Her yıl on binlerce genç öğrenim hayatını yarıda bırakıyor. Yüreği sızlasa da başka çaresi yok. Çünkü parası yetmiyor. Anne babalar da perişan. Neyi var, neyi yok her şeylerini biricik yavrularının geleceği için feda etmeye hazırlar. Ama o da çare olmuyor. Devlet, üniversiteler, hayırsever kuruluşlar... Onlar bu çorbada bizim de katkımız olsun istiyor. Ancak yine de değişen bir şey yok. Önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da on binlerce pırıl pırıl genç, yersiz yurtsuz, parasız pulsuz kaldıkları için yükseköğrenim hayallerine veda edecek. Ömür boyu bunun ezikliğini hissedecekler. Çocuklarının aynı hüsrana uğramamaları için kendilerine yüzlerce, binlerce kez söz verecekler...
Tablo böylesine vahim. Daha önceki yazılarımızda defalarca dile getirdik: Eğer gençlerimize yeterince öğrenim ve burs olanağı sağlamış olsaydık, bugün ne terör ne de irtica bu boyutlarda olurdu. Okuyamayan, iş aş bulamayan gençler dağa çıktı. Terörün, fuhuşun, uyuşturucunun, çetelerin kucağına düştü. Her şeye rağmen okumakta direnenler ise denize düşen yılana sarılır misali irticayı besleyen tarikatları bir kurtuluş yolu olarak gördü.
Biz ne yaptık? Hep seyrettik. İş çığırından çıktı, hala seyrediyoruz. Teröre akan kaynaklar zamanında eğitime, kalkınmaya harcansaydı, üç beş oy uğruna tarikatlar baş üstünde taşınmasaydı, bugün bambaşka bir Türkiye olurdu.
Tamam, şu ana kadar ders alınmadı, ama hiç olmazsa tarih bir kez daha tekerrür etmesin!..
Böylesi bir ortamda şimdi karşımıza bir de burs çetesi çıktı. Her şeyi çalan, bütün değerleri yıkan çeteler, ahlaksızlıklarını, doyumsuzluklarını, çirkin yüzlerini bu kez de gençlerin hayallerini çalarak gösterdiler.
Onlar da biliyorlar. Başkaları adına aldıkları her bursun yoksul bir gence hayat vereceğini. Ama, yağma düzeni bunu gerektiriyorsa, niye yapmayalım diye düşünüyorlar. Çetelere dur demek, canlarına okumak mümkün değil mi? Elbette mümkün. Ama asıl önemli sorun, bu işi kimlerin yapacağı!
Terör ve irtica konulu yazıyı noktalarken, yurt ve burs konusunun silbaştan yeniden ele alınmasını istemiştim. Bu dileğimi ivedilik kaydıyla bir kez daha yineliyorum. Umarım, bundan sonra geç kalınmaz.
Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr