Yurt, burs, staj, keyfiyet

29 Haziran 2025

Bizim gibi bir ülkede bu dört konuda kesinlikle bir sorun yaşanmıyor olması gerekiyor.

Barınma konusunu ele alalım.

Dünyanın en büyük inşaat sektörlerinden birine sahibiz. Her yıl yüzbinlerce hatta milyonlarca konut üretiyoruz.

Fazla değil yılda birkaç yüz yurt ya da yatılı okul açsak barınma konusunda hiçbir sorun yaşanmayacak.

Hatta bu konu minik yasal düzenlemeler ile devletin kasasından beş kuruş çıkmadan da kolayca çözülebilir.

Her bin konut yapan bir de yurt yapsa olay kendiliğinden sorun olmaktan çıkar.

Devlet de yaptığı yurtları, özellikle de liselerde, etkin siyasetçilerin seçim bölgelerine değil de ihtiyaç duyulan yerlere yapsa, bir yanda öğrenciler yurt bulamadığı için en iyi okullara gidemezken, öte yanda koca koca yurtlar yarı kapasiteyle çalışıyor noktasına gelinmezdi...

Fırsat eşitliği için şart

Yazının Devamı

Öğretmenlik bir sevdadır!

27 Haziran 2025

Bir milyona yakın öğretmenimiz atama beklerken 80 bine yakın ücretli öğretmen istihdam etmek kabul edilemez.

Hele ki kadrolu olmayı fazlasıyla hak eden öğretmenlerimizin ücretli olarak üç kuruş maaşa taşeron mantığı ile çalıştırılıyor olmaları hiç kabul edilemez.

Nasıl ki yargı mensuplarının, milletvekillerinin ya da kamusal görev yapan diğer meslek mensuplarının ücretlisi, geçici görevlendirileni olmuyorsa öğretmenlerin de asla olmamalıdır.

Neden mi?

Onlar geleceğin mimarlarıdır da ondan!

Neden mi?

Bir kişinin ömrü boyunca karşısına çıkacak en büyük şans, kendisini keşfedecek, geliştirecek, doğru yönlendirecek bir öğretmendir de ondan.

Neden mi?

Yazının Devamı

Ne istiyoruz, ne yapıyoruz?

25 Haziran 2025

Bizdeki heyecan hiç bitmez. Bizi ulus olarak diri tutan da, farklı kılan da o.

Umudumuzu asla yitirmeyiz, küllerimizden yeniden doğarız.

Bu yüzden en umutsuz anlarda bile tünelin ucundaki ışığı görebilmek için sonsuza dek sabırla, metanetle yürüyebiliriz…

Eğitime dört elle sarılmamız bu yüzdendir. Onu hayatımızı değiştirecek altın bilezik olarak görürüz.

Çocukların çocukluğunu, gençlerin gençliğini yaşayamadan dört nala sınavlara koşması, ebeveynlerin her türlü maddi ve manevi fedakarlığa katlanması bu yüzden.

Biz yetişkinlere, geleceğe yön verenlere, aklın ve bilimin sesi, kamuoyunun vicdanı olanlara düşen görev, her çocuğu kendi çocuğumuz olarak görüp tekinin dahi mutsuz olmayacağı sistemler yaratmaktır.

Bu o kadar zor mu?

Zor hem de çok zor ama kazanımları da bir o kadar çok. Her türlü olumsuzluğa rağmen uğrunda bu denli mücadele verilmesinin nedeni de budur.

Yazının Devamı

Sınav maratonunda son gün muhasebesi

22 Haziran 2025

Lise ve üniversitelere giriş maratonunda ilk aşama bugün yapılacak olan AYT ile sona eriyor.

Sonuçların açıklanmasından sonra tercihler, yerleştirme ve kayıt süreci ile yola devam edilecek.

Peki LGS ve YKS yeterince adil, yeterince ayırt edici, yeterince yönlendirici ve en önemlisi de yeterince güven verici miydi?

Yapılan anketler, açıklamalar ve değerlendirmeler pek de bu yönde değildi. Özellikle LGS’ye yönelik “çok zordu” eleştirileri öne çıktı.

Karnelerdeki hormonlu notlar, Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) ve öğrenim ücretlerine yönelik şikayetler de havalarda uçuşuyor ama üzerine alınan yok.

MEB, YÖK ve ÖSYM sanki bu işten hiç sorumlu değillermiş gibi olup bitenleri sadece izlemekle yetiniyor…

Sınavlar kalkar mı?

Sınavlar tümden kalkmasa da umut tacirliğine son verilerek, sınava giren aday sayıları minimuma indirilebilir.

Yazının Devamı

İşsizlik mi iş bilmezlik mi (5)

20 Haziran 2025

Sınavların gölgesinde işsizlik konusunu bir kez daha tüm detayları ile ele almakta sonsuz yarar var.

Sonuçta en iyi lise ve fakülte arayışının da en iyi meslek seçiminin de temelinde yatan en önemli etkenlerden birisi de istihdam!

Peki popülerler olan meslekleri mi seçmeniz gerekir yoksa alacağınız puana göre girebileceğiniz öğretim kurumlarından birine ya da uzun süredir hayalini kurduğunuz bir mesleğe yönelik olarak mı o ilk adımı atmalıyız?

Tercihlerin sınavlardan çok daha zor ve karmaşık bir süreç olması bu yüzden.

Genelde sınavlar için yıllarca süren bir hazırlık yapıyoruz ama tercihlere sadece birkaç gün ayırıyoruz!

Bu yüzden de her yıl sınavı kazanan yüzbinlerce üniversite öğrencisi yeniden YKS’ye giriyor ya da okuduğu bölümle hiç alakası olmayan işlerde çalışıyor. Ana neden işsizlik gibi görünse de pek çoğu seçtiği mesleği sevmediği ya da bir türlü sevemediği için o sektöre yönelmiyor…

Veli ve öğrencilerin eğitime bu kadar öncelik vermeleri,

Yazının Devamı

İşsizlik mi, işgüzarlık mı (4)

18 Haziran 2025

İnsan gücü planlaması, istihdama göre eğitim, ilgi, yetenek, beceri ve performansa göre yönlendirme, meslek yelpazesi, yöresel kalkınmaya yönelik eğitim modelleri bize çok yabancı gelse de “işsizlikle mücadele” konusunda olmazsa olmazların başında geliyorlar…

Doğan her çocuğu üniversite önüne yığmayı hatta mezun etmeyi, sınavlarda en zor soruları sormayı, Türkçe ve Matematik dışındaki dersleri adeta yok saymayı, herkese takdir teşekkür vermeyi, diplomalı kişi sayısını artırmayı, yabancı dille eğitim yapıyormuş gibi görünmeyi, mesleki eğitimden uzak durmayı, sınav bataklığında debelenen çocuklarımızı yarış atı gibi yetiştirmeyi bir marifet sayıyoruz ama eğitimdeki en yanlışlarımızın en başında bunlar geliyor…

Peki sonuçta kazanan kim oluyor?

Çocuklarımız mı, ülkemiz mi, ebeveynler mi, eğitim mi, bilim insanları mı, araştırmacı ve kalifiye eleman arayanlar mı yoksa sınav sektörü mü?..

Ülkemizde milyonlarca işsiz varken, yurtdışından getirilen ya da mülteci olarak gelip de ülkemizde çalışan yine

Yazının Devamı

İşsizlik mi iş bilmezlik mi (3)

15 Haziran 2025

Eğitimde boşa kürek çekmeye, birbirimizi kandırmaya, olup bitenleri görmezden gelmeye daha ne kadar devam edeceğiz?

Son iki yılda üniversite başvuruları bir milyon azaldı. Üniversite mezunu işsizlerin sayısı tavan yaptı.

Diplomanın ve okumuşların itibarı yerlerde sürünüyor!

Pek çok sektörde vasıfsız eleman ve ara insan gücü ihtiyacının neredeyse tümü mültecilerden karşılanıyor.

Mesleki eğitim kurumları, üniversitelere öğrenci hazırlayan liselere dönüştü, meslek adamı yetiştirmeyi unuttu.

Bir yanda işsiz milyonlarının feryadı öte yanda çalışacak kalifiye eleman bulamayan sanayi ve ticaret odalarının çaresizliği!

İlk 500’e giren üniversite sayımız bir elin parmakları kadar bile değil.

Geldiğimiz noktanın özeti bu.

Yazının Devamı

İşsizlik mi, iş bilmezlik mi (2)

13 Haziran 2025

Gençlerimiz mutsuz hem de çok mutsuz. Aileleri de onlardan farklı değil. Bugüne kadar kendilerinden ne istediysek fazlasıyla yerine getirdiler.

Önlerine tek hedef olarak sınavları koyduk, onlar da dur durak bilmeden sınavlara hazırlandılar, iyi okullarda okudular, meslek sahibi oldular. Baştacı edilecekleri beklentisi içerisine girerek büyük hayaller kurdular.

Sonra şapka düştü kel göründü. İşsizlik belası ile yüz yüze geldiler. İş bulma arayışı uzadıkça moralleri bozuldu, moralleri bozulunca da aynı süreçleri onlar da yaşamasın diye ne evlenmeyi düşündüler ne de çocuk yapmayı.

Peki istediğimiz bu muydu? Kesinlikle hayır. Hem devlet hem de aile bütçesinden en büyük payı hep eğitime, çocuklarımıza ayırdık. Çünkü onlar bizim geleceğimizdi!..

Peki nerede hata yaptık? Hedeflerimiz mi yanlıştı, çocuklarımız mı ilgisizdi, sistem mi yetersiz kaldı ya da çağın gerisinde mi kaldık? Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de zaten kısıtlı olan çalışma alanlarımızı yabancı işçilere yaptırdık…

Yazının Devamı