Bilim Bakanlığı kurulsun diye çok yazılar yazdım. Çünkü bilim toplumu olmadan çağı yakalamamız mümkün değil!
Peki, ne oldu?
Yıllar sonra nihayet Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın kuyruğuna eklediler.
Bu da bir adım deyip izlemeye başladım.
Bilim Bakanımız ne zaman bir röportaj verse hemen okudum.
Ama tam bir hayal kırıklığı oldu.
Bakanlığın sitesine girdiğinizde bilimin zaten adı yok.
www.sanayi.org.tr diye giriyorsunuz. Bilimi temsilen sadece vekaleten yürütülen ve başında bir doçentin bulunduğu Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü var o kadar.
Oysa pek çok ülkede Bilim Bakanlığı ya tek başına ya da Yükseköğretim ve Bilim Bakanlığı şeklinde.
Yani bakan ve bakanlar, bir anlamda, bilimle yatıp, bilimle kalkıyor.
Bizde ise birleştirilen tüm bakanlıklarda olduğu gibi kimi bakanlıklar hep üvey evlat muamelesi görüyor...
Bilim Bakanımızın dün Milliyet’te demeci vardı.
Heyecanla baktım, bilime, bilim insanlarına, bilim toplumu olmaya yönelik neler var diye.
Tam bir hayal kırıklığı oldu.
Sanki Bilim Bakanı değil de Oyuncak Bakanı.
Türkiye Oyuncak Merkezi Olacak demiş ve eklemiş:
Nasrettin Hoca Oyuncakta Tutar!
Ne güzel!
Keşke Türkiye Bilim ve ARGE Merkezi olacak deseydi.
En azından yağmasa da gürlemiş olurdu...
İşte bu röportajdan çarpıcı satır başları:
- Işık, çocuklara yönelik projelerini anlatırken oyuncak üretim müjdesi de veriyor: “Artık Çin oyuncak üretimi için çok cazip bir ülke olmaktan çıktı. Ama eko sistem oluştuğu için hâlâ Çin’de üretim iyi. İstiyoruz ki artık Türkiye’de de oyuncak üretimini yapalım. Hem milli karakterlerimizle, kendi milli kültürümüzü, yerel kültürümüzü evrensel kültürle harmanlayalım ve çocuklarımıza hem yereli hem dünyayı aynı anda tanıyacakları karakterleri çocuklarımıza sunalım. Bir Keloğlan, Nasrettin Hoca karakteri oyuncakta çok tutar. Belki Dede Korkut karakteri. Bizim gönül coğrafyamızda ciddi bir pazar var. Bunları kendimiz üretelim diyoruz. Yapacağımız üretim sadece iç piyasamızda değil, iç piyasamızda 1 milyar dolarlık bir oyuncak hacmi var. Dolayısıyla bu 1 milyar dolarlık hacmi eğer biz yerli üretim ile karşılarsak kendi üreticimiz kazanır, kendi insanımız istihdam edilir. İhracat yaparız. Cari işlemler dengemize olumlu etki yapmış oluruz. Kendi kültürümüzü çocuklarımıza vermiş oluruz” dedi.
Çin’den alım bitecek
- Oyuncak İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulması konusunda mutabakat sağladık. Bunun nerede kurulması gerektiği konusunda sektörle bakanlığımız bir çalışma yapacak. Bu sektör çok önemli olduğu için biz, ‘gelin el ele verelim, işbirliği yapalım. Herkes gelsin, üretimi burada yapsın, Çin’den oyuncak ithal etmek yerine’ dedik. Sağlıklı olup olmadığını bilmediğimiz oyuncakları getirmek yerine üretimi burada yapalım. Burada tasarlayalım, kalıplarını burada yapalım. Buradan dünyaya satalım. Artık bu noktada Çin ile rekabet edebiliriz...
Özetin özeti: Dijital oyunlar dese yine gam duymayacaktım ama ucuz oyuncağa yönelmek bize ne kazandıracak hep birlikte göreceğiz…