The OthersTürkiye'de akıllı erkekler de var

Türkiye'de akıllı erkekler de var

12.04.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Türkiye'de akıllı erkekler de var

Türkiyede akıllı erkekler de var

Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gelecek genel seçimde yüzde on yani 55 kadın milletvekili göndermek hedefiyle kurulan Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği KA - DER'in daha ilk tasarlanış aşamasında yaptığımız bir dizi geniş katılımlı toplantıda, kadın - erkek toplumun okumuş, seçkin kesiminden gelen destek muazzamdı.
Özellikle erkeklerin bakış açısı ilginçti. Kimi bize İsveç'teki gibi kadın partisi olma seçeneğini saklı tutup bunu bir pazarlık aracı olarak kullanmamızı önerdi, kimi de "Türkiye'de gerçek anlamda orta sınıf yok, seçmen kadın partisine oy vermez, sakın partileşmeyin" dedi; başkaları da "parti olmasanız bile parti benzeri bir konumda olacaksınız" dedi. Küçük bir azınlık ise "Kadın partisini yadırgamam" dedi. Ama biz zaten kadın partisi kurmamakta, mevcut partileri dönüştürerek Meclis'e el koymakta kararlıydık.
Partilerdeki lider sultası ve delege sistemiyle nasıl başedeceğimiz, bu sistemde kadın milletvekili adaylarının listelerde ön sıralara alınmasını nasıl sağlayacağımız soruldu. Kadın adaylarla birlikte kadın seçmeni de bilinçlendirir ve sivil toplum desteğini arkamıza alırsak, parti liderlerinin bizimle mecburen pazarlığa oturacağını, üstelik 1995 seçiminden sonra ülkede kimsenin merkez yoklamasıyla aday olayını artık kabul etmeyeceğini, parti - içi demokrasinin de Türkiye'nin gündeminde olduğunu söyledik.
Biz partiler - üstü olmakta kararlı ve ısrarlıydık; Refah Partisi olgusuyla nasıl başedeceğimiz soruldu. "Şeriatçı erkek yerine, dindar ve başıörtülü ama laikliği savunan çağdaş kafalı bir kadının Meclis'e girmesi kazançtır" diye cevap verdik. Refah çevresinde böyle kadınların da olduğunu ve desteklenmeleri gerektiğini artık herkes anlamalı. Kadınlar Türkiye'yi değiştirmek için seferber olursa, Refah'ı daha da kolay değiştirirler dedik.
Kimi "Erkek siyaset değişmeli, kadın değerleri politikaya girmeli" dedi; kimi de "Kadın değerleri yanlış argüman; önemli olan kadınların katılımı, yani temsil adaletidir. Kadınsız demokrasi olamaz" dedi. Biz bu iki ilkeyi en yaratıcı biçimde bütünleştirmek üzere yola çıktığımızı söyledik.
Kadın seçmenin oy verirken ne beklediğini iyi araştırmamız söylendi; Seçmenlerin yaklaşık %42'sinin lidere, % 28'inin partiye, %17'sinin de adaya oy verdiği bir ülkede, zaten kadın adayları "eğitme"den kastımızın, kadın adaylarla kadın seçmenleri buluşturmak olduğunu söyledik.
Ama en çok iki söz aklımda kaldı. İkisi de bizi destekleyen erkekler tarafından söylenmişti: "Sakın kötümserliğe kapılmayın; hayalperestlik de lazım, bu bir hesaplı ütopya girişimidir" demişti bir katılımcı. Atatürk de "hesaplı riskler" alarak dönüştürmedi mi bu ülkeyi?
Diğer erkek katılımcının sözü ise daha da özdü: "İddia büyük, başarması şart."
Evet, biz kadınların elli yılda mecliste yüzde bir buçuk temsil oranından yüzde iki buçuğa yükselmesini demokrasinin ayıbı sayıyoruz; evet, destekleyeceğimiz kadın adaylarla temiz politika, kadın hakları ve sorunlarında kararlı bir bilinç, seviyeli ve ilkeli davranış sözleşmesi imzalayacağız.
Ama bu klasik anlamda "feminist" bir hareket değil. Bu bir demokrasi ve yurttaşlık hareketi. Türkiye'de artık her soruna, her kuruma yurttaşın sahip çıkması ve el koyması zamanı. Biz sadece bu alanda önü daha kapalı olan ikinci yüzde elliyi harekete geçirmek ve Meclis'te sesimizi duyurmak, kaderimizi değiştirmek için kurulduk. Onun için de KA-DER erkek üyelere açıktır. Çünkü Fransız Komünü hareketinin ünlü kadın liderlerinden Louise Michel'in dediği gibi, kadın erkek eşitliği tanındığı zaman, insan aptallığında büyük bir gedik açılmış olacak! Türkiye'de akıllı erkekler de var; siyasi liderler de, bizden biraz yardımla, er-geç akıllanacaklar.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler