Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

"Meslek lisesi, memleket meselesi” diye yola çıktık ama yarı yolda kaldık diye üzülüyorduk ki, cılız da olsa, yeni kıpırdanmalar var ve mutlaka devamı gelmeli!

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, mesleki eğitime gönül veren isimlerden birisi!

Bahçıvan, meslek lisesi mezunlarına olan bakışı kökten değiştirecek şekilde bir dönüşüm süreci başlattıklarını ifade ederek, meslek lisesi mezunlarını “ara eleman” değil, “aranan eleman” seviyesine getirmeye çalıştıklarını kaydetti.

Haberin Devamı

Milli Eğitim Bakanlığı’yla yaptıkları “Mesleki Eğitim İşbirliği Protokolü” kapsamında okulların döner sermayelerini güçlendirecek ve onları birer Ar-Ge ve üretim merkezi gibi konumlayacak iş birlikleri oluşturduklarına dikkat çekti ve şöyle konuştu:

“Proje kapsamında halihazırda İstanbul’daki 39 Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ile 5 Güzel Sanatlar Lisesi’ni İstanbul Sanayi Odası’nın çeşitli sektörlerdeki 100’ü aşkın meslek komitesi sanayicimizle birlikte yönetiyoruz. Bu kapsamda, iki yılı aşkın bir süredir meslek lisesi öğrencilerine işletmelerde gerçek üretim ortamlarında beceri eğitimi ve staj imkânları sağlanması, alan öğretmenlerine hizmet içi ve işbaşı eğitimlerinin verilmesi, çerçeve öğretim programlarının güncellenmesi, okulların proje odaklı üretim yapmaları ve başarılı projelerin desteklenmesi gibi konularda çalışmalar yapıyoruz. Mesleki Eğitim İşbirliği projemiz kapsamında bugüne kadar okul yöneticilerine yönelik yönetici geliştirme programları tasarlayıp hayata geçirdik, meslek lisesi öğretmenlerine sanayideki yeni uygulamaları görebilecekleri teknik eğitimler sunduk, meslek lisesi öğrencilerimize en nitelikli sanayi firmalarımızda istihdam, staj/beceri eğitimi ve teknik inceleme ziyareti imkânı sağladık, öğrencilerin ilgisini çeken dijital dönüşüm ve yeni teknoloji trendleri gibi konularda eğitim atölyeleri düzenledik. Okullarımızın döner sermayelerini güçlendirecek ve onları birer Ar-Ge ve üretim merkezi gibi konumlayacak iş birlikleri oluşturuyoruz.”

Peki, bu kadarı yeter mi?

Haberin Devamı

Sevindirici bir başlangıç olsa da dünyadaki benzer iş birliklerine bakıldığında kesinlikle yeterli değil! Fazlası gerekir. Umarız, devamı gelir!..

Peki ya MEB bu konuda ne yapıyor? Söz çok ama uygulama ortada:

Haziran 2020’de 20 bin öğretmen ataması yapılmıştı. Mesleki ve teknik öğretmene verilen kadro sayısı, 24 branşta sadece 227 oldu!..

Meslek liseleri maske üretimine başlayan dünyadaki ilk ülkelerden biri olduk ama millet “Terminatör Maske” yaparken, biz hâlâ yerimizde sayıyoruz!

Bu iş birlikleri keşke biraz da inovasyon odaklı olsa!..

Peki ya sonrası?..

Ülkemizin dört bir yanı üniversitelerle donatıldı ve neredeyse doğan her bebek için bir kontenjan var!

İstediği üniversiteye, istediği bölüme giremese de isteyen herkese yetecek kadar yer yarattık.

Hatta hemen her yıl on binlerce kontenjan boş kalıyor!

İşte bu noktada asıl önemli olan soru şu:

Peki ya sonrası?

Yani, üniversiteyi bitirdikten sonraki aşama?

Gençler ve anne babaları haklı olarak emeklerinin ve yaptıkları masrafın karşılığını almak istiyor.

Haberin Devamı

Yani onca mücadele ve onca harcamanın karşılığı olarak, öğrenim gördükleri alanda iyi bir iş ve iyi bir gelecek bekliyorlar.

Haksızlar mı?

Kesinlikle hayır.

Kendilerinden ne istendiyse yerine getirdiler.

Adaylar çocukluk ve gençliklerini yaşamadı, ebeveynler de yemedi, içmedi, giymedi, gezmedi, her türlü imkânını çocukları için seferber etti. Karşılığında da bırakalım o kadarını da istesinler.

Aslında öyle çok yüksek bir beklentileri de yok.

Kariyer yapabilecekleri iyi bir işleri olsun yeter ama o bile artık aslanın ağzında değil, midesinde. Onu oradan alıp çıkartmak ise artık diplomayla olmuyor!..

Yükseköğretimde okullaşma oranını artırmak gerekiyordu, artırdık.

Bundan sonra, ikinci ve üçüncü faza geçmemiz gerekiyor!

İkinci faz kalite, insan gücü planlaması, meslek çeşitliliği, üçüncü faz ise uluslararası yeterlilik, Ar-Ge ve yüksek yaşam kalitesi.

Dördüncü ve beşinci fazlar için henüz erken. Önce bunları gerçekleştirmemiz gerekiyor.

Peki, bunu yapabilir miyiz?

Kesinlikle evet!

Yeter ki samimi olalım, yeter ki topyekûn isteyelim, gerisi gelecektir!..

Özetin özeti: Eğitimde zoru başarırsak, diğer sorunlar çorap söküğü gibi bir bir çözülür.