Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kolej kayıtları sona erdi. Üniversite başvuruları dün başladı. 

Eğitim yerlerde sürünse de pek çok paralı üniversite ve kolejin bir yıllık öğrenim ücreti ya da toplam maliyeti yarım milyon liranın üzerine çıktı. 

Peki, öğrenci ya da velilerin yüzde kaçı verdikleri bu ücretin karşılığını fazlasıyla alıyor? 

“Helali hoş olsun” diyen kaç kişi var? 

Zam oranları eski öğrencilerde belli bir limitin üzerine çıkmaması gerekirken, YÖK’ün bu yöndeki uyarılarını ne dinleyen var ne de dikkate alan. 

Kolejlerde de durum farklı değil. 

Haberin Devamı

100 bin liranın altında bir ücretle liseye başlayan öğrencilerden bu yıl için istenen ücret 500 bin lirayı geçti. 

Yeni eğitim-öğretim yılında 500 bin lira ücretle kolej ya da üniversiteye başlayan öğrencilerden son sınıfa geldiklerinde sadece ve sadece bir öğretim yılı için 3-5 milyon lira istenirse hiç şaşırmayın. 

En mütevazı olanların sadece bir diploma maliyetleri 5 milyon liraya, anaokulundan üniversiteyi bitirinceye kadarki maliyet de 3-4 katına, yani 15-20 milyona dayanırsa sakın ola şok olmayın. 

Okul sahipleri ya da vakıflar eğitimi bir kazanç kapısı olarak görüyor da Maliye’nin öğretim kurumlarına bakış açısı farklı mı? 

Alın birini vurun diğerine. 

Futbol kulüplerine vergi indirim müjdesi verilirken, eğitim kurumlarının yüzde 8 olan vergi yükünün yüzde 10’a çıkartılması çok manidar! 

Mehmet Şimşek’e önceki yıllarda eğitimdeki vergi yükünün neden sıfırlanması gerektiğini uzun uzadıya anlattığımda, “Neden olmasın” demişti. Eminim ki son artış gözünden kaçmıştır. 

Özel okul ve paralı üniversite sahipleri, birbirlerinin ayağını kaydırmaktan vazgeçip, toplu olarak gidip meramlarını anlatsalar, mutlaka ciddi indirimler alacaklardır. Asıl sorun, böylesi bir indirim gerçekten isteniyor mu?.. 

Öğrenci profili? 

Öğretim kalitesinde olmasa da öğrenim ücretlerinde dünyayla yarışır noktaya gelen özel öğretim kurumlarında çocuk okutmak için adeta bir servet gerekiyor. 

30-40 yıl çalışan velilerin, bırakın maaşlarını, aldıkları emekli ikramiyeleri ya da tazminatları, çocuklarının bir yıllık eğitimlerine bile yetmiyorsa değil bir defa, bin defa düşünmek gerekiyor! 

Haberin Devamı

Peki, o zaman bu okullara kim gidiyor? 

Öğrenci profili dünden bugüne çok değişti. Beyaz yakalılar, orta ve orta üstü gelir grubu veliler ne kadar fedakârlık yaparsa yapsın bu yükün altından kalkamadıkları için, bu okullar da yok denecek noktaya gelecekler. Görünen o ki daha da azalacaklar... 

Veliler gibi öğrenci ve öğretmen profilinde de ciddi değişiklikler söz konusu. Akademik başarı, maaşlar ve performans öğrenim ücretleriyle ters orantılı. 

Ücretler arttıkça öğretmen ve öğretim üyelerinin maaşı ve akademik başarısı azalıyor. 

Özel okul öğrencilerinin neredeyse tamamı bu ücretlerin üzerine bir de özel öğretmen ve dershanelere yüklü ücretler ödüyor. Yoksa istedikleri liseye ya da üniversiteye girmeleri mümkün değil. Açıkta kalan, yabancı dil öğrenemeyen, işsiz kalan ve okuduğuna bin pişman olanların sayısı da azımsanmayacak kadar çok. 

Neden çok pahalı? 

“Her şey pahalı da okullar o yüzden pahalı” söylemi, olaylara “şaşı bakış” olur. 

Haberin Devamı

Evet, pahalılık söz konusu ama okul, ulaşım, yemek, barınma ders kitapları, forma ve diğer harcamalardaki fahiş artışları anlamak mümkün değil. 

Sektörü ayakta tutacak düzenlemeler bir an önce yapılmalı. Yoksa kapanan her okulun yükü de devletin sırtına binecektir. Çocuğunu özel okula gönderen veli de cezalandırılmamalı, tam aksine, sırtındaki yük hafifletilmelidir. 

Okul sahiplerine gelince, kampüslerin kurulma maliyetleri, burslar ve bol keseden harcamaları kesinlikle ve kesinlikle öğrenim ücretlerine yansıtmamalılar. Devlet spordaki korumacılığını eğitimde de göstermeli, özel okul sahipleri ve vakıflar da eğitimden kazandıklarını eğitime harcamalı ve bindikleri dalı kesmekten özenle kaçınmalılar. 

Güvence şart 

Öğrenim ücretleri kolejlere ya da üniversiteye girişten mezun oluncaya kadar sabit artışlarla güvence altına alınmalı. Bu noktada fedakârlık sadece veliden beklenmemeli, devlet ve okul sahipleri de taşın altına elini koymalı, gerekiyorsa tasarrufa gidilmeli. 

Önemli olanın lüks değil, eğitim, öğretim olduğu asla unutulmamalı, öğrenci, öğretmen ve veliler yaptıkları fedakârlığın karşılığını fazlasıyla almalılar. 

Özetin özeti: Hem devlet hem de veliler olarak çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras, ev, araba, arsa, para değil eğitimdir. Devlet de veliler de en büyük bütçeyi eğitime ayırıyorsa, en iyisini istemeye hakları vardır.