Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Başbakan Ecevit 2004'ten önce Avrupa Birliği'ne tam üye olabileceğimizi açıkladı. Yasal olarak belki dediği doğru çıkabilir. Ama standart konusunda daha çok beklememiz gerekecek...
Hukuki engelleri kaldırmak işin en kolayı. İlle de olacak derseniz, uyum yasalarını çıkarmak bir - iki yıl içinde mümkün olabilir. Ama kafaları değiştirmek pek o kadar kolay değil! Bu konudaki en önemli güç eğitim. Oysa en yavaş ilerleme bu alanda gerçekleşiyor. Eğitimle ilgili rakamları önünüze koyduğunuzda, AB standartlarına ulaşmanın öyle 3, 5 yılda değil, ciddi bir programla en erken 20 yılda mümkün olabileceğini görürsünüz. Ama bu kimsenin umurunda değil. Türkiye'yi yönetenler hala eğitimin önemini ve insan yetiştirmenin zorluğunu anlayabilmiş değiller...
İnsanlarınıza Avrupa standartlarında eğitim vermeden, Avrupa vatandaşlığı kazandırsanız ne olacak? Onlar yine bildiğini okuduktan sonra. Bir Gürüz mantığı Avrupa'da barınabilir mi? Mümkün değil. Ama Türkiye'de el üstünde tutuluyor. Demirel'e bakın. Koltuğunda üç gün daha fazla oturabilmek için kendine özel Anayasa değişikliği yapılsın diye bekliyor. Evren kadar olamadı. Emekliliğin tadını çıkaramadı. O köşesine çekilmediği için ondan sonra gelenler de koltuklarına sıkı sıkıya yapışıyor...
Türkiye günlerdir Çakıcı'yı konuşuyor. Utanmasalar serbest bırakacaklar. İade edilmesi için Fransa'ya verilen söz nedeniyle elleri kolları bağlıymış. İnsana sormazlar mı: Sorgulayıp, yargılamayacaksanız ne diye getirdiniz? Serbest bırakmak için mi?..
Konuşulan bir başka konu ise Sergen'in Galatasaray'a transferi. Resmen hile - i şeriye. Yani hukuk kurallarını hiçe sayma. Galatasaray gibi bir camia böylesine bir uygulamaya nasıl göz yumar? Kurallar, yasalar delinsin diye değil, uyulsun diye konur. Eğer yanlışlık varsa, değiştirilmesi için çaba harcanır. Oysa Galatasaray, kamuoyu oluşturup, eğer ortada bir yanlış varsa onu düzeltme yoluna gideceğine hülle yaparak Sergen'i kadrosuna katıyor. Aynı yöntemi milletvekilleri ve öğrenciler uyguladığında ahlaki olmuyor da, futbolcular yaptığında nasıl ahlaki oluyor bir türlü anlayabilmiş değilim!..
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım önceki gün gazetemizdeydi. Sergen'i uzun uzadıya anlattı. Kurallara uymamayı kendine ilke edinmiş. Üstüne üstlük son olayda olduğu gibi kendisine işin doğrusu gösterileceğine, hep ödüllendirilmiş. Yarın aynı tavrını Galatasaray'da da sürdürürse bakalım ne olacak?..
Avrupalı, daha doğusu çağdaş olmak o kadar kolay değil. Ecevit'in söylediği gibi kağıt üzerinde bir Avrupalılık mı, yoksa gerçek anlamda çağdaşlık mı arıyoruz önce ona karar verelim!..


Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr