Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Paralı askerlik, yurtdışındaki doktora öğrencileri için de tercih nedeni oldu. Yaşlarının ilerlemiş olması ve bir an önce görevlerine dönme heyacanı bu kararı almalarında etkili oldu. Varlıklılar için 15 bin mark büyük bir para değil. Ama devlet adına burslu öğrenim görenler için önemli bir meblağ. Taksitle de olsa bütçelerini altüst edecek...
MEB bursu ile gidenler bu konuda dertli mi, dertli. Zaten aldıkları burs miktarı Hazine ve Maliye'den gidenlere göre çok az. Üstelik onlar Türkiye'deki maaşlarının yüzde 60'nı alırken, MEB bursiyerlerinden çoğunun böyle ek bir geliri de söz konusu değil. Bugüne kadar "bal tutan parmağını yalar" deyip seslerini fazla yükseltmiyorlardı. Ama son gelen mesajlardan anlıyoruz ki, canları çok sıkkın. Milli Eğitim, askere gelecekleri bir aylık süreçte, o ayki bursu kesiyormuş. Oysa aynı zaman diliminde Türkiye'ye tatile gelseler burslarına dokunulmayacak! Devletten maaş alanların bursunun kesilmesi makul olabilir ama, bizim gibi burstan başka geliri olmayanlar hiç düşünülmedi diyorlar. Batık bankalara milyarlarca dolar aktaran devletin, doktora öğrencilerini gurbet ellerde mağdur duruma düşürmesi anlaşılacak gibi değil. Elbette devletin 5 kuruşu bile har vurup harman savurulmasın. Ama nedense hep eğitim ve bilim söz konusu olduğunda kaynaklar kısılıyor!..

Milliyetçi liseler

Hayırseverlerin okul yaptırıp devlete bağışlaması muhteşem bir olay. Cumhurbaşkanı Demirel, devlet adına kendilerine onur madaylası verdi. Kamuoyu adına biz de kendilerini canı gönülden kutluyoruz. Ama bazı farklı uygulamalar, insanın kafasını karıştırıyor. Örneğin tarikatlar, yaptırdıkları okulları devlete bağışlama yerine kendileri işletiyor. Dolayısıyla önce devlet, önce Türkiye yerine, önce kendi tarikatımız, kendi misyonumuz diyen nesiller yetişti...
Namık Kemal Zeybek'in çıkardığı Ayyıldız gazetesinde dün bir makale dikkatimi çekti. Nuri Gürgür, Ankara'daki Türk Yurdu Lisesi'nin yeni binasının açılış törenini anlatıyor. Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli ile Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu ve birçok milletvekili de katılmış. Hep birlikte 'Çırpınırdı Karadeniz' söylenmiş. Neden olmasın ki!.. Ama yorumu biraz dikkat çekici: "Kurumsallaşmakta şimdiye kadar fazla başarılı olamayan milliyetçi camianın bu gibi teşebbüslere büyük ihtiyacı var. Milli kültürümüzün korunması, geliştirilmesi ve küresel tazyiklere direnebilmesinin başka bir yolu yok. Ancak milliyetçilerin bireysel yaşama ve davranma alışkanlıkları sürdükçe, milli ve manevi değerlerin hoyrat rüzgarlar önünde savrulmaları kaçınılmaz bir kader olarak yaşanacaktır. Tek tek ülkenin en seçkin beyinlerinden oluşan bir camianın, başkalarınca hazırlanan gündemlerin izleyicisi olması, hayatın dışında kalması sosyal bir çarpıklıktır..."
Var olan zaafları düzeltme yerine yeni arayışlara girme, umarız yeni baş ağrılarının habercisi olmaz...



Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr