Yarı yarıya!

Geçtiğimiz günlerde yeni kasetini çıkaran Mansur Ark'ın kibrit ve CD'den oluşan iki koleksiyonu var. Ancak her iki koleksiyonun da yarısı İstanbul'da yarısı Almanya'daki evinde duruyor.

Dilek Sancılı

Ne tür kıyafetler giymekten hoşlanıyorsunuz?

Havama göre değişiyor. Ancak genel stilim pop - klasik. Mesela ben kot hiç giymem. Onun yerine hemen kırışmayan, dar ve genelde koyu renklerden oluşan kıyafetler giyerim.

Markalarınız var mı?

Yurtiçinde veya yurtdışında markalarım, alışveriş yaptığım yerler var. Ama beğenmediğim bir şeyi sırf marka diye de hayatta almam. Türkiye'de Damat & Tween'den giyiniyorum. Genelde değişik firmaların ürünlerini satan yerlerden alışveriş yapıyorum. Almanya'da Frankfurt'ta birkaç markanın bir arada bulunduğu bir yer var, oradan da çok alışveriş yaparım.

Hemen herkesin sahne kıyafetlerini seçen ya da diken birileri var. Sizin bir kıyafet danışmanınız var mı?

Hayır, benim özel sahne gardırobum yoktur. Mesela "Öğrendim" isimli yeni bir albümüm çıktı. Ama bunun için hiçbir sahne kıyafeti hazırlamadım. Sonuçta ben şarkılarımda hayatın içindeki şeylerden bahsediyorum. Kendimi anlatıyorum. Açıkçası elbise falan yaptırmak bana pek doğal gelmiyor.

Bir kibrit koleksiyonunuz var. Ne zamandan beri kibrit biriktiriyorsunuz?

Koleksiyon değil de merakım var. Çok eski bir merak değil. Gittiğim yerlerde eşantiyon olarak masaya bırakılan kibritleri toplamayı seviyorum.

Nerden çıktı bu merak? Çok mu sigara içiyorsunuz?

Aksine sigara hiç içmiyorum. Kibrite karşı bu merak nereden geliyor, bilmiyorum. Ama toplamayı seviyorum. Almanya'daki evimde daha çok var. Türkiye'de yeni olduğum için burada biraz daha az.

Satın aldığınız da oluyor mu?

Gidip dükkan dükkan dolaşıp kibrit almam. Gittiğim yerlerde eğer masanın üstünde varsa mutlaka alırım. Ama hiç para vermem.

Öyleyse oldukça fazla yer geziyorsunuz...

Evet, sayılabilir. Zaten onlar da reklam için ve sizin almanız için masaya konmuş. Ondan da bir haz duyuyorum. İlginç de geliyor. E, bir de biliyorsunuz Türkiye'de çok fazla elektrik kesiliyor. Aslında oldukça gerekli bir şey.

Almanya'dakilerle birlikte tahminen kaç kibrite sahipsiniz?

İki evimde tahminen 200'e yakın kibritim var.

Bu kadar kibriti evde nereye koyuyorsunuz?

Çok özel bir yerleri yoktur. Ancak her tarafa dağıtılmış şekilde de değil. Evin hemen girisşinde kase gibi bir şey var, onun içine koyuyorum. Bir de ceplerimde çok taşıyorum. Bazen daha önce gittiğim yerdeki kibritlerden yine alabiliyorum. Evde elektrik kesildiğinde aramayayım diye her mumun dibinde mutlaka bir kibritim vardır.

Başka biriktirdiğiniz şeyler var mı?

Beğendiğim ve sevdiğim CD'leri toplarım.

Kaç tane var?

Türkiye'deki evimde 250 tane, Almanya'da ise 550 - 600 civarında CD var.

Ne tarzda olanları biriktiriyorsunuz?

Genellikle yabancı ve soul ağırlıklı olanları biriktiriyorum. Ancak Türkçe çıkan CD'leri de alıp yanına koyuyorum. İnsanlarla bir yerlerde karşılaşıyorsunuz. Onların çıkardığı albümü dinlediğinizde konuşacak mevzularınız oluyor. Bir de saygı olarak düşünüyorum.

Evinizde neler görmek hoşunuza gider?

Öyle aşırı bir dekorasyon yok. Evimde sarı ve siyah renkler hakim. Bir de müzik köşem var.

Akşamları çıktığınızda gittiğiniz yerler var mı?

Aslında akşamları çıkmıyorum. Genellikle 15:00 ile 19:00 saatleri arasında geziyorum. Çok bilinen mekanlarım yoktur. Holiday Inn'in cafesi oldukça sakindir. Suadiye Movieplex'in hemen yanında Cafe diye bir yer var. Oraya çok sık giderim. Zaten hemen oradan da sinemaya geçerim. İstanbul'u çok iyi bilmeyen biriyle buluşacaksam Home Store'da randevu veririm. Bir de Ulus Parkı'nı çok severim.

Kendinizi bakımlı biri olarak görüyor musunuz?

Günde iki defa mutlaka duş alırım. Çok sık olmasa da maniküre giderim. Arada bir Veysel'de veya Capitol'de cilt bakımı yaptırırım.

Alışveriş notları

Parfüm:

Givenchy - Armani

Film:

"İkili Oyun"

Araba:

BMW

Kitap:

Okumuyor.