler. Yatak hali, beyaz uzun donun üstüne bir hırka geçirmiş. "Aman Kemal hadi bi yüklen" dedim. Telefonu merak ediyorsanız onun sıklık derecesi azalmıştı. Arada yokluyordu. Ama Kemal’in gelişi ile kapının sarsılma aralıkları neredeyse sıfırlanmıştı. Ortalık inliyor. Kemal kendini kaptırmıştı adeta transa geçmişti. "Hah yakaladım dili" dedi Kemal. Ve bir kulp darbesi daha, ardından Kemal kapıyla birlikte içeri girdi. Sonra ben ve bekçi de içeri girdik. Samimi bir
hava oldu. Mesele, ertesi gün kilidin değiştirilmesiydi. Bizim kapıcı "Abi sen yatak odası penceresini açık tut, ben yangın merdiveninden girer kapıyı açarım" dedi. Hemen yatak odasının dibinden yangın merdiveni geçiyor. Sonra da sağlam olsun diye hemen gidip yatak odasının penceresini açtım. Sabah uyku sersemliği ile unutur giderim kesin...
Kanka oldukSabah işe geldim. Aklım evde... Neyse biraz işleri hafifletince bizim çocuklardan izin alıp evin yolunu tuttum. Bekçi kulübesine uğradım. Kilitçi daha gelmemiş. Tekrar Kemal bulundu. Kemal de yangın merdiveninden bizim yatak odasının hizasındaki açık cama tırmanarak içeri girdi ve bana kapıyı açtı. Değişik bir duyguydu. Kemal ile kanka olmuştuk artık. Hatta bana; "Abi biz de bekâr olduk, biliriz böyle şeyleri" bile dedi. Bekçi, ben ve Kemal yaşamda bir anı paylaşmıştık. Bir daha buluşmak üzere ayrıldık.