Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


YÖK Başkanı Gürüz'ün değişmesini isteyenlerin en başında biz geliyorduk. Çünkü yüz binlerce üniversite adayını mağdur etmişti. Ama Cumhurbaşkanı Demirel yasal yetkisini kullanarak onu ikinci kez başkanlığa atadı. Hayırlı, uğurlu olsun! Ancak iş bu kadarla bitmiyor. YÖK ve Gürüz tartışması, daha uzun süre Türkiye'nin gündeminde kalacak.
Gürüz, 28 Şubat kararlarının katıksız uygulayıcısıydı. Madalyonun o tarafından bakıldığında atanması değil, asıl atanmaması şaşırtıcı olurdu. Devlet, eğer Gürüz'ü ikinci kez aynı koltuğa oturtmasaydı, bundan sonra böylesine zor görevlere kolay kolay bürokrat bulamazdı. Anlayacağınız, kendi içlerinde tutarlı görünüyorlar. Ancak madalyonun öteki yüzünden bakıldığında ortaya çıkan görüntü hiç sempatik değil.
Yasaların tanıdığı sınırsız yetki ve Gürüz'ün dayatmacı kişiliği bir araya gelince, YÖK Başkanı, bazı konularda Başbakan'dan da yetkili konuma geldi. ÖSS rezaletinde Ecevit'in "Bu konuda bizim hiç yetkimiz yok. Maalesef bir şey yapamıyoruz" sözleri hala kulaklarda. Şimdi haklı olarak Meclis ve hükümet, YÖK'ü sorguluyor. Tamam YÖK ve üniversiteler özerk olsun ama, bizi de dikkate alsın diyorlar. Bugünkü yasal düzende YÖK başkanının atanmasında Meclis'in, dolayısıla hükümetin hiçbir yetkisi yok. Ama YÖK'ün yarattığı kaostan en fazla etkilen hükümet oluyor. YÖK Başkanı, hükümetin duyarlı olduğu konuları eğer biraz dikkate almış olsaydı, bugün için düşünülen yasal değişikliklerin pek çoğu, hiç gündeme gelmezdi. Hafta başında gerçekleşen Ecevit / Gürüz görüşmesinde bu konu sanıyorum uzun uzadıya ele alındı. Bu çerçevede ÖSS'de yapılacak rötuşlar özellikle meslek lisesi mezunlarını çok rahatlatacak...
Demirel'in Gürüz'ü yeniden başkanlığa atamasını şiddetle eleştiren siyasiler, aynı hatayı kendileri de yapıyor. TBMM YÖK Araştırma Komisyonu bunun en açık örneği. Türk yükseköğrenimine yeni bir vizyon kazandıracak, sorunları tarafsızca soruşturacak, üniversite önündeki yüz binlerce gencin mağduriyetini giderecek isimler yerine, Gürüz'le kişisel kavgası olanların öne çıkması, daha şimdiden objektifliğine gölge düşürdü. Akademik çevrelerdeki ismi: İntikam Komisyonu...
Yeni bir yükseköğretim yasasına her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç var. Ama son günlerde sesini yükseltenlerin istediği yönde hazırlanacak bir yasa, tıpkı daha öncekiler gibi tepki yasası olmanın ötesine geçmez. Üniversiteler çağdaş ülkelerde siyasetten uzak özerk bir yapıya sahipler. YÖK benzeri kurumlar ise, devlet, hükümet ve üniversiteler arasındaki koordinasyonu sağlamak için var. Bu tıkanıklığı, üniversiteleri boğazlarına kadar siyasete bulaştırarak çözmek mümkün değil. RTÜK örneği ortada. Aceleye getirilmeden, enine boyuna tartışılarak hazırlanacak yeni bir yükseköğrenim yasası, Türkiye'yi şu andaki yanlışların çok daha büyüklerinden koruyacaktır!..



Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr